English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ V ] / Vanessa

Vanessa tradutor Português

2,591 parallel translation
- Az önce ne dedi Vanessa?
O que ele disse, Vanessa? - Eu entendo a sua frustração.
Vanessa toz almayı severdi. Mac de kafesleri temizler ve benim botlarımı giyerdi.
Vanessa gostava do pó, o pequeno Mac gostava de limpar as jaulas e calçar as minhas botas.
Bu karım Vanessa.
A minha esposa, Vanessa.
Sizinle konuşmak istiyor. Vanessa?
- Ele quer falar contigo.
Çünkü, Damani... Dedektiflerle çalıştığımı yalnızca sen ve Vanessa biliyordunuz.
Damani, só tu e a Vanessa sabiam que trabalho com os delegados.
Vanessa'yı bul.
Encontra a Vanessa.
Vanessa'dan haber var mı?
Alguma coisa sobre a Vanessa?
Carmen Vanessa'yı kaçırdı.
A Carmen raptou a Vanessa.
Carmen'i tanırım. Vanessa'yı her halükarda öldürecektir.
Conheço a Carmen, vai matar a Vanessa de qualquer maneira.
Birkaç farklı planım var ama kimse korkusundan bana yardım etmiyor. Şu an tek seçeneğim, dava üzerinde çalışmak ve Vanessa'ya bir şey olmadan Carmen'i yakalamak.
- Tentei agir noutro ângulo, mas ninguém quer saber, então, a minha única opção é trabalhar no caso e apanhar a Carmen antes que alguma coisa aconteça à Vanessa.
Kaçmayacağını ve Vanessa'yı kendi başına kurtarmak için bir şeyler planlamadığını söyle, Shea.
Diz agora Shea, que não estás a planear fugir e salvar a Vanessa.
Dinle, eğer sen vazgeçersen, beni yeniden hapse atarlar ve Vanessa da ölür.
Se fugires, vão enviar-me de volta e a Vanessa morre.
Eğer biz Carmen'i yakalarsak onlar da Vanessa'yı öldürecek.
Vão matar a Vanessa se apanharmos a Carmen.
Shea, eğer Carmen'i yakalamazsak, Vanessa'yı da bulamayız.
Shea, não vamos encontrar a Vanessa se não apanharmos a Carmen.
Hemen ara ve Vanessa'yı bıraksınlar.
Faz uma chamada e manda soltar a Vanessa.
Eğer herhangi bir anlaşma falan istiyorsan...,... bize Vanessa'nın yerini söylemen lazım.
Se quiseres qualquer privilégio ou acordo, só vai acontecer se nos disseres onde está a Vanessa.
Cesar, Vanessa'nın yerini söylememekten vazgeçti.
O Cesar disse onde está a Vanessa. - Óptimo.
Neden Vanessa senin hikayeni çalsın ki?
Porque iria a Vanessa roubar a tua história?
Belki de Jenny, Vanessa'dan haber almıştır.
Achas que a Jenny tem tido notícias da Vanessa?
Ellerinde olan tek örneğin Vanessa'nın dergiye sızdırdığı bölüm olduğunu umuyorum.
Espero que a Vanessa só tenha enviado este capítulo à revista, visto que era a única coisa que tinham. Olha só.
Vanessa, neden bunu sıkça yapmıyoruz?
Vanessa, porque não fazemos isto mais vezes?
Neden Vanessa hikâyeni çalmak istesin ki?
Porque iria a Vanessa roubar a tua história?
Yok, hayır, elimdeki tek ipucu... Vanessa'nın bana gönderdiği bu çek.
Não, a única pista que tenho é o cheque que a Vanessa me enviou.
Sadece, karşılıksız bir çek için Vanessa'ya yardım etmem gerekiyor, ama ulaşamıyorum.
Só preciso de ajudar a Vanessa com um cheque sem cobertura, e não consigo falar com ela.
Kimsenin görmemesi gerekiyordu. Ama Vanessa bulmuş ve bir yayınevine göndermiş. Benim de romanın yayımlanmasını önlemek için hangi yayınevi olduğunu öğrenmem gerek.
Não era suposto ser visto, até que a Vanessa o encontrou e o enviou para uma editora, e preciso de descobrir qual é para impedir que seja publicado.
Kimse yazdıklarımı görmeden önce parayı kimin gönderdiğini bulmak için Vanessa'nın banka hesabına ulaşmam gerek.
Preciso de entrar na conta bancária da Vanessa para conseguir ver quem é que faz os depósitos, antes que alguém veja o que escrevi.
Bir roman yazdım. Kimsenin görmemesi gerekiyordu ama Vanessa buldu ve bir yayımcıya gönderdi ve benim kime gönderdiğini bulmam gerekiyor.
Escrevi um romance que não era suposto ser visto, até que a Vanessa o encontrou e o enviou para uma editora, e preciso de descobrir qual é.
Vanessa da aynı şeyi söylemişti.
A Vanessa disse o mesmo.
Hey, hey, Vanessa, araban çekiliyor bu yüzden Holly senin yerini almamı istedi.
Ei, Vanessa, a tua BMW está a ser rebocada e a Holly quer que troquemos.
Vanessa için geldim.
- Vim ver a Vanessa.
Vanessa kemoterapiyi bırakmak üzereyken bir kere daha yapması için onu ikna eden Bobby'ydi.
Quando ela estava pronta para largar a quimio, foi Bobby quem a convenceu a tentar novamente.
Vanessa akciğer sıvısını kabul etti.
Vanessa fará a suspensão pulmonar.
Teşekkürler, Vanessa.
Obrigada, Vanessa.
Kızın adı Vanessa Tillman.
O nome da miúda é Vanessa Tillman.
Vanessa'yı görmeden önce, birkaç soru sormak istediğinizi söylediler.
Disseram que queriam fazer-nos algumas perguntas antes de vermos a Vanessa.
Vanessa.
Bebé.
Vanessa asla geri gelmeyecek.
A Vanessa não volta mais.
Vanessa'nın uyuşturucu sorunu vardı.
A Vanessa tinha problemas com drogas.
Phil aynı zamanda Vanessa'nın küpesini takıyordu.
O Phil também usava o brinco da Vanessa.
Vanessa... bir hastam.
A Vanessa era uma paciente.
Vanessa, bebeğim, lütfen eve dön.
Vanessa, bebé, volta para casa.
Vanessa değil.
Não é da Vanessa.
Vanessa'ya ne yaptın?
O que fez com a Vanessa?
Ve Vanessa'yı atladı.
E ele vomitou na Vanessa.
Kanıtlar Vanessa Tillman'ı öldürdüğünü gösteriyor,.. ... ama artık diğer kurbanları kimin öldürdüğü hakkında konuşacak durumda değil.
As provas sugerem que ele matou a Vanessa Tillman, mas não diz mais nada sobre quem matou as outras vítimas.
Belgeselin yapımcısı Vanessa Berlowitz ön koltuktan yönetirken hava kameramanı Michael Kelem de burna takılı olan kamerayı kontrol ediyor.
A produtora Vanessa Berlowitz dirige do assento dianteiro, enquanto o cinegrafista aéreo Michael Kelem controla a câmera presa ao nariz da aeronave.
Ben Vanessa'yım.
Eu sou a Vanessa.
Vanessa.
Vanessa.
- Vanessa?
- Vanessa?
Vanessa nerede?
- Onde está a Vanessa?
Vanessa, o kayıda ihtiyacım var.
Vanessa, vou precisar daquela escuta, afinal.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]