English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ V ] / Varan

Varan tradutor Português

219 parallel translation
Bir suçun farkına varan bir muhasebeci bunu yetkili mercilere bildirmiyorsa, o suçun bir parçası haline gelir.
Qualquer contabilista que seja conhecedor de um crime, torna-se um acessório desse crime a menos que informe as autoridades próprias.
Küçük bir şey hariç, neredeyse saplantıya varan bir hobisi var.
Franz Kindler, à excepção de uma pequena coisa. Ele tem... um hobby que quase atinge a proporção de manía.
- Varan bir! Hakem söylesin!
- Uma.
Sadece ilk varan ben olacağım.
Só que vou chegar lá primeiro.
Kapıya son varan biraları ısmarlar.
O último a chegar, paga.
Boyları 50-60 metreye varan ağaçlar vardır.
África do Sul... - Há árvores de até 50-60 metros.
Basit. 8 : 09'da Swindon'a varan 7 : 16 Futbol Özel'e bindim.
Simples. Apanhei o Football Special das 7h16 que chega a Swindon às 8h09.
Saatte 50 mile varan bir hızla basit bir dalış yapacağım ve kanatları sabit tutup dosdoğru aşağıya ineceğim.
Farei um mergulho simples, para 50mi / h e paralizar as asas e mergulhar direto.
Enkaza varan ilk askerler Polonyalılardı kendi bayraklarını orada dalgalandırdılar.
As tropas polacas foram as primeiras a alcançar as ruínas, onde içaram a bandeira nacional.
Varan beş.
Take cinco.
- Hastane halüsinasyonu, varan bir.
- Alucinação de hospital, take um.
Katie, varan iki.
Katie, take dois.
- Eski Dostlar, varan üç.
- Old Friends, take três.
Bir yıl içinde bir çok gemi Dünya'nın yarısını turlayarak Uzakdoğu'ya kadar varan ve yıllar sürebilen seyahatlere çıkıyordu.
Em um ano típico, muitos barcos, percorriam meio mundo para chegar ao Oriente, em viagens de exploração e descoberta, de comércio, jornadas que levavam anos a realizar.
Samanyolunu çevreleyen halo içinde küresel kümeler bulunur ve her biri bir milyona varan yaşlı yıldızları barındırır.
Rodeando a Via Láctea há uma auréola de matéria, a qual incluí os cachos globulares, cada um contendo mais de um milhão de estrelas idosas.
Porto Grande'ye ilk varan, haftalık fiyatı belirler.
Todas as segundas, o primeiro camião a chegar a Porto Grande, fixa o preço para o resto da semana.
Berbat çalıyor ama karım şarkı söylerken onun farkına varan olmuyor.
É mau pianista, mas quando a minha mulher canta, ninguém repara nisso!
Peki, Rattler Kavşağına ilk varan kazanır!
O primeiro a chegar ao cruzamento Rattler, ganha!
Ejderha Ateşi geçidine ilk varan kazanır.
O primeiro que cruzar o Dragon Fire ganha!
- Demek istediğin ev... Son varan, tavanı okumak zorunda kalır.
Há uma praia óptima perto de minha casa.
40 % a varan işsizlik oranıyla, ülke sayfayı değiştiriyor.
Com a diminuição do desempenho para 40 %, a nação segue em frente.
İşe yaramaz, çünkü sonu, herkesin mahvolmasına varan bir döngüdür.
A lei do "olho por olho" cega a todos.
Varan bir.
E, vai para canto.
Varan iki.
Novamente para canto.
Normal tek mi çift mi, üçe varan alır.
Um desafio justo. Ganhas à terceira.
Hayali bile yasak bana, çirkin bir kadın bile... her yere benden çeyrek saat önce varan böyle bir burunu beğenmez.
O sonho de ser amado mesmo que por uma feia me está impedido por este nariz, que me precede um quarto de hora em todos os lugares. Quem amo eu?
Benim kanımca, neler olduğunun farkına varan herkes biliyor ki hapishane yetkilileri Anayasa kurallarını çiğnedi.
Penso que é evidente para quem está a par do que se passa que os rapazes que dirigem a prisão, violaram a Constituição.
