Visual tradutor Português
2,621 parallel translation
Video bağlantısı için beklemede kalın.
Preparem-se para confirmação visual.
Görsel teması sağlayın ve emirleri bekleyin.
Faça confirmação visual e aguarde novas instruções.
Görsel temas sağlandı.
Nós temos contacto visual.
Bu şey görsel.
Esta coisa é visual.
Sürekli göz teması kur, sadece çektiğinde dur.
Faz contacto visual o tempo todo, parando só quando se afastou.
Biz bunu becerebilmek için gerekli sinir sistemi koordinasyonuna denge, kas gücü ve görme yetisine ancak bir buçuk-iki yaşında ulaşabiliriz.
Não conseguimos reunir tal grau de coordenação neurológica, de equilíbrio, de força muscular e acuidade visual até um ano e meio, dois anos de idade.
İhtiyacınız olan bütün görsel materyalleri sağlıyoruz.
Disponibilizamos todo o material visual de que necessita.
Evet, onları paraya çevirmen sana dair ilk ipucumuz oldu.
Sim, mas burlá-los foi o que nos fez ter o primeiro contacto visual contigo.
Görsel bir şey olduğunu sanmam.
Duvido que seja visual.
Bu uçağı askeri nedenlerden dolayı uçuracağım.
Vou voar em voo visual.
Todd Johnson'un öldürüldüğü gecenin kamera kayıtlarından, personel kayıtlarından ve 86 saatlik görüşmeler sonucu oluşturulmuş görsel yeniden canlandırması.
Um reconstrução visual da noite do assassínio de Todd Johnson, baseado nas gravações, relatório de actividade, e 86 horas de interrogatório.
Şüpheliye görsel temas istiyorum. Aranızda güvenli bir mesafe bırakın.
Quero contacto visual com o alvo, mas mantenham uma distância segura.
Senin kadar yakışıklı diyebilirim, Arkady.
Era um bom visual para você, Arkady.
Görüntü alıyorum.
Tenho contacto visual. Um guarda à entrada da igreja.
NCIC'de damgaları görsel olarak tarattım.
Fiz uma pesquisa de reconhecimento visual no NCIC para marcas.
School of Visual Arts'a girdim.
Entrei para a Escola de Artes Visuais.
Konusu açılmışken yeni halini beğendim.
Por falar nisso, gosto do novo visual.
Şimdi son haline bak.
Agora vai ver o visual final.
Yaydığın enerjiyi beğendim.
Gosto do novo visual.
Ayrıca baştan ayağa değiştin. Neler oluyor?
E apareces com um visual falso.
Bombalar mevzilendi ama görsel hareketlilik yok.
Nukes implantados, mas eles não têm nenhum efeito visual.
- Dinlemeyi başlat.
- Perdemos o contacto visual. - Iniciem as escutas.
Flavonoidler. Mantıksal düşünmeye ve görsel hafızaya çok yararlıdır.
Pensei numa coisa boa para a memória visual e a razão.
5G ye geçeceğz eğer görme bozuklukların olursa haber ver.
Vamos para 5 G e avise-me se tiver algum distúrbio visual.
Gökkuşakları çok güzel bir doğa olayıdır. Ama işin asıl güzel yanı nasıl oluştuklarını anlamaktır. Çünkü onlar ışığın, gökkuşağının tüm renklerinden oluştuğu gerçeğinin görsel bir yansımasıdır.
O arco-íris é um belo fenómeno, mas penso que são ainda mais belos quando percebemos como são criados, porque são uma representação visual do facto de a luz ser composta de... bem, de todas as cores do arco-íris.
Hey Lil, bugün ayrı bir güzelsin.
Olá, Lil. Estás com um visual muito vibrante hoje.
- Artık izleme yapabiliyor olmalısın.
Deves ter contacto visual agora.
Bundan var. Bu var.
Tenho este tipo de visual.
Bir tane böyle var.
Aquele. Um visual assim.
Sarah'ın odasını görüntüleyip, durumu onayla.
Obter confirmação visual de que a Sarah está no quarto.
Görüntü geldi.
- Temos visual.
Valilik öündeler.
Contacto visual.
Gözüm patronun üzerinde.
Tenho um visual do chefe.
Sizinle görsel teması kaybettim.
Perdi o contacto visual.
Daha iyi el-göz koordinasyonu olabilir mi?
Melhor coordenação visual-motora?
Hakimlerle yemek aralarında göz teması bile kurulmaz.
Nunca se estabelece contacto visual com um juiz na hora de almoço dele.
Beni gördü, direkt göz teması yaptı.
Ela viu-me. Fez contacto visual.
Bir bakalım... Konuya oldukça hakimdin diyebilirim. Öğrencilerle göz temasını da çok iyi sağladın.
Diria que fizeste uma boa gestão do material, um óptimo contacto visual com os alunos, mas a tua caligrafia está a precisar de melhorias.
Ne görüyorsun?
Tenho contacto visual com o barco.
Göz teması kurma.
Não estabeleça contacto visual.
Göz teması kuracak, bunun bir sorgulama değil de karşılıklı bir konuşma olduğunu unutmamaya çalışacağım.
- Vou manter contacto visual... e lembrar-me que é uma conversa, não um interrogatório.
Bu iyi hoş da şuraya doğru bakacak olursan daha iyi olur.
Tudo bem, mas... o que deves fazer é, manter o contacto visual quando falas, está bem?
Görsel temas sağlanamıyor.
Não tenho contacto visual.
Bu röportaj önemli, çünkü medyada ilk resmi görünüşün olacak.
Esta entrevista é importantíssima. Porque é a tua primeira aparição visual nos meios de comunicação.
Çöl Adamı'nın ortaya çıktığına dair görsel doğrulama aldım. - Ne?
Tenho uma confirmação visual do "Sandman".
Görsel onayın.
Tem uma confirmação visual.
Gözlerini benden nasıl kaçırdı fark ettin mi?
Reparaste como evitou o contacto visual?
Görüşümü kaybettim.
Perdi o contacto visual.
Bu tipten var.
Um tipo com um visual assim, com chapéu.
Güzel gecelik. Ben Wade.
Visual fixe, miúda.
Ben görsel bir insanım.
Sou uma pessoa visual.