Uşağı tradutor Português
854 parallel translation
O bunları konuşurken, kendilerinin sadık uşağı, Birlik Partisi ve Kuzeyli politikacılara oy vermediği için cezalandırılır.
Enquanto fala, seu proprio fiel servente familiar é castigado por não ter votado à Liga da União e seus agitadores.
- Wilhelmstrasse'nin paralı uşağı.
- No pagamento de Wilhelmstrasse.
Şimdi, o aptal sıskaya, parşömen neredeyse ortaya çıkarmasını söyle ve onu adamın Nübyeli uşağına ver.
Diga a esse tonto para ir buscar esse pergaminho onde esteja, e entregá-lo ao seu criado núbio.
Uşağım onunla ilgilenir.
O meu criado cuidará dele.
Onu, uşağımı.
O Sr. Hardwick, não.
Birkaç gün önce, benim kıymetli uşağım, Bates...
Não quero ouvir desculpas, nem sequer a verdade.
Sus, senin sıran sonra gelecek. Birkaç gün önce, benim kıymetli uşağım, Bates...
Há uns dias o meu mordomo...
Hayır, o adam onun uşağıydı.
Não, é o empregado dele.
Benim uşağım olarak... benimle eşit koşularda olmak istemez miydin?
Sendo meu criado, não gostarias de estar no mesmo patamar que eu?
O benim gerici, adi uşağımı biliyorsun.
Lembras-te do meu mordomo, aquele reaccionário?
O adam sadece uşağım değil.
Este homem não é só meu criado.
- Onların at uşağı.
- O rapaz dos estábulos deles.
Uşağınız bavulunuzu açmıştır herhâlde?
A tua mala já foi desfeita, suponho...
Bir uşağım yok, korkarım.
Não tenho quem desfaça.
Hizmetkarlarının çoğu Selby'de idi. Uşağı uyuyordu.
A maioria dos criados estavam em Selby.
Uşağım, Norris, bilebilir.
O meu mordomo deve saber...
Paradine'in gittiği her yere uşağı da gidermiş.
Onde quer que os Paradine fossem, o criado também ia.
Keane, uşağı intihar olayına dahil etme fikrinden vazgeçti.
Acho que o Keane desistiu da ideia de implicar o criado no suicídio.
Uşağı kıskanıyor!
ele tem ciúmes do criado.
Andre LaTour, Albay'ın uşağı.
- O André Latour, o criado.
Kocamın uşağının hakkımda söylemek zorunda olduğu şey neymiş?
E que tinha o criado do meu marido a dizer sobre mim?
Savaştan önce onun uşağıydım. Ve sonra onun komutası altında hizmet etme onuruna ulaştım.
Fui criado dele antes da guerra e depois tive a honra de servir sob suas ordens.
Paradine'in öldüğü zaman da onun uşağı ve güvenilir yardımcısı olarak görev yapıyordunuz, değil mi?
Na altura em que Paradine morreu, estava novamente ao seu serviço como criado e companheiro confidencial.
Kocamla uşağı LaTour hakkında konuştum.
Tinha falado com o meu marido sobre o criado dele, o Latour.
Öteki kurban da uşağımdı.
A outra vitima era meu empregado.
Uşağımız Li'yi aradım.
Telefonei ao nosso empregado, o Li.
Sonra Alathea, İngiliz uşağını cankurtarandan kendisiyle kahvaltı yapmasını istemesi için yollar. Ama kahvaltı yerine, birer viski kokteyli alırlar.
Alathea manda o mordomo convidar Channing para o pequeno-almoço, mas, em vez disso, bebem whiskey sours.
- Seni çözmek için uşağı gönderecek.
- Mandará um criado a descongelarle.
Sen İngiliz elçiliğinin uşağısın, benim değil.
Você serve o Embaixador Britânico, e não a mim.
Derler ki, hiç kimse uşağının gözünde kahraman değildir.
Diz-se que ninguém é um heroi para o seu ajudante privado.
Ayrıca şu da bir gerçek ki, hiçbir kadın, kocasının uşağına sır değildir.
Também é verdade que nenhuma mulher é um mistério para o ajudante do marido.
Servetinizi bir uşağın hediye ettiğinin bilinmesine asla katlanamazsınız.
Você acharia intolerável que se soubesse que a sua fortuna Foi uma oferta de um criado.
Bana tutulmuştunuz ve bir uşağa karşı hissetikleriniz için kızgındınız uşağın bunun fakında oluşuna da.
Estava atraída por mim, e incomodada por sentir isso por um criado e sentir que ele sabia isso.
Hayır, beni uşağın olarak gördüğün için.
Não, porque se dirigiu a mim como um serviçal.
Size, İngiliz Büyükelçisi'nin uşağı olduğumu söylesem inanır mıydınız?
Acreditaria se eu lhe dissesse que eu era o Ajundante Privado do Embaixador Britânico?
Bir beyefendinin en iyi uşağıyım ki bu da bana Büyükelçi'nin beklediğini hatırlatıyor.
Sou o maior cavalheiro dos mordomos, o que me recorda que o Embaixador está à espera.
- " "Bay Amos Jones ve uşağı." "
- "Mr. Amos Jones e criado."
" "Bay Alfred Loman ve uşağı." "
"Mr. Alfred Loman e criado."
" "Bay Eugene Martin ve uşağı." "
"Mr. Eugene Martin e criado."
İsminden sonra " "ve uşağı" " olan erkek önemlidir.
Quando um homem tem "e criado" depois do nome, é porque vale a pena.
" "Henry Spofford III ve uşağı." "
"Henry Spofford III e criado."
- Bayan Henry Spofford III ve uşağı.
- "Mrs. Henry Spofford III e criado".
Uşağım, öğretmenim ve antrenörümle.
Tenho um criado, um tutor e um treinador.
Orada uşağı bul.
Apresenta-te ao chefe dos criados.
- Bir uşağın kızı.
- É filha dum criado.
Bekarım. 63 Doğu caddesinde bir evim, Peterson adında bir uşağım var.
Sou solteiro, tenho um apartamento na Rua 63, com um empregado, o Peterson.
Onu ve uşağını adam başı 1.000 sterlin borçlandırdım.
Consegui que a fiança dele e do criado fosse de mil libras para cada um.
- İnanıyorum ki uşağımı tanıyorsunuz.
- Acredito que conheceu meu criado?
Bak, uşağımla bir sorun yaşıyorum şu sırada.
Não, nem sabias como.
Ben yeni uşağım.
- Que deseja, meu amigo?
Uşağı olarak?
- Como mordomo?