Olay yerine ilk varan sahil güvenlik gemisi 7 yolcuyu kurtarmayı başardı.
"O primeiro barco a chegar ao local" "depois do pedido de socorro..." "resgatou 7 pessoas" "sãs e salvas."
Dönüp buraya önce varan her şeyi alîr.
O primeiro a chegar é o vencedor.
Oyunun sonuna varan ilk oyuncu kazanır. "
O primeiro a chegar ao fim vence. "
Varan iki, ne diyorsunuz?
- Outro toque!
İlk varan biz olmazsak... işler kızışabilir.
Se não chegarmos lá primeiro... a coisa pode ficar feia.
Yılda 80.000'e varan iyatrojenik * veya doktor hatasından gerçekleşen ölüm meydana geliyor.
As mortes iatrogénicas ou devidas a erro médico são mais de 80000 por ano.
Hatalarının farkına varan insan Tanrı'dan bağışlanmayı istemeye hazırdır.
Um Homem que reconhece os seus erros, estará pronto para procurar o perdão de Deus.
Bu parlayan küçük ışıklardan biri sönse, farkına varan olur mu sence?
Agora, achas que, se uma daquelas luzinhas a piscar se apagasse subitamente, alguém iria notar?
İlk varan biz olacağız.
Nós vamos ser os primeiros.
- Oraya son varan yemek yiyemez.
Quem chegar por último, não come.
Otobüsün önüne ilk varan Martin'in yemek parasını alır.
Força, banana.
Bitişe ilk varan birliğimin fotoğraflarını görür.
O primeiro a terminar pode ver as fotos do meu batalhão.
Oraya ilk varan kazanır.
O primeiro a chegar ganha.
Kural dışı bir şey yaparsa, cinsel ayrımcılığa varan eleştirilere maruz kalabilirdi. Örneğin yumuşak, etki altında kalan, erkek meslektaşlarına karşı çıkamayan biri olduğu söylenirdi.
A imprecisão suscitaria críticas sexistas, que era fraca, influenciável, que não estava à altura dos seus homólogos masculinos.
33 ay boyunca Ay'da kalmanın bu sürenin yarısı boyunca Güneş radyasyonuna neredeyse tamamen korumasız olarak uzayın vakumuna - 250'den + 250'ye, toplamda 500 dereceye varan sıcaklık farkına maruz kalmanın cihaza ne yaptığına bakacaklardı.
estar no vácuo do espaço, que é quase total, e notar que a temperatura muda de - 250 para + 250, praticamente uma amplitude térmica de 500 graus.
Klinik elçilikten uzak değil, bu yüzden oraya ilk varan bendim.
A nossa clínica não fica muito longe da Embaixada, por isso eu fui um dos primeiros a lá chegar.
Tepeye son varan pis bir Grinch'tir.
O último a chegar é um velho Grinch fedorento!
Kendine dikkat et, evlat.Tamamdir. Dusa ilk varan curuk yumurta!
Como queiras, puto. O último a chegar aos duches é um ovo podre!
Varan... iki!
Strike... dois
Endişeleniyorum çünkü sen bunun farkına varan kadar kolejlere başvurmaya başlamış olacaksın.
Estou preocupado, porque, não tarda nada, vais ter de começar a candidatar-te a universidades.
Çevresini kandırmayı başardıysa da Paulie'nin okuma yazması yok ve sonu şiddete varan bir aşağılık kompleksi var.
Embora consiga enganar os que estão junto dele... fontes indicam que ele é analfabeto, e tem um complexo de inferioridade, Que dá origem a súbitas explosões de violência.
Ayrıca biz hemen sonuca varan acemi polislerden değiliz.
Não somos um bando de exaltados, que tiram conclusões erradas.
En yüksek yeri 1912 metreye varan Korkunç Ventoux'un, kızgın güneş altında pişen beyaz çöle bakan, muhteşem bir manzarası var.
O cume situa-se a uma altitude de 1912 metros, o horrível Ventoux, um impressionante cenário, de deserto branco de baixo de um sol ardente,
Önce varan uçurur.
A primeira que chegar, pilota.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]