English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ V ] / Voleybol

Voleybol tradutor Português

255 parallel translation
Bayan Pegg, voleybol topunu rica ediyor.
Miss Pegg quer saber se a bola já está arranjada.
Amerika'da masa tenisi, voleybol oynuyor bir sürü karı tavlıyor olabilirdim.
Podia estar nos States a jogar ping-pong, voleibol fartar-me de míudas.
Rahibelerle voleybol oynadığını gördüğüm günden beri kendime mani olamadım. - Gidelim.
Desde o primeiro dia em que te vi a jogar vólei com as freiras... fiquei perdido.
Artık voleybol yok, karides avı yok, tenis yok, hiç biri yok!
Acabou-se o voleibol, a pesca, o ténis, tudo isso!
Voleybol topunu nasıl şişireceğini çözene kadar yaz biter!
Tomará até agosto poder inflar um balão!
İyi voleybol oynuyorsun.
Jogas bem voleibol.
Voleybol veya tenis olur sanıyordum.
É uma recreação? Esperava vôlei ou tênis.
Voleybol üniformaları için önerim vardı.
A minha sugestão para as fardas de voleibol!
Bir voleybol maçı var.
Há um jogo de voleibol.
Yıllardır voleybol oynamadın.
Há anos que não jogavas voleibol.
Resim kursumuzla birlikte voleybol ve kriket sınıfımız da devam ediyor.
Também cursos de natação, classe de pintura, volei e criquet.
Belki havuzda biraz voleybol.
Talvez joguemos voleibol na piscina.
Onun voleybol koçuydum.
Fui a sua treinadora de volleyball.
Piskoposun voleybol takımına dediği gibi :
Como o bispo disse à equipa de netball,
Artık bırak o silahı. Önümüzdeki birkaç yıl boyunca her akşamüstü... boncuk dizip voleybol oynayacaksın.
Largue essa pistola e passará a fazer matrículas e a jogar voleibol, todas as tardes, durante alguns anos.
Beyaz, koza halinde.Yaklaşık olarak bir voleybol topu kadar. Etrafta başka örümcek olmaz.
Branco, como um casulo, latejante, do tamanho de uma bola de baseball.
VOLEYBOL TATİL
FÉRIAS DE VOLEIBOL
Bilirsiniz işte voleybol oynayanlar, jet-skii kullananlar, bikinili kızlar bense burada dikiliyorum, "Belki de ben biraz fazla buz koyuyorum"
E aparecem bolas de vólei, jet-skis, miúdas de biquíni e eu digo para comigo : "Talvez esteja a pôr gelo a mais no meu".
Club Med esprimizi yaptık. Club Med'e giderler... ve Bill Mitchell şöyle der : " Saat 07 : 00'de bir saat voleybol oynayacağım...
Fizemos a cena do Club Med... que eles frequentam... e Bill Mitchell diz, " às 7 : 00 quero uma hora de voleibol...
Tahminimce sen bir voleybol topuna bile vuramazsın.
Esquece, se calhar nem acertas numa bola de praia.
Temiz, şık, ne biliyim işte etrafı şirin bir çitle çevrili... bembeyaz çarşaflar, bilardo masası şirin bir voleybol sahası, ne dersin?
São muito asseadas, muito limpas... com uma pequena sebe, cobertores brancos, bilhar, um campo de volei, guardas... não se entra fácilmente.
- Ben, yeni voleybol koçuyum.
- Sou o novo treinador de volei.
Voleybol takımını bir gezintiye çıkarıyorum.
Vou levar a equipa de voleibol a um passeio.
Büyük marul, büyük havuçlar. Voleybol topları kadar büyük domatesler.
Alface grande, cenouras grandes e tomates que parecem bolas de v olley.
Onlara şöyle derdim, "Şarkı söylemeye daha az zaman ayırın Cuervo voleybol turnuvasından uzak durmaya daha fazla zaman ayırın eğer o zeki memeli imajınızı korumak istiyorsanız."
Aconselharia as baleias a concentrarem-se menos nas cantorias, e um pouco mais na aproximação do campeonato de volleyball de Cuervo. Isto para manter aquela imagem de mamífero inteligente!
VOLEYBOL DENEMELERİ
PROVAS DE VOLEIBOL
Gelip voleybol oynar.
Ela vinha com uma turma jogar vôlei.
Voleybol oynarken birinin dirseği çarptı.
Estávamos a jogar vólei e levei uma cotovelada no olho.
Kızlar voleybol oynarken onları izliyordum.
Bem... Eu estive a ver umas mulheres a jogarem vôlei...
- Voleybol takımındasın değil mi?
Tu és da equipa de vólei, não és?
- Kısa bir voleybol sorusu soracağım. - Voleybol.
- Uma pergunta sobre vôlei.
Voleybol.
Volleyball.
Kumsalda voleybol oynamaya başlıyorlar.
Tem um jogo de vôlei na areia.
- Voleybol finali.
- A final distrital de voleibol.
Blue Bay'de voleybol çok sevilir.
Aqui em Blue Bay, adoram voleibol.
Yehu, voleybol.
Voleibol.
Tatlım, biliyorsun ben voleybol izlemiyorum.
Linda, sabes que eu não acompanho o voleibol.
Voleybol gibi mi?
É como o voley?
Lisa'nın kaçmasına çok üzüldü ve voleybol ağıyla kendini astı.
ela ficou triste por a Lisa ter fugido e enforcou.se com uma rede de voleibol.
Ne olursa olsun, okyanusta şansımı denemeyi bu boktan adada kalarak, ömrümün sonuna kadar kahrolası bir voleybol topuyla konuşmaya yeğlerim!
Prefiro arriscar-me no mar alto do que ficar aqui a morrer nesta ilha de merda, e a falar o resto da minha vida com o raio de uma bola de vólei!
Voleybol takımındayım.
Estou na equipa de vólei.
Geri dönüp ona sarılmak istedim. Ama onun yerine, voleybol oynayan o iri esmer adamlara doğru koştum.
Apetecia-me voltaratrâs e abraçâ-la, mas em vez disso corri em direccão a gigantescos negrosjogando vôlei.
Galiba o gün voleybol maçım vardı ama bir çaresini bulabilirim.
Penso que me marcaram o meu jogo de voleibol, mas fica para outro dia.
- Voleybol oynadım.
- E joguei voleibol.
Ayağım voleybol ağına takıldı.
Tenho o pé preso numa rede de voleibol.
Üçüncü lig bayan voleybol koçu olarak gelişiyor muyum?
Cresço como treinador de voleibol feminino da Terceira Divisão?
Kız voleybol takımı ha?
Voleibol feminino?
Profesör Harry Block, önemli bir jeolog... ve kuzey Arizona kadın voleybol takımının en başarılı koçu.
o Professor Harry Block, geólogo notável... e o melhor treinador do voleibol feminino do norte do Arizona.
- Voleybol.
- Voleibol.
Ezequiel ve bayan voleybol takımı.
Ezequiel e a equipa feminina de vólei.
Boş zamanlarımı sahilde arkadaşlarımla voleybol oynayarak...
passando os meus dias na praia com os meus bacanos... a jogar volleyball...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]