Verbena tradutor Português
281 parallel translation
Gidip hemen sordum. Limonlu mineçiçegi sürüyormus.
Perguntei-lhe o que usava e disse-me que era uma colónia que se chama Verbena de Limão.
Verbena Chilton, bunu, Kaliforniya'daki kızkardeşinden gönderdi.
Verbena Chilton deu-me esta peça de árvore de jade de sua irmã na Califórnia.
Orkide, limon, adaçayı ve ardıç ile "Complexe d'Huiles Essentielles Amincissantes" oluşturmak için....... portakal yaprağı, papatya, verbena ile Complexe Relaxant karıştırılır.
A Orchidée, associou essências de limão, de salva e de zimbro ao seuComplexe d'Huiles Essentielles Amincissantes, e de folha de laranjeira, de camomila e verbena ao seuComplexe Relaxant.
Devedikeni. Yaban kerevizi. Sarımsak, sarımsak.
Erva-da-víbora, aipo... alho... dente-de-leão, urtiga, cebola... verbena.
Kuşkonmaz da var.
Estranha, essa verbena! Parece aspargo...
Yardım mı? "St. Verbena'ya gidin" diyen salaktan mı duydun?
Ouviste isso do imbecil que disse para ir para St.
- Şehirdeki kilise mi?
Verbena? - A igreja na baixa?
Mine çiçeği ve nane şekeri.
Era verbena e menta.
Costa Verde'de, Verbena ve Palm'in köşesinde.
Ele está em Costa Verde. Na esquina da Verbena com a Palm.
Dur tahmin edeyim. Kolyenin içinde mine çiçeği var.
Deixa-me adivinhar, verbena no colar?
Verbena Court'tan nefret ettim.
Odeio Verbena Court.
Verbena Court kurulurken sınırlı sayıda telefon hattı çekmişler.
Verbena Court foi construído com linhas telefónicas limitadas.
Verbana Court'un cennet gibi bir yer olduğunu düşünen kalın kafalının biridir.
O Bob? Não. É apenas um idiota que acha Verbena Court um paraíso.
Alaska'da bile işe yaramıyor. Verbena Court'ta nasıl işe yarasın?
Não resulta no Alasca, porque resultaria ali?
Verbena Court'un çapraz çimenliği de bu.
É o relvado na diagonal de Verbena Court.
Kolyenin içinde mine çiçeği var.
Verbena no colar?
Mine çiçeği aklına girmemi engelliyor olabilir ama belki de hedefim aklı değildir.
- A verbena afasta-me da cabeça dela. Talvez não seja esse o meu objectivo.
Mine çiçeği yutması onu zayıflatabilir.
A verbena poderia enfraquecê-lo se a ingerisse.
Mine çiçeği 1865'ten beri burada yetişmiyor.
Desde 1865 que a verbena não cresce por aqui.
Kendine bir bardak koyup şişeyi mine çiçeği ile doldurmak.
Serves-te de um copo e depois pões verbena na garrafa.
Eğer yutarsa, mineçiçeği onu zayıflatabilir.
A verbena poderia... enfraquecê-lo se a ingerisse. Ajudava-te a teres uma vantagem.
Seni zayıf tutması için yeteri kadar mineçiçeği verdim.
Injectei-te verbena suficiente... para te manter enfraquecido.
Önder Çatalkaya Özür dilerim, işim neredeyse bitti. Ancak mineçiçeğinden güçIü değilsin.
Mas não és mais... forte que a verbena.
Tüm vücudumda mineçiçeği var.
Estou cheio de verbena.
Yani senin mineçiçeğindi.
Então, era a tua verbena.
Şimdi de mineçiçeğini vücudundan çıktığına göre yapmak üzere olduğun şeyi de hatırlamayacaksın.
E agora que a verbena... saiu do teu sistema, não te vais lembrar do... que estás prestes a fazer.
O kolyenin içinde mine adında bir bitki bulunuyor.
Esse colar, contém uma erva chamada verbena.
Kolyede mine adı verilen bir bitki var.
Esse colar contém uma erva chamada verbena.
Ama istediğin mine çiçeğiyse- -
- Mas, se é por causa da verbena...
Mine çiçeğini biliyor musun?
- Sabe da verbena?
Yani mine çiçeğine ihtiyacın var, öyle mi?
- Então, precisa de verbena?
Mine çiçeği için teşekkürler.
Obrigada pela verbena.
Bu kolye mine çiçeği denen bir bitki içeriyor.
Esse colar contém uma erva chamada verbena.
Her yanım mine çiçeği.
Estou cheia de verbena.
Biraz mine çiçeği getirdim. Sen ve Jenna için.
Trouxe um pouco de verbena, para ti e para a Jenna.
Kasaba halkı mine suyu mu içecek?
As pessoas da cidade a ingerir verbena?
Üstümde mine çiçeği var Damon.
Eu tenho verbena, Damon.
Bugün Şerif geldi bir sürü mine çiçeği iksiri getirdi.
O Xerife já cá esteve hoje. Comprou grandes quantidades de elixir de verbena.
Mine.
O que foi? Verbena.
Onu ortaya çıkarmasını umarak sana mine iksiri verdim.
Alimentei-te com verbena na esperança de que isso a denunciasse.
Mine çiçeği dersini unutmuşsun.
Esqueceste-te da aula sobre a verbena.
Beni içeri davet etmedin ve mine çiçeği çayı veriyorsun.
Não me convidou para entrar, e está a servir-me chá de verbena.
- Mine çiçeği vardı.
- Ela tem verbena.
- Ve ellerinde mine çiçeği olanlar.
E de todos os que tens fornecido com verbena.
Yarın kasabaya bir keşif gezisi yapacağım. Kimlerde mine çiçeği olup olmadığını öğrenmeye çalışacağım.
Amanhã, vou fazer uma visita de reconhecimento à cidade, para avaliar quem está sob a influência da verbena e quem não está.
lhlamur var mı?
- Tem verbena?
Nate ve ben Verbena Court'a altı ay önce taşındık.
Eu e o Nate mudámo-nos para cá há cerca de seis meses.
Mine bitkisi.
- Verbena.
- Mine.
- Verbena.
Mine çiçeği?
Verbena?
Mine.
Verbena.