Viena tradutor Português
750 parallel translation
Sanırım Viyana kontratını iptal edebilirim.
Suponho que posso cancelar o contrato de Viena.
- Evet, Viyana'ya gidiyoruz.
- Sim, para Viena.
- Viyana'ya mı?
- Viena?
Meierheim Viyana gösterisini iptal ediyor.
O Meierheim vai cancelar o espetáculo de Viena.
Yarın Viyana'da provamız var.
Temos um ensaio amanhã, em Viena.
Viyana'dan Dr. Leopold X. Steinberg'ü taniºtirabilir miyim?
Mrs. Upjohn, apresento-lhe Dr. Leopold X. Steinberg de Viena.
Annem Danimarkalı, babam Polonyalı. İkisi de Fransız uyruklu.
Em Viena de Austria, de mãe dinamarquesa e de pai polaco, naturalizados franceses.
Viyana'dan haber geldi!
Chegaram novas de Viena!
Babası Viyana'da ünlü bir orkestra şefiydi.
O pai era um grande maestro em Viena.
Roma'da, Floransa'da, Napoli'de, viyana'da, Budapeşte'de yazdın bana.
Me escreveu em Roma, Florença,.... Nápoles, Viena, Budapest.
Rhineland, Viyana ve Münih.
Reno, Viena e Munique.
Viyana'dan gelmişlerdi.
Directamente de Viena.
- Roma, Viyana, Kopenhag, Stuttgart, sonra da Amerika.
Roma, Viena, Copenhaga... Estocolmo... e depois América.
Londra, Viyana, Roma Varşova ve elbette Alman şehirlerinde bulundum.
Conheci Londres, Viena, Roma e Varsóvia, e as grandes cidades alemãs, naturalmente.
Eski Viyana'nın savaştan önce Strauss müziği gibi olduğunu..... asla bilmezdim, Onun romantik bir çekiciliği var.
Nunca conheci a Viena de antes da Guerra com a música de Strauss, o seu glamour e encanto fácil.
Viyana da diğer Avrupa şehirlerinden farklı durumda değildi.
Viena não tem pior aspecto que um monte de outras cidades europeias.
Seninle işim bittiğinde Viyana'dan ayrılacaksın.
Quando acabar consigo, vai-se embora de Viena.
Viyana'da herkes işin içindedir.
Toda a gente em Viena está.
- Viyana'dan ayrıldı.
- Ele deixou Viena.
- Onun Viyana'dan ayrıldığını sanıyordum.
- Pensei que ele tivesse deixado Viena.
Ne kadar güzel bir kız! Ama Viyana'da çok dikkatli olması gerekiyor.
É uma rapariga simpática mas devia ter cuidado em Viena.
En kötüsü Viyana'daki dolandırıcılarla birlikte olup etrafta dolanıp aptalca hatalar yapıyorsun. Harry'nin dostları, canına susadın galiba.
Tem andando a meter-se com os piores gangsters de Viena, amigos do Harry, e agora é procurado por homicídio.
Viyana'da yeteri kadar penisilin yok.
Em Viena não tem havido muito disso.
Ben Viyana'dan ayrılıyorum.
Vou deixar Viena.
Viyana kuşatmada Bayan Schmidt.
Viena é uma cidade pequena, Sra. Schmidt.
Birlikte daima herşeyi yapabileceğimize gerçekten inanabilsem, kimsenin Viyana'dan ayrılamasına gerek kalmaz.
Não há mais ninguém em Viena em quem possa confiar, e sempre fizemos tudo juntos.
Burası Viyana'daki en büyük çocuk hastanesi.
Este é o maior hospital para crianças em Viena.
Veya Londra, Paris veya Viyana.
Ou de Londres, Paris ou Viena?
- Eski Viyana!
A velha Viena.
Londra, Viyana, Paris.
Londres, Viena, Paris.
- Ne diyor? - İyi bir doktor olup olmadığınızı soruyor.
Estudei em Heidelberg e em Viena com Tosten.
Viyana Tepelerinde dağ tavuğu avladığımıza dair bir şey var mı?
Também fala da nossa caça ao galo silvestre no Bosque de Viena?
- Çünkü Viyana'ya gideceğim.
- Porque estou para ir a Viena.
- Yanisi, babamı Viyana'ya göndereceğim...
- Sim, vou enviar para o papá em Viena.
Sadece birini Viyana'ya göndermek için
Para enviares a alguém em Viena para estudar estômagos.
- O gemiyle Viyana'ya gidiyor.
- Ela irá para Viena por barco.
Viyana'ya sindirim ihtisası yapmaya gitti.
Foi para Viena estudar estômagos.
- Barmenin oğlu!
Mas que amizades! O filho de um taberneiro de Viena!
- Viyana'da ne haberler var?
Mas diz-me que notícias trazes de Viena?
Aklında başka şeyler vardır, devrim, Viyana'nın gerilemesi taht mücadelesi.
Mas é natural. Nessa altura sabes que estava com sérias preocupações. A revolução, o reboliço em Viena, a luta pelo trono.
Ne zaman Viyana'dan ve tüm bu saçmalıklardan rahatsız olmaya başlarsan buraya gelip ormanda benimle yürüyeceksin.
Quando te cansares de Viena e do maldito protocolo vens ter comigo E vamos passear para o bosque.
Paris, Roma, Viyana gibi büyük şehirlerde rol aldı.
Se apresentou em Paris, Roma, Viena, todas as grandes cidades.
Viyanalı Dr. Gerhart Blankfurt'u duymuşsunuzdur.
Talvez tenham ouvido falar no Dr. Gerhart Blankfurt, de Viena.
Ayrıca Roma'da da. Viyana, Madrid.
E também em Roma, Viena, Madri.
Viyana'ya hoş geldiniz demek benim için bir zevktir.
Estou muito satisfeito por lhe dar as boas vindas a Viena.
Viyana'ya uğramanız ne iyi oldu.
Que bom, ter feito um desvio por Viena.
Viyana'da değil.
Ela não está em Viena.
Ne fena!
Não está em Viena? Oh, isso é uma pena!
Ama Viyana'ya uğramalıydım.
Mas eu tinha que passar por Viena.
Napolyon Viyana'ya girmiş, Austerlitz'te ise muzaffer olmuştur.
NAPOLEÃO ENTRA EM VIENA, E TRIUNFA EM AUSTERLITZ.
Demek, Viyana'ya geri dönmesini istemeyeceksin?
Então não estás a pensar chamá-la de regresso a Viena?