Volkswagen tradutor Português
207 parallel translation
Büyük bir kamyon. Kırmızı bir Volkswagen.
Um camião de mudanças, um Volkswagen vermelho...
Plymouth Station en önde. Onun arkasında kamyon, Volkswagen üçüncü sırada onların arkasından da Chrysler Imperial geliyor.
Um Plymouth, depois um camião Ford... um volkswagen, um Chrysler.
Şu Volkswagen'i buradan çıkarın.
Tira esse Volkswagen daqui.
Kimse Onbaşı Clearboy'un Volkswagen'a ne zaman aşık olduğunu bilmiyordu.
Ninguém sabia exactamente quando é que o Cabo Clearboy se apaixonara pelo Volkswagen.
Duydum ki Volkswagen'la yatıp kalkıyormuşsun.
Ouvi dizer que dormia com o Volkswagen.
Bu Volkswagen'i çok seviyor olmalısın Clearboy.
Deve gostar muito do Volkswagen, Clearboy.
Volkswagen susuz çalışabildiği için diğer tüm yaratıklar ölürken o kurtulacaktır.
Como o Volkswagen funciona sem àgua sobreviverà quando outros morreräo.
Clearboy'un Volkswagen'e bir saplantısı var.
O cabo Clearboy tem uma mania com o Volkswagen.
Volkswagenler yüzemez.
Um Volkswagen näo sabe nadar.
Hey. Volkswagen'im.
O meu Volkswagen.
Orada bir ailem var. - Tanrım, çok sıcak. - Elk nerede?
- Pegamos no meu Volkswagen e vamos ao Rainha Vermelha tomar um copo.
Polis alanı boşalttı ve hastaneye gitmesi için kurbanı bir VW'ye yerleştirmeye yardım etti.
E depois? E depois, a polícia evacuou a área e... ajudou os advogados a porem o ferido num Volkswagen para ser conduzido ao hospital.
VW sürücüsünden bir iz yok mu?
Ainda não encontraram o condutor do Volkswagen?
VW polisin...
O Volkswagen é uma viatura da polícia.
Bir VW geldi nereden, bilmiyorum.
Chegou um Volkswagen, não sei de onde surgiu.
General VW sürücüsünü tanımadığını söyledi.
O general declarou não conhecer o condutor do Volkswagen.
Geç şu vosvosu, geç.
Passa o Volkswagen.
Volsvageni geç, haydi?
Passa o Volkswagen.
İki araba kiralamanı istiyorum, bir Ford ve bir Volkswagen.
Quero que alugues dois carros, um Ford e um Volkswagen.
"Bu limanda, 150 Volkswagen yapmaya yetecek kadar kaporta malzemesi ve kaput bezi yok mu?"
Não tem madeira suficiente e telas das velas para fazer 150 capas para Volkswagen?
Stinson Beach'te motoru çatlak bir Volkswagen'im var.
O meu Volkswagen ficou em Stenson's Beach com o bloco partido.
Dışardaki şu Volkswagen benim.
É que... tenho ali um Volkswagen.
Park yeri çok. Gelin buraya. Volvo arabadaki genç adam ve Volkswagen'deki diğeri.
Temos muitas vagas para estacionar, o jovem do Volvo, venha para cá, e o do Wolkswagen.
Volkswagen... Beckenbauer!
Volkswagen, Beckenbauer.
- Altın levhalarım... Eğer bana bir şey olursa... 20 sene içinde, Almanlar Volkswagen'i dünyanın her yerine sattıklarında çok sinirleneceğim.
Se me acontecer algo, dentro de vinte anos, quando os alemães estejam a vender Volkswagens por todo o mundo,
Volkswagen yoktu ama üstünde komik adları olan değişik arabalar vardı.
Não tínhamos Volkswagens, mas tínhamos diferentes tipos de carros com nomes esquisitos.
Volkswagen'deki adam kimdi?
Quem é o tipo no Volkswagen?
Kahrolası şey Volkswagen ebadında.
Aquilo era do tamanho de um Volkswagen.
Evet, Volkswagen'imle konuşmuştum.
Falava com o meu Volkswagen.
Avrupa'nın ortasında bir Volkswagen 1200'ün içinde yaptığıma?
Imagina-me em plena Europa a foder um Volkswagen 1200?
Bay Volkswagen'e de tutup bize araba yapamazsın dediler...
Diziam a Mr. Volkswagen que era impossível...
Volkswagen.
Volkswagen.
" 19 Ağustos 1973 günü... beş genç, Volkswagen minibüsleriyle Güney Teksas'taki... bir çiftlik yolunda benzinsiz kaldı.
Na tarde de 18 de Agosto de 1973, cinco jovens numa Volkswagen ficaram sem gasolina numa estrada no sul do texas.
98 model Volkswagen kullanıyor.
Conduz um Volkswagen de 1980.
- 98 model Volkswagen, değil mi?
- Volkswagen de 1980, não é?
Buraya kafaları kırılsın diye, spor ayakkabılarıyla ve altlarında bir Volkswagen'le yollandılar.
Acho que são mandados para cá com os seus Volkswagen e os seus ténis para que lhes partam as cabeças.
Koca kalçalı kadınlara bayılırım. Kardeşim Cadillac kullanıyor. O kadar kıçı Volkswagen'e sığdıramazsın.
Goste de mulheres de traseiro grande, por isso meus amigos só... dirigem Caddilac, porque não dá para colocar o rabo em um fusquinha.
BATI ALMANYA VOLKSWAGEN Kaptan Amerika bize yardım etmelisin.
Capitão América, tem que nos ajudar.
Volkswagen'da bir grup kız geldi.
Passou um grupo de miúdas num Rabbit.
Bir Volkswagen minibüs.
Uma carrinha Volkswagen.
- Bir Volkswagen minibüs.
- Uma carrinha Volkswagen.
San Diego'daki bir seri vaka ve bir minibüsle bağlantı var.
Tenho uma ligação com San Diego e uma carrinha Volkswagen.
Bu kapsül o minibüsten çıktı.
Esta cápsula veio de uma carrinha Volkswagen.
- Böyle bir araç kullanan bir Amanda yok. - Bu kadar işte.
Não há nenhuma Amanda com um Volkswagen azul.
Beyaz bir Volkswagen'im var.
Tenho um Volkswagen branco mais abaixo.
Yani başka bir adamın Volkswagen'in arkasındasınız ve...
Vamos no banco traseiro do Volkswagen de alguém e diz-se :
Volkswagen mı?
Um fusca?
- Planım Volkswagen'imi alıp Kırmızı Kraliçe'ye gidip bir içki ısmarlamak.
- Estamos lixados.
- 200 yıllık bir Volkswagen.
É um Volkswagen com 200 anos.
Bir Volkswagen'ın içinde idman yapacaksınız.
E é aqui que vocês vão treinar!
Hayır!
Aqui no Volkswagen, é que vocês vão treinar!