Voodoo tradutor Português
408 parallel translation
- Senin saçmalıklarından bıktım, düşündüğün şey değil
Já estou farto da merda desta conversa de voodoo! Não é o que você pensa que é!
Melodisi dinle
Uma melodia voodoo a tocar
Cadılık, voodoo şeytana tapma.
Bruxaria, voodoo adoração do diabo.
Voodoo mezarlıklar tanrısı ve ölü lejyonunun şefi.
O Deus Voodoo dos cemitérios e chefe da legião dos mortos.
o voodoo diyarında neler olup bittiği.
é que se passa na terra do voodoo.
Voodoo diyarı sadece afyon tarlasıymış.
A terra Voodoo era só campos de papoilas.
Kananga : iyi gizlenmiş dönümlerce tarlada afyon yetiştiren adamı
Kananga : plantador de papoilas em vastos campos bem camuflados, protegidos pela ameaça voodoo do Barão Samedi.
Sen aptalca batıl inançlar ve voodoo törenlerine araştırma mı diyorsun?
Tu chamas a isto de pesquisa brincar com superstições e ritos de vodu?
Voodoo yapıyorlar, sanırım
Eles estão a fazer vodu, acho. Vodu.
Voodoo. Voodoo hiçbirşeyi çözemez.
Como se o vodu fosse resolver alguma coisa.
Voodoo'ya inanmam.
Não acredito em vodu.
voodoo gibi şeylere bende inanmam, ama köylüler inanıyor.
Também não acredito em vodu, mas os nativos acreditam.
- Daha önce voodoo'yu duydunuz mu?
- Tu sempre ouviste falar de vodu?
Demek istediğim, bu voodoo sadece basit bir batıl inanç.
Eu quero dizer, vodu é muita superstição.
Yerlilere göre... bu voodoo ile yapılan birşey.
Os nativo dizem para acontecer o vodu.
Bize voodoo büyüsü yapıyorlar.
Eles farão um pequeno vodu connosco.
- Voodoo mu?
- Isto é vodu?
Ben voodoo'nun ölüleri hayata döndürdüğüne inanmıyorum.
Não acredito que vodu possa trazer os mortos de volta à vida.
Voodoo yönünden araştırdın mı?
Verificaste pelo ângulo do vodu?
Sanki voodoo büyüsü gibi bir şey.
Foi como voodoo ou algo assim, sabes?
Voodoo Bir, 090, 15 milde radar teması. 500 knot'ta seyrediyorlar.
Voodoo 1, 090, contacto radar a 15 milhas. Seguem a 500 nós.
Voodoo Bir, Wood isabet aldı.
Voodoo 1, o Wood foi atingido.
- Ben Voodoo Bir.
- Voodoo 1.
Burası Voodoo Üç.
Aqui Voodoo 3.
Demek istediğim yaşlı adam konuşmayı bitiremez eski yollarla ilgili... moral, bu tarz kocaman mambo büyüsü.
Quer dizer, o velhote não pára de falar acerca da moda antiga espíritos, esse tipo de voodoo mumbo Jumbo.
Sihirli özellikleri var.
É tipo voodoo.
Eğer voodoo büyüsüne inanıyorsan...
- Se acredita em vudú.
- Yine mi voodoo saçmalığı?
- Mais dessa merda vudu?
Profesör, bu işaretlerin voodoo saçmalığı olduğunu mu söylüyorsunuz?
Professor, chama a isso merda vudu?
Ozon tabakasından, kimyasal silahlardan, hatta... voodoo büyülerinden ve uzaylılardan bile şüpheleniliyor.
Já ouvimos de tudo, desde a camada de ozono a armas quimicas a... misticismo voodoo e organismos do espaço.
Bir düzine insanı öldürdü... bir çeşit dinsel tören gibi, ayinle.
Matou umas doze pessoas numa série de homicídios rituais de "voodoo".
Amerika'daki büyücü doktorlar...
Médicos bruxos voodoo nos Estados Unidos...
İddianıza göre bir büyücü doktor oğlunuzun beynini yıkadı ve kendisi gibi başkalarını bulmaya zorlandı.
Disse, que ao seu filho lhe lavaram o cérebro, uns bruxos voodoo e o forçaram a recrutar outros.
Acı onun için voodoo gibi bir şeydir.
A dor é algum tipo de coisa voodoo com ele.
Vudu kraliçesi için 100.000 $.
100,000 por uma rainha voodoo.
Mobu'nun gücü altındasın.
Tens o poder do voodoo.
Sahneye gir, bir vudu makinası gibi.
Entra na cena, como uma máquina voodoo
" Vudu ve Mobu Vudu ve Mobu
O voodoo e a Mobu O voodoo e a Mobu
"Vudu ve Mobu"
O voodoo e a Mobu
Evet.
- Voodoo?
Bunları hepsi Vudu mu?
- Isto é tudo cenas voodoo?
Yani, baban bir Vudu doktoru. Anlıyorum.
Então o teu pai, é um doutor voodoo?
Hayır, ama bunlar kesinlikle Vudu sembolleri.
Não, não diz, mas isto são simbolos voodoo.
Vudu, hudu. Sana söyledim.
Voodoo, hoodoo, eu disse-te.
Lanet olası vudu müziği dinliyor.
Toca aquele raio de música voodoo...
- Bu gemide kötü bir voodoo var
Estou-te a dizer, este barco está amaldiçoado.
- Voodoo mu?
- Vodu?
Voodoo mu?
Vodu?
Voodoo!
Vudu.
Vudu.
É voodoo.
Vudu mu?
- Voodoo.