English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ V ] / Varya

Varya tradutor Português

105 parallel translation
Ama şu korkunç mektup varya!
Depois apareceu aquela maldita carta.
Sifonuda... Bilirsin, kutu ve şu zincirli şeylerden varya...
A descarga é daquelas de corrente.
Varya, arkadaşlarının yanına git.
Vária, vai ter com os teus.
Dmitry, oğul. Varya, kız.
O filho Dmitri A filha Vária
Sokağın karşısı varya,
Do outro lado da rua?
( Çavuş Dedektif Frank Arriola ) Konu mu, son zamanlarda anlaştığın iki kişi varya.
Vais negociar com dois indivíduos, Burnett e Cooper...
( Çavuş Dedektif Ricardo Tubbs ) Ortalarındaki şişko varya işte o Hariberto Merida.
O gordo do meio? É o Heriberto Merida.
Papa öldükten sonra zırıl zırıl ağlayan varya. - Hayır değilim!
A do cão que chora desde que morreu o Papa.
Sen varya, insanı trafik cezası için kenara çekip tecavüz eden polislerdensin.
Você é do género de abusar da sua posição para me violar.
Biliyor musunuz Bay Duran, uh, size daha önce söylediklerim varya,
Sabe, sr Duran, o que eu disse sobre a cera a substituir o verniz...
Sen varya, dostum.
Conseguiste derrotá-los.
Ciğer, nefes almak için oln varya işte o!
- Pulmóis.
Tüm bu bahsettiklerin varya, değişmen... tüm bunları arkanda bırakman?
Lembras-te quando disseste que..... querias mudar e deixar tudo para trás?
Kriz geçirdiğim gün varya?
- Lembras-te de quando tive o episódio?
- Debra... Bir tarafı telli olan süngerlerden varya.
- Debra... fazem esponjas com um lado abrasivo.
- Yemek! Yani bekleyemeyen programınız varya
- Essa cena, que não podia esperar.
Gulfam Bey'in yanında duran şu beyefendi varya. İşte o komser Rator. Öyle mi?
Aquele senhor ali com o sahib Gulfam, o Comissário Rathore, é um dos melhores amigos do sahib Gulfam.
Şu Viran varya, Viran mı? O da burda efendim. Uydurma.
O tal Biran está aqui.
Hani varya... bi adam kıza aşık olur...
Sabes, quando um homem ama uma mulher...
kendine saygı, çevreye saygı ve şunlara'... varya.
Respeitem-se, respeitem o ambiente, e respeitem... Sabem.
Hani varya, her işte bi hayır vardır bilirsin. birisinin bir ayda bir silah'tan fazlasını almasını engellemek için.
Há decretos de lei para proibir as pessoas de comprar mais de uma arma por mês.
Şeyi söylerdim, mm... Varya,
Dizia, eh,
dahası var, Juni'nin bahsettiği okul arkadaşları varya?
Recordas-te dos amigos que o Juni disse que tinha?
Önceki gün seni getiren adam varya... o senin uzun süre önce kaybettiğin büyük kardeşindi.
Aquele gajo do outro dia... é o teu irmão mais velho
Kim olduğunu bir bulursam varya, çok fena yapacağım.
E quando eu descobrir quem foi, vou-lhe dar um chuto no rabo!
Aslında varya, belki de tam mesai çalışmaya başlamalısın.
Sabes, podias fazer disto a tua ocupação a tempo inteiro.
Varya, Bugs Bunny, Sevimli Kahramanlar'da Atlı Polis olsaydı kesin "heee, he mi?" derdi.
Sabem uma coisa, se o Fonzie alguma vez fizesse de Polícia Montado Canadiano no "Happy Days"... Ele podia ter dito tipo "Aay, eh?"
Bizim yörükler varya çadır kuramamış.
Havia bastantes pessoas Amish... Mas elas nunca fizeram um celeiro.
Dün gece gördüğün o seremoni varya?
A cerimónia da noite passada?
Ayrıca kira için ödediğin para varya bankaya yatırmıştım üniversite için.
E o dinheiro da renda que tu tens estado a pagar, pu-lo numa conta poupança para a universidade.
Bak Steven, senin boyuna bira içen benim de şişko olduğum geleceğimize dair görüşün varya öyle bir şey olmayacak, çünkü ben şişko olmayacağım.
Muito bem, Steven, acerca da tua visão do futuro... contigo a mamares cerveja e eu a ser gorda? Isso não vai acontecer, porque eu nunca vou ser gorda.
- Şuradaki ayı varya.
Não! Aquele urso... ali!
Bugün Hub'da, şu şapkalı çocuk Jimmy varya?
Hoje no Hub, sabes o puto Jimmy com aquele boné parvo?
Evet, varya ben de gidiyorum.
Sim, sabes que mais? Eu também.
- Neyse işte. - Joe Pesci'nin canlandırdığı adam varya.
- A personagem protagonizada por Joe Pesci.
Polislere şu söylediğin şey varya...
Sabes, aquilo que disseste aos policias? ...
Reggie... şu muhasebedeki piliç varya oldu işte...
Reggie! Aquela miúda da contabilidade... Então, ela viu e gostou.
Varya, bu tam bir zamanlar kurduğum bir hayal gibi, tabii garajda olması hariç.
Sabe, isto é como um sonho que tive... exceto que não era numa garagem.
Ooo, varya, onlar harika çörekler yapıyorlar.
Pois é, eles fazem pretzels muito bons.
O karı varya, sadece sınav olduğunda böyle konuşmaya başlar.
Ela só fala com os alunos quando vai dar testes surpresa.
Adamım, Bird varya bu işi her gece yapabilir.
Meu, o Bird arrasa nos jogos todos.
O adam varya, Philly'den falan değil.
Esse homem não é de Philadelphia.
Yönetimin bize verdiği şu videodaki kız varya işte o kızı... Darryl düdüklemiş.
A miúda do vídeo que a chefia nos deu, o Darryl comeu-a!
O hindi varya...
- Aquele perú foi...
Carson, bu bahsedip durduğun şehir varya...
Carson, essa cidade que você fica a falar...
Bütün evreni kurtarma olasılığı varya?
O que, a perspectiva de salvar um universo?
Bu banliyö tipleri varya...
Estes tipos dos arredores, digo-te.
O hindi varya...
- Aquele peru era...
Ben Hotlanta'daydım. Orası varya yıkılıyor.
Aquela cidade é um máximo.
- Bruce, hapise attığımız adam varya...
Bruce, aquele gajo que nós prendemos...
Adamım varya ;
Meu, não sejas estúpido.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]