Vargas tradutor Português
683 parallel translation
- Soyadımız Vargas.
- O nosso nome é Vargas.
Tanıdım, Bay Vargas!
Claro, o Sr. Vargas!
Bay Vargas'a önemli bir haberimiz var. "
Temos algo importante para o Sr. Vargas. "
Señor Vargas, değil mi?
O Señor Vargas, hã?
- Bay Vargas yetki istemiyor.
- O Sr. Vargas não pretende intervir.
Vargas bu cinayetin bizim sınırlarımız dışında işlendiğine inanıyor.
O Vargas pensa que o assassínio foi cometido fora da nossa jurisdição.
Şimdi ise, bu Vargas denen adam...
E agora aparece esse Vargas.
Sizi kimse tutmadı ki, Bayan Vargas.
Ninguém a esteve a prender, Sra Vargas.
Ziyaretçiler soru soramaz diye bir yasa yok. Değil mi, Vargas?
Não há lei que proíba as visitas de fazer perguntas, não é, Sr. Vargas?
Buradan, Vargas.
Por aqui, Vargas.
Senyor Vargas!
Señor Vargas!
Vargas, bir şey oldu mu?
Algum problema, Vargas?
Menzies ile Vargas nerede kaldılar?
Onde estão o Menzies e o Vargas?
Sanırım bizim Vargas'ın başına bir şey geldi.
Parece que o nosso amigo Vargas deparou com problemas.
Ne geldi başına Vargas'ın?
Bem, o que aconteceu ao Vargas?
- Vargas ve onun şaşkın komiserleri Grandi ailesini son zamanlarda epey rahatsız ettiler.
- O Vargas e os palhaços a quem ele chama seus polícias têm estado a tornar a vida dos Grandi difícil.
Göründüğü kadarıyla, Vargas ailesinin başı bugün toptan dertte.
A família Vargas parece estar metida em muitos sarilhos, esta noite.
- Bay Vargas'ın tanık sandalyesinde olmadığını unutmamamız gerekir.
- Não devemos esquecer que o Sr. Vargas não está a depor em tribunal.
Sana, Vargas'ın yüzüne asit atmayı kim emretti?
Quem te mandou atirar ácido contra o Vargas?
Sana, Vargas'ın yüzüne asit atma emrini kim verdi?
Quem te mandou atirar ácido contra o Vargas?
Peki, ya Vargas'a bir şey olsaydı?
E se acontecer alguma coisa ao Vargas?
Sen Vargas'ı bana bırak.
Oeixa o Vargas comigo.
Vargas?
Vargas?
Uyanın, Bayan Vargas.
Acorde, Sra Vargas.
Vargas, İngilizce konuşun.
Fale em inglês, Vargas.
Burada kal, Vargas.
Fique aqui, Vargas.
Vargas'ı yalnız bırakmak istemiyorum.
Não quero deixar o Vargas sozinho.
Motele telefon edeyim mi, Vargas?
Quer que ligue para o motel, Vargas?
Hank, garip ama Bayan Vargas'ı otele götürürken yolda karşıma çıktı.
Estranho : Quando levei a Sra Vargas para o motel, apareceu este tipo.
Belki de onu Vargas sandın.
Talvez pensasse tratar-se do Vargas.
Zaten Vargas'ın arabasını sürüyordu.
Ele ia no carro do Vargas.
- Peki onun Vargas olduğunu sansam bile, ne fark eder?
- Suponhamos que pensei que era o Vargas. E depois?
Özür dilerim. Ben Bayan Vargas.
Perdão, aqui fala a Sra Vargas.
Merak etmeyin, Bayan Vargas. Burada her şeyden sorumlu kişi benim.
Não se preocupe, Sra Vargas, sou o responsável aqui.
Söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Quer dizer mais alguma coisa, Vargas?
- Vargas'ı tanıyorsunuz?
- Conhece o Vargas.
Vargas mahkemesinde ifade verecek.
O Vargas vai depor no processo dele.
Vargas'ın kılına dokunulsa, benim birader kesinlikle ceza yer.
Se tocarem num só cabelo do Vargas o meu irmão é logo condenado.
Size devamlı bilgi veriyorum Vargas.
Mantenho-o informado, Vargas.
Vargas!
Vargas!
Düşünün bir kere, Vargas'ın konumunda biri ifade verirse...
Oevia ter em conta que se alguém como o Vargas depuser...
Vargas'ın da itibarı oldukça iyi.
O Vargas também não é ninguém.
Vargas az önceki gibi hareket etmeye devam ederse...
Se o Vargas continua a portar-se daquela maneira...
Vargas!
O Vargas!
Bu kişi neden Vargas olmasın?
E se for o Vargas?
- Bir şey yok, Vargas gelmiş.
- É só a Vargas.
Özür dilerim, Bayan Vargas.
Lamento muito, Sra Vargas.
- Evet. - Vargas bana bir şey yapamaz.
- O Vargas não me pode tocar.
- Vargas, bizi buraya sen çağırdın.
- Bem, Vargas, chamou-nos.
Bay Vargas, bu Chief Gould.
Chefe Gould, o Sr. Vargas.
Vargas'ın neden benim büroma gelmediğini hala anlamadım.
Continuo sem perceber porque é que o Vargas não vai ao meu escritório.