Visa tradutor Português
291 parallel translation
Yükseklikte ucus sartlarïnï olusturacak.
Visa reproduzir as condiçöes do voo a grande altitude.
Bütün amacın bu. Ama bunun seni üzmediğini görebiliyorum.
É isso que visa alcançar, mas não o incomoda.
Vizeniz sona erince benden yardım istemeyin.
E não peças ajuda quando o teu cartão visa expirar.
- Nefret ederken gözün yükseklerde.
- O teu ódio visa muito alto.
Bir takım düzenlemelerin yürütülmesi amacıyla kurulmuştur bilirsiniz, şey gibi sokak bakımları, özel projeler...
É uma organizaçäo comunitária que visa a coisas como manutençäo da área, projetos especiais e...
Bana vize sağladı.
Ele arranjou-me o visa.
Bugün bu zor ve acılı soruşturmada sizinle birlikte çalışmaya başlarken hissettiklerimi haklı çıkaran bir şey var soruşturmanın amacı, kralımızın, bizim görüşümüze göre sevdiklerini yitirmiş, kötü kaderli, aşağılanan, alay edilen ve işkence gören Bavaria'mıza, halkının sarsılmaz güvenine hala ihanet etmeden hükmetmeye uygun olup olmadığını belirlemek.
Há uma circunstância que explica o ânimo... com o qual me empenho hoje, junto de todos vós... em conduzir este difícil e doloroso inquérito... que visa determinar se o nosso soberano ainda está, para nós... em condições de governar esta nossa infeliz, desventurada... desprezada, ridicularizada e atormentada Baviera... sem trair a obstinada confiança do seu povo.
Bu kampanya barış ve refahla ilgilidir bir çekle ilgili değil.
A campanha visa a paz e a prosperidade... e não as doações.
Kredi kartının süresinin dolduğunu anlarlarsa ne olur biliyor musun?
Sabes o que teria acontecido se têm descoberto que o teu visa havia expirado?
BankAmericard, American Express, Visa kabul ederim.
Aceito BankAmericard, American Express, VISA.
Yalnızdım. Ne param, ne şık bir elbisem, ne visa kartım vardı, Bogotá Colombia'da öylece köşede bekliyordum...
Não tinha dinheiro, nem roupas, nem visa, numa esquina de Bogotá na Colômbia...
Bahşiş haricinde Mastercharge, Visa, American Express kabul ediyoruz.
Aceitamos todos os cartões de crédito, excepto para a gorjeta.
Bu pek doğru sayılmaz, istersen bahşişi Visa'yla ödeyebilirsin.
Isso nem é verdade, podes pôr a gorjeta no cartão se quiseres.
Visa, Diner's Club, Carte Blanche.
Visa, Diner's Club, Carte Blanche.
- Senin Visa kartını kullandım.
Foi em plástico, pus no teu cartão de crédito.
Yeni bir Visa kartım var, denemek istiyorum.
Tenho um cartão Visa novo e quero usá-lo.
Sahte pasaporta sahip.
Tinha um visa caducado.
- Yanında hangi kartlar var?
- Que tipo de plástico tem? - Tenho um Visa e um cartão de gasolina.
- Visa ve benzin kartı. Belki hediye alırız diye bir Neiman-Marcus kartı.
E um cartão das lojas Neiman-Marcus, no caso de querermos comprar uma lembrança.
Visa... ve benzin kartı var.
Visa... e um cartão de gasolina.
Hanelerimiz, biz ve çocuklarımız bile... ülkemize yaraşır ilimleri unutmuştur... veya öğrenmek istememektedir. Bunu eski haline getirmeniz için size yalvarıyorum.
Meu discurso visa inquirir por que a doce paz... não pode expulsar esses inconvenientes... e nos abençoar com suas antigas qualidades.
Uçuş mili kartım kredi kartım...
Vejamos, tenho um cartão de passageiro frequente... Visa...
Göçmen kartın yok, Vizen de yok.
Tu não tens papéis americanos nem visa!
Alın, hepsini alın.
Visa. Leve. Leve tudo.
1971, Visa kartı iptal edildi.
Em 1971, canceIaram-Ihe o Visa.
MasterCard ve Visa kabul edilir.
Aceitam-se MasterCard e Visa.
Bu teknoloji insan iletişimini geliştirmek için oluşturuldu,... ama sen artık bir insan bile değilsin.
Esta tecnologia visa expandir a comunicação humana... mas tu nem és mais humano!
Ayrıca son vize ödemeni 30 gün geciktirdiğini ve Biyolojiden B - aldığınıda biliyorum
Atrasou-se em três dias no pagamento do cartão Visa e teve um B menos a Biologia.
Pfizer'den müsterilerimiz.
Pai, nós tínhamos clientes. Clientes da Visa
Kredi kartında 750 dolar limit var, fatularını ödüyor.
Tem um crédito de 750 $ no VISA, paga as suas contas.
Masrafı kartıma yaz.
Debite no meu visa.
Hayvanın biri Visa kartımı çaldı... sonra da ofiste her şey alt üst oldu.
Tenho recebido chamadas. Algum louco tem o meu Visa... e no escritório está tudo de pantanas.
- Rach, Visa kart temsilcisi arıyor.
- Rach, é do cartão visa. - Meu Deus.
Rachel, Visa kart temsilcisi.
É do cartão visa.
Evet, tabiki. "Visa" demek istemiştim.
Era o que queria dizer. VISA.
Visa kartını buldum.
Encontrei o teu cartão VISA.
American Express, Visa, MasterCard...
Plástico... Amex, Visa?
MasterCard!
MasterCard! Visa!
Visa! Mutluluğun anahtarı!
A chave para a felicidade!
- Onları aldın mı?
- Aceitam Visa?
Visa kabul ediyor musunuz? Alın!
Fiquem com ele!
Pasaportun, vizen burada. Rutin bir işlem olacak.
Tens aí um passaporte e um Visa.
Kredi kartıyla mı ödediniz?
Mastercard, Visa?
VISA faturam.
É a minha conta do visa.
- Ülkeye hiçbir pasaport veya vize olmadan girmiş.
- Entrou no país sem visa ou papéis.
Son 24 saatte VlSA kartı kullanımı.
O visa nas últimas 24 horas.
Telefonu, kredi kartı, banka hesabı, hepsi gizli artık.
Telefone, visa, conta : tudo confiscado.
- Buna mecburum. Dinle. Bunu bildirmek benim yasal sorumluluğum.
Também me visita frequentemente com o seu cartão VISA para ganhar milhas.
Etti, ancak resmi olarak ölü olan bir askeri hedefleyecek bir stratejiye izin veremem.
Sim. Mas não posso autorizar uma estratégia que visa um soldado oficialmente morto.
Demek Visa kartın var?
- Tens um Visa, Henry?
Arpacığıma oturtamıyorum.
Não consigo visá-lo.