Viste tradutor Português
28,763 parallel translation
Bayan Shaw'la yaşadığınız talihsiz olaylardan beri raporlanan şamataları sen de gördün.
Mas é que... já viste os relatórios das brincadeiras desde o teu infeliz encontro com a sra. Shaw.
Buna bronzlaşmak deniyor çocuklar. Daha önce bronzlaşan birini görmediniz mi?
É o chamado bronzeado, pessoal, quero dizer... nunca viste um bronzeado antes?
Gördün mü?
Viste?
Gördün mü bak, Mikael?
Viste, Mikael?
- Gördün mü?
- Viste?
Nasıl gördün?
Como é que viste isso?
Sırf bir filmde ninja gördün diye gerçekten var olmak zorunda değiller.
Só porque viste ninjas num filme isso não os torna reais.
- Sonrasında olanları görmedin mi?
- Não viste o que aconteceu a seguir?
- Tekrar hatırlatayım beni ve gelecekten hiçbir şeyi görmemiş gibi hayatına devam etmelisin.
- Deixa-me relembrar-te, é imperativo que continues como se nunca me viste a mim ou a qualquer outra coisa do futuro.
- Stranger Things'i izledin mi hiç?
- Viste o "Coisas Estranhas"?
Dokunulmazlar'ı izledin mi, izlemedin mi?
Viste ou não viste "Os Intocáveis"?
Yani Sam Scudder ve Rosalind Dillon'ın camdan kaçtığını mı gördün?
Viste o Sam e a Rosalind fugir pela janela de vidro?
Gördün mü, Sammy?
Viste, Sammy?
Twin Peaks dizisini izlediniz mi hiç?
- Já viste o "Twin Peaks"?
Dünya 19'da hiç böyle bir şey görmüş müydün?
- Já viste uma coisa parecida com isto?
Bir şey mi gördün?
Viste alguma coisa?
Daha önce hiç göremediğiniz bir tehditle karşı karşıyasınız.
Estás a enfrentar uma coisa que nunca viste antes.
Onu sen de mi gördün?
Também viste isso.
- Wally, tam olarak ne gördün?
Wally, o que é que viste?
- Ne gördüğünü söyleyecek misin?
- Vais contar-me o que viste?
Bir gemi mi gördün?
Viste uma nave?
Başka ne gördün?
O que mais é que viste?
"Cehennem Silahı" nı seyrettin mi?
Já viste o "Lethal Weapon"?
- Neyle karşı karşıya olduğunu gördün.
- Viste o que enfrentamos, não viste?
Hayalet görmüş gibisin.
Parece que viste um fantasma.
Onu görmedin.
Não o viste antes.
Gördün mü, o biliyor.
- Viste? Ela sabe.
Gördün mü bak kafana ne kadar kolay giriverdim?
Viste como consegui entrar na tua cabeça facilmente?
Benim bir projeyi bitiremediğini gördün mü hiç Toby?
Já me viste a não terminar um projecto, Toby?
- Gördünüz mü?
- Viste?
Gördüklerimi görmedin, tamam mı?
Não viste aquilo que eu vi, está bem?
Bizi görmezden mi geleceksin yani?
Vais fingir que não nos viste ou quê?
Bir fare gördün.
Viste um rato.
Onu görmedin, değil mi?
Não o viste, pois não?
Peki onu bunları yaparken gördün mü, mesela açları doyururken?
E viste-o fazer essas coisas?
Silas'ı en son ne zaman gördün?
Quando foi a última vez que viste o Silas?
- Silas'ı görmüş olabilir misin acaba?
Por acaso viste o Silas?
- Doktor'un öldüğünü mü gördün?
Viste o Dr. a morrer?
Merdiven'i görüyor musun?
Viste a Escada?
Beckett'i gördün mü?
- Viste a Beckett?
Şaka yapıyorum, kötü bir şakaydı ama cidden, Ahlaksız Teklif adlı filmini izledin mi?
Estou a brincar, é uma péssima hora para isso, mas, a sério, já viste a Proposta Indecente?
En son ne zaman Leydi Lunafreya'yı gördüğünü hatırlıyor musun?
Recordas-te da última vez que viste Lady Lunafreya?
Pardon da benim yerime sırada beklemesi için birini tuttum. Geldiğimde o da gitti. Yani gördüğünüz şey hanımefendi kaynak yapmak değil, değiş-tokuş yapmaktı.
Desculpa, mas eu paguei para esperarem na fila por mim, e quando eu cheguei, ele foi-se embora, o que viste, minha linda menina, foi uma troca, eu não passei à frente.
izlemiş miydin?
Viste-o?
- Hayır.
- Viste o Wally esta manhã?
- H.R.'yi gördün mü?
Viste o HR?
Ayıyı taşırken gördün.
Viste-o a trazer aquilo.
- Gördün mü bak?
Viste?
Bak, gördün mü?
Viste?
Onu gördün mü?
Viste-o?
Gördün mü?
Viste aquilo?