Vivek tradutor Português
25 parallel translation
Kaptan Vivek Singh alanını sınıra kadar genişletiyor ve 2 vurucu yerlerini alıyor.
5 runs e uma bola... 9 anos de vitórias de Woodstock International poderão ser quebradas só por uma bola?
Öğrenciler arasındaki heyecan gittikçe artıyor. Tansiyon yükseliyor.
Capitão Vivek Singh percorre o campo até e os dois batsmen tomam as suas posições.
Baditya'yı tanıyorsun, bu da güzel eşi Rashmi bu da Vivik, hala bir kız arıyor nişanlım Shital'ı tanıyorsun
Apresento-vos Aditya. E a sua linda esposa, Rashmi Este é o Vivek, ele ainda anda à procura de uma rapariga
Vivik'e beni havaalanına götürmesini söyledim, lütfen, yardımcı ol sorun değil ama neden gidiyorsun neden mi?
Já falei ao Vivek, ele traz o meu visto para o aeroporto Por favor mete isto também na mala. - Isso está bem... mas porquê é que vais?
Vivik ve Dibak'a sordum nerede olduğunu bilen yok ne kadar endişelendiğimi biliyorsun Raj
Falei com o Vivek e o Deepak. Até eles não me souberam dizer onde estavas Tu sabes que eu fico logo preocupada contigo Raj
- Vivek, adamım.
- Vivek, meu!
Annie ve lzzy, bu Vivek.
Annie e Izzy, este é o Vivek.
Sende bir şey var mı Vivek?
Então, tens alguma coisa, Vivek?
Aman Tanrım. Vivek'in resimleri.
Oh, meu Deus. as fotos do Vivek.
Arup, bu Vivek -
Arup, este é o Vivek.
Vivek, çayın soğuyor.
Vivek, o teu chá está a arrefecer.
Vivek ortalarda yok.
O Vivek não apareceu!
JBB, efendim.Merhaba, ben Vivek.
JBB, senhor. Olá. Sou o Vivek.
Evet, ama bu yarındı.
- Sim, mas era só amanhã. - Não, Vivek.
Peki, Vivek.İşlerin yolunda ve zamanında ilerlemesine ihtiyacım var, ama gerçekten yolunda ve zamanında,
Vivek, preciso que as coisas corram bem e dentro do prazo. Mas literalmente, não "bem e dentro do prazo" ao estilo indiano.
Vivek, bu adamı neden hızlandıramadığımızı anlat bana.
Vivek, por que não contornamos aquele tipo?
Vivek, biliyor musun senin şu planlarına olan sabrım tükenmek üzere.
Começo a perder a paciência com este plano todo.
Lafını bile etme.Vivek, bu Amit.
Vivek, este é o Amit.
Bilirsin, Vivek, Birleşik Devletler'de, avukatlar tutarız ve kontratlar yaparız, işlerin düzgün yürümesi için.
Vivek, nos EUA arranjam-se advogados e fazemos contractos para tudo correr bem.
Vivek, buraya geleli yarım gün oldu, kimse 45'in üzerinde atamıyor.
Vivek, estamos aqui há meio-dia e ninguém atira a mais de 72.
Pekala, bu hepimiz için büyük bir fırsat Vivek.
É uma grande oportunidade para todos, Vivek.
Teşekkürler, Vivek.
Obrigado, Vivek.
Vivik ne oldu, Selimi arada buraya gelmesini söyle ama bana nedenini söylemedi o her zaman heyecan yapmak için sebepleri gizliyor o Selim mi?
Vivek, o que vem a ser isto? Salim telefonou e pediu para vir cá. Mas ele não me disse o porquê.
daha sonra Vivik geldi, benden iki kamyon istedi kamyonların tamirde olduğunu söyledim ona birinin lastik yatağında sorun var diğerininse motor kapağı sorunlu ona kamyonları veremeyeceğimi söyledim bir fincan çay ikram ettim
E depois chegou o Vivek. Ele me pediu dois caminhões Eu disse que não tinha dois caminhões porque estavam no conserto
Hayır, Vivek, bugün.
Era hoje.