Uçuşlar tradutor Português
736 parallel translation
- O tür uçuşlar için değil.
- Por um voo daqueles, não.
- Kısa uçuşlar için sanırım.
- Parece uma rota mais curta.
O halde deneme uçuşlarınızı bizimle yapmış olmalısınız Bay Manning.
Então deve ter feito o seu treino connosco, senhor Manning.
Yanlarında da Burma uçuşlarına eşlik eden üç kişinin cesedi var.
Três homens mortos por perto, a alimentarem todas a moscas de Burma.
Joe tehlikesiz uçuşları yönetiyor.
Sabem que o Joe só lidera as missões fáceis.
- İyi uçuşlar, Cal.
- Bem, bom vôo, Cal.
Uçuşlar iptal edildi.
Os voos foram cancelados.
İyi uçuşlar.
Faça um bom voo.
Uçuşlar iptal oldu. O yüzden Bringhamton'dan buraya taksiyle geldim.
Os vôos foram todos suspensos, então peguei um táxi de Binghamton.
Hükümet asileri bulmak için o bölgede devriye uçuşları yapıyor.
Os aviões do governo patrulham a área à procura de rebeldes.
Bütün uçuşları kontrol edin.
Verifiquem todos os voos.
Kalan eğitim uçuşlarını Scott idare edebilir.
O Scott pode chefiar os voos de ensaio.
- Normal devriye uçuşlarına dönüyorlar.
- Voltam às patrulhas normais.
Herhalde yine rotasından çıkmış keşif uçuşlarınızdan biridir.
Deve ser outro dos vossos voos de reconhecimento desviado.
Bu yarış havacılığa faydalı olsun diye düzenlendi... beyinsiz, kemik kafalı avanaklar keyif uçuşları yaptırsın diye değil.
Organizei a corrida para ajudar a aviação. E não para alguns mentecaptos darem umas escapadas.
İyi geceler tatlı prens ve meleklerin uçuşları dinlenenlere şarkılar söylüyor.
"Boa noite, doce Príncipe, e vôos de anjos cantando o vosso descanso." Willie!
İyi uçuşlar diler, Pan American'ı seçtiğiniz için teşekkür ederiz.
Desejamo-vos um voo agradável e agradecemos a escolha da Pan American.
Anlıyorum fakat daha önceki uçuşlarında hiç olmamıştı.
Eu entendo, mas isso nunca ocorreu após as viagens espaciais anteriores.
Eşim şimdi anımsattı, High Chaparral'ın bir bölümünde Kathy Kirby "Beni Yıldızlara Uçur" diye bir şarkı söylüyordu. Elbette bu tür düzenli uçuşlar yok.
A minha esposa lembrou-me que no último High Chaparral a Kathy Kirby estava a cantar levianamente "Fly Me to the Stars" quando, como é óbvio, não há registo de nenhum voo do género,
- İyi uçuşlar.
- Boa viagem.
Biz daha çok hobo uçuşlarıyla ilgilenmekteyiz.
Tratamos de viagens sem rumo.
Bir kaç saate kadar bir Predator keşif uçuşlarına başlayacak ve daha çok şey öğrenebileceğiz.
Também terei um avião não tripulado a sobrevoar a zona, daqui a algumas horas. Saberei mais depois.
Nasa'nın son günlerde işleri oldukça fazla ve bütün uçuşlar çok amaçlı.
A NASA não tem onde cair morta hoje em dia. Todos os vôos têm múltiplos objectivos.
İyi uçuşlar.
Faça boa viagem.
Rio de Janeiro uçuşları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Você poderia me dar informações sobre os vôos para o Rio de Janeiro?
Luftwaffe'nin ilk filoları uçuşlarına başladı.
Os primeiros esquadrões da Luftwaffe voaram.
Size iyi uçuşlar!
Tenha um bom vôo!
"Hayatım korkarım, operasyonel uçuşlar yakında bitecek."
Receio que os meus dias de voo operacional estejam perto do fim.
Verilen ağır zayiatlar, Bombardıman Komutanlığı'nı, gece uçuşları yapmaya zorladı.
As pesadas baixas forçaram os bombardeiros a voar de noite.
Target for Tonight [6]. Mürettabat, gündüz uçuşları için eğitildiğinden gece uçuşlarında zorluk çekiyordu.
Para os pilotos treinados para voar de dia, era difícil voar à noite.
Sonda astronotlarının tüm eğitim uçuşlarının bir dökümünü istiyorum.
Ouma, quero ter acesso à informação dos voos de treino dos astronautas.
Onları Collins'in Kartal uçuşlarıyla karşılaştır. Bir ilişki var mı bak.
Quero que comparem os testes com a nave pilotada pelo Collins.
Bunlar, Eric ve Frank'in uçurduğu Kartal'dan, son eğitim uçuşları sırasında kaydedilmiş.
É uma gravação da Águia pilotada pelo Eric e pelo Frank no último voo de treino.
İyi uçuşlar.
- Vá. Boa viagem!
Bir sürü silah. Kelepçe. Bir sürü de marihuana çeken köpek en yoğun uçuşlarınızda bile görmediğiniz kadar.
Mais algemas e mais cães a cheirarem drogas do que nunca viram nas vossas alucinações.
Uçuşlar yap, zirveye çık Gül, eğlen ve hoşça kal, de
Vai-te co'a droga, voa alto, ri, brinca
Uçuşlar yap, zirveye çık Gül, eğlen ve hoşça kal, de
Vai-te co'a droga, voa alto, ri, brinca... e adeus
İyi uçuşlar.
Aprecie o seu voo.
Kitty Hawk ile ilk uçuşları ve insanoğlunun 1969 da Ay'a ilk gidişi arasında yalnızca 66 yıl geçti.
Colocou o homem na lua em 1969. 66 anos!
Öncelikle, gezgin araçları, balonları ve örnek getirme görevlerini de içeren daha çok insansız görev ve uzun süreli uzay uçuşlarında daha fazla deneyime ihtiyacımız olacak.
Precisamos primeiro de mais missões robóticas, incluindo veículos vagabundos, balões e missões de recolha de amostras, e mais experiência em voos espaciais de longa duração.
Göreceli uzay uçuşları evreni gelişmiş medeniyetlere açarken bunu ancak araştıran, deneyen ve sınırları zorlayanlar için mümkün kılıyor.
O voo espacial sujeito à relatividade torna o universo acessível, às civilizações avançadas, mas apenas para aqueles que fizerem a viagem não para os que ficarem.
Hele ki senin konjonktivite problemin var, böyle. Bütün uçuşlar askıya alınmış zaten.
E tu que costumas ter conjuntivites, vais ficar com os olhos assim.
Bütün uçuşlar.
- Os voos foram cancelados.
İyi uçuşlar Yarbay Voskov.
Faça um bom voo, Coronel Voskov.
Bunu gece uçuşlarında da kullanmaya başladılar.
Têm instalado material bom em caças nocturnos.
- İyi uçuşlar dilerim.
É a primeira que tenho. - Espero que goste do voo.
Wright kardeşlerin tarihi uçuşlarının 50. yıldönümünde... Scott Crossfield Kaliforniya'nın yüksek çölü üzerinde... gökyüzünü delip geçerken bir başka tarihi uçuş yaşanıyor.
No 50º aniversário do voo histórico dos irmãos Wright, tem lugar um outro voo histórico, com Scott Crossfield... a rasgar os céus do deserto da Califórnia.
- Kïsa güzel uçuslar ayarlarïz.
- Proporcionar-lhe-emos belos passeios.
ve uçuşları arttırın.
Mantenha-me informado conforme fizer progressos.
Uçmak gayri şahsi bir işti. Muharebedeki uçuşları kastediyorum. Verilen kayıplar konusunda gerçek bir hissiyata sahip değildiniz.
Acho que voar é tão impessoal, ou seja os voos de combate, que não se tem o mesmo sentimento de perda quando um avião é abatido, que se teria quando se está no campo de batalha e o amigo ao nosso lado é morto.
Puerto Rico'da eğitim uçuşları yapıyor.
Está a transpirar lá em Porto Rico.