Uyudu tradutor Português
756 parallel translation
Hiç aralıksız, günler ve geceler boyunca uyudu.
Continuamente... dia e noite!
Madam iyi uyudu mu?
A Madame dormiu bem?
- Madam iyi uyudu mu?
- Dormiu bem?
İki saat kadar uyudu.
ela dormiu duas horas, e está agitada.
Pekala, artık uyudu.
Ele já está a dormir.
Tina iyi uyudu. Yatak çok büyüktü.
Tina dormiu bem.
- Ed! - Burada kim uyudu?
Quem dormiu ali?
Uslu uslu uyudu mu?
Foi para a cama?
Daha yeni uyudu.
Conseguiu finalmente adormecer.
O artık uyudu.
Ele já está a dormir.
Bütün gece masada sarhoş gibi uyudu.
Ele dorme a noite toda na mesa como um bêbado no bar.
Biz yedik ardından o yedi, biz uyuduk ardından o uyudu.
Comemos, e depois ele comeu. Dormimos, e depois ele dormiu.
Arnie çok yorgun. Bütün gün uyudu.
O Arnie está tão cansado que vai dormir todo o dia e metade da noite.
Bebek uyudu mu, Sally?
Já dorme o bebê, Sally?
Yatırır yatırmaz uyudu hemen.
Adormeceu assim que o deitei.
- Sanırım amcam uyudu.
- Acho que o tio está dormindo.
Sonra battaniyeye sarılarak, yatağın üzerindeki yayları örten kâğıtların üzerinde uyudu.
Ele se enrolou no cobertor | e dormiu sobre os papéis... que cobriam as molas da cama.
İpi gövdesiyle kayık arasına sıkıştırıp bütün ağırlığını sol elinin üzerine vererek ileriye uzandı ve uyudu.
Ele deitou-se, apoiando-se | na linha com o corpo... colocando todo o seu peso | na mão esquerda, e adormeceu.
Yemek yedik. O yatıp uyudu.
Então, jantámos, ele deitou-se e adormeceu.
Ağlaya ağlaya uyudu.
Chorou até dormir.
Catherine uyudu. Jim gözlerini karanlığa dikmişti.
Catherine adormeceu e o Jim ficou de olhos abertos a noite toda.
- Hayır, uyudu.
- Não, ela está dormir.
Bir haftadır ne uyudu ne yemek yedi.
Durante uma semana, ele mal comeu ou dormiu.
Veteriner bir iğne yaptı o da uyudu.
O veterinário deu-lhe uma injecção, e ele ficou a dormir.
Bir şey hissetmedi, uyudu o kadar.
Ele não sentiu nada, só adormeceu.
Kocam uyudu.
O meu marido está a dormir.
Galiba uyudu.
Acho que está a dormir.
- İkisi de uyudu mu?
- Elas estão a dormir? - Há muito tempo.
Gece bebek gibi uyudu.
Dormiu como uma boneca ontem à noite.
İyi uyudu ve kahvaltısını yaptı uyuşturulmadı hipnotize edilmedi.
Acaba de dormir um belo sono e de comer um bom almoço e não está drogado nem hipnotizado.
Kit, ifadesi okunurken mahkemede uyudu.
O kit adormeceu no Tribunal, enquanto liam a confiissão.
Bay Miguel, uyudu.
Don Miguel, ela está a dormir.
Alphonse tekrar uyudu mu?
O Alphonse ainda dormir.
Sizin kendi başınıza ne yapacağınızı görmek için birazcık uyudu.
Apenas estava a dormir... Mas é melhor verem por si mesmos.
Hayır, hayır. Aynen benim gibi o da uyudu.
Não, ela dormiu, como eu.
- Uyudu mu?
- Está a dormir?
Uyudu mu?
Está a dormir?
Uyudu.
Està fora.
Evet. nihayet bir kaç dakika önce uyudu.
Sim. Ele adormeceu finalmente à poucos centons.
Leonardo birkaç dakika uyudu. Uyandığında odadan çıkmamı istedi.
O Leonardo adormeceu e depois acordou a pedir para que eu saísse do quarto.
Morris bu gece erken mi uyudu?
O Morris deitou-se mais cedo hoje?
Bunu yerine neden, Batı binlerce yıl karanlıkta uyudu? Kolomb ve Kopernik ve onların takipçileri burada yapılan çalışmaları tekrar keşfedene kadar?
Porque é que, em vez disso, o Ocidente adormeceu durante 1.000 anos de escuridão, para só acordar quando Colombo, Copérnico e os seus contemporâneos, redescobriram o mundo e trabalho feito aqui?
Uyudu bile.
Já está a dormir.
Bir zamanlar bir kedimiz vardı. Bir gün uyudu, bir daha da uyanmadı.
Um dia tivemos uma gata que adormeceu e nunca mais acordou.
Adamlardan bazıları uyudu.
Alguns já dormem.
Belki onlar da uyudu. Bilemiyorum.
Talvez estejam a dormir, não sei.
- Hastamız ne durumda daha iyi uyudu mu?
Como está a nossa doente? Espero que ande a dormir melhor.
Ackerman'ı gören oldu mu? Abbott, Ackerman dün gece yatağında mı Uyudu?
Abbott, o Ackerman dormiu ontem à noite no seu beliche?
Küçük Sezar uyudu.
O Césarion ainda dorme.
Uyudu.
Está a dormir.
Uyudu.
Ele adormeceu...