Vulkan tradutor Português
619 parallel translation
Bir Vulkan sadakatsiz olamaz. Bu şimdiki komutanıyla ilgili olarak da geçerli.
Um vulcano não pode ser desleal. isso também se aplica ao Capitão actual.
Johnnie Vulkan.
De Johnnie Vulkan.
Samantha Steel, Johnnie Vulkan.
Samantha Steel, Johnnie Vulkan.
Vulkan bize, birisini geçirmemizi istediğinizi söyledi.
Vulkan disse que quer trasladar alguém.
Sen de Vulkan.
Você também, Vulkan.
Şu Vulkan'ın, Broum denen adamla bir bağlantısı olduğuna inanıyorum.
Acho que Vulkan está ligado com este tal de Broum.
Vulkan adamın ta kendisi, yani Paul Louis Broum.
Vulkan é Paul Louis Broum.
1 944'te, ismi Johnnie Vulkan olan bir direnişçiyi öldürdü.
Em 1944 matou um membro da resistência chamado Johnnie Vulkan.
Gittilerse Vulkan üstünde bir etkim kalmadı demektir.
Se desapareceram, significa que não tenho controle sobre Vulkan.
Acil çıkman gerekirse Vulkan'a sor!
Se quer fugir depressa pede a Vulkan.
Samantha'ya, senin ve Vulkan'ın Broum ile çalıştığınızı hep söyledim.
Disse a Samantha que tu e Vulkan estavam trabalhando com Broum.
Vulkan nerede?
Onde está Vulkan?
- Vulkan'ın planı nedir?
Qual o plano de Vulkan?
Ona, senin hikayene inandığımı söyle, ne yaparsan yap, onu konuştur. Bunları Vulkan'a ver.
Dê a Vulkan.
- Tabii, biliyoruz. Bir Vulkan kanından geliyorlarsa, ki sanırım geliyorlar, bir saldırı zorunlu oluyor.
E se eles são descendentes de sangue vulcano, o que é provável, então, é imperativo atacar.
Vulkan'da aynen Dünya gibi sömürge bulma süreci yaşadı.
Vulcano, tal como a Terra, teve o seu período colonizador.
Vulkan bu defa senin yardımın olmadan bunu yapacağız
Desta vez, trataremos disto sem a sua ajuda, vulcano.
Van Gelder'in aklını araştırmak için eski bir Vulkan tekniği kullanmalıyım.
Tenho de usar uma técnica vulcana para sondar a mente de Van Gelder.
Vulkan insanları için bu özel bir şeydir.
É uma coisa pessoal, para os vulcanos.
- Sen yarı Vulkan'lısın, değil mi?
- É meio vulcano, não é?
Bana gezegenin Vulkan'ın dolunaylı sakin bir gecede nasıl gözüktüğünü anlat.
Conte-me como é o planeta Vulcano, numa noite calma de lua cheia.
- Vulkan'da ay yoktur, Bayan Uhura.
- Vulcano não tem lua, Menina Uhura