Votan tradutor Português
192 parallel translation
Voltron, kurtar bizi!
Votan, vingue-nos!
Ne kadar eder? Dünya Cumhuriyeti Votan teknolojisi için büyük Jaja ödüyor.
A República da Terra paga um bom JaJa pela tecnologia Votan.
Kale etraflarında yanarken insan ve Votan orduları askerleri silahlarını indirdiler.
Enquanto a fortaleza ardia à volta deles, membros dos exércitos humanos e Votan depuseram as armas.
Sağ böbreğinden bir yara almış muhtemelen bir bıçak. Fakat onu öldüren şey bir votan silahı.
Ele teve o rim direito perfurado, provavelmente por uma faca, mas foi uma arma Votan que o matou.
Bu silahı kullanan tek bir Votan ırkı var ve o da Indogene ırkı değil.
Só há uma raça Votan que as usa, e não é Indogene, não é, Ben?
İnsan ve Votan ırklarının eşit haklarda yaşadığı bir yer.
Uma cidade onde Humanos e Votans convivem como iguais.
- Peşinde olduğumuz bu Votan...
O Votan que perseguimos...
- Oğlumu öldüren Votan mı?
O que matou o meu filho?
- Oğlumu benden alan Votan'dan mı bahsediyoruz?
É desse Votan que estamos a falar?
İnsanlar Votan gemisinde ne arıyor?
Mas que fazem humanos numa nave Votan?
Dünyanın toparlanmasına yardım edecek, enkazı temizleyecek Votan ve insanların aynı anda yaşamasının bir çaresini bulacaktık.
Ajudar o mundo a renascer, limpar os escombros, e, encontrar uma maneira de todos nós, Votan e Humanos, coexistirmos.
Binbaşı Gordon McClintock Votan Kolektifi'ne karşı kullanabileceğimiz bir silah olabilir. Defiance taraf tutmaz.
O facto do Comandante Gordon McClintock estar vivo pode ser usado como arma contra a Corporação Votanis.
Votan gemileri dünya yörüngesine ilk girdiğinde bir suikastçı programı vardı.
Quando as Arks Votan chegaram pela primeira vez à órbita da Terra, houve um programa marginal.
Siz iki Votan aranızda çok gevezelik ediyordunuz.
Vocês os dois, Votans, foram bastante faladores.
Buraya değil, Votan başkentine aitsiniz.
Bem, você pertence à capital Votan, não aqui.
Dünya Cumhuriyeti'nden kaçmamın tek sebebi Votan Birliği'nden daha iyi bir mali paket alabileyim diye.
A única razão porque tenho fugido da República da Terra é porque posso obter um acordo financeiro melhor com a Colectividade Votanis.
Votan canını kurtarmaya çalıştı.
Preservar a vida Votan.
Yeni polisin vo-tech tüfeği ikmalini zavallı Elah Bandik'in talihsiz ölümünü bana bir mesaj vermek için kullanarak engelledi.
O seu novo xerife interceptou uma expedição de rifles Votan para me enviar uma mensagem... pela infeliz morte daquele pobre homem, o Elah Bandik.
Polisimiz savaş zamanı birçok acımasız ölüme karışmış. 98 insan ve 112 Votan sivilin katledildiği Yosemite Katliamı dahil.
O nosso Guardião participou em uma série de atrocidades durante a guerra, incluindo o Yosemite Massacre, onde 98 humanos e 112 Votan civis foram abatidos.
Votan paraziti.
Um Parasita Votan.
İnsan ve Votan ırklarının eşit haklara sahip olduğu eşsiz bir yerde yaşıyoruz.
Vivemos num lugar esplêndido. onde as raças humana e Votan vivem juntas em pé de equidade.
İnsan ve Votan ırkı bir arada, kardeşçe sevgi ve saygıyla yaşıyor.
Humanos e Votans vivendo lado a lado como amigos, amantes, família.
Votan Birliği ne karar verdi?
Qual é a decisão dos Votanis?
Votan Birliği ile anlaşmaya çalışıyor, yeni başkanla görüşüyor.
Fazer pressão na Corporação Votanis... Negociar com o novo Presidente.
Annen, Votan Birliği ile konuşuyormuş gibi başkanla anlaşıyormuş gibi yaparak beni oyalıyordu.
A tua mãe tem andado a empatar, a fingir que fala com a Corporação Votanis, a fingir tratar de política com o Presidente.
İnsan mıydı, yoksa Votan mı?
Humano? Votan?
Votan Birliği'nden ne istiyorsun?
Então o que queres da Corporação Votanis?
Bir çeşit halüsinojen veya Votan tecavüz hapı mesela?
Algum tipo de alucinogénio ou um roofie Votan?
- Sana her şeyin yoluna gireceğini Votanlar'ın bize zarar vermeyeceğini söyledim.
Disse-te que ias ficar bem - e que os Votan não nos iriam magoar.
Votan Birliği ile konuşmaktayım.
Tenho estado a falar com a Corporação Votanis.
Mahsuvus Gorath, Votan Birliği ile gizli anlaşma yapmaktan dolayı tutuklusun.
Mahsuvus Gorath, estás preso por conluio com a Corporação Votanis.
Çalışanın Mahsuvus Votan Birliği casusuymuş.
O teu rapaz Mahsuvus é um espião da Corporação Votanis.
Votan Birliği ile çalıştığına dair kanıtınız var mı?
E tem provas que ele trabalha para a Corporação?
Votan Birliği casusu ve kurtarabileceğim kadar insanı kurtarmak istiyorum.
Ele é um espião da Corporação Votanis e eu quero salvar o máximo de pessoas possível.
Votan Birliği'ne para verdiniz mi?
Alguma vez deu scrip à Corporação Votanis?
Ona Votan Birliği'nin, New York sınır güvenliğinden bir bombayı geçirmeyi başarıp da Mahsuvus'a nasıl hâlâ yardım edemediklerini sor.
Pergunta-lhe como é que a C.V. conseguiu passar uma bomba pela segurança da fronteira para Nova Iorque, e ainda assim não conseguem libertar o Mahsuvus sozinhos.
Hadi, Votan Birliği'nden...
Anda, tenho algum...
- Votan taşkınlığı.
Um Arrebatamento Votan.
Bir sürü Votan öldürdün.
Mataste tantos Votan.
Votan titreşimcisi.
Vibrador Votan.
Votan cephanesine erişimi olan bir madenci.
Um mineiro com acesso a armamento Votan.
Votan Birliği onu sadece fidyeyi ödersem bırakacaktı.
A única forma da Corporação Votanis a libertar é se eu pagasse um resgate.
Votan Birliği'den aldığım silahları kullandım.
Usei as armas que ele tem estado a receber da C.V..
Votan Birliği'nden birilerini görüyorum bu çekici beni kurtarmak için kullandı.
Consigo ver um homem da Corporação Votanis, e ele usou este martelo para me libertar de...
Votan Birliği askerleri onları öldürdü.
Os soldados da C.V. mataram-nos.
Votan Birliği, tesisime girip her yeri yakıp yıktığında ölmüş olduğu konusunda kesin konuşmuştun.
Asseguraste-me que ela tinha sido morta quando a Corporação Votanis invadiu as minhas instalações e queimaram tudo.
O Votan keşişleri insanlardan nefret ediyor.
Aqueles monges Votan, eles odeiam os humanos.
Votan kısmı ölüydü.
A sua parte Votan estava morta.
Votan Birliği'nin elinde.
A C.V. tem-na.
Votan Birliği... sana kötü davrandılar mı?
A Corporação Votanis...
Pek sayılmaz. Sen yakalanmış bir Votan Birliği ajanısın.
Não propriamente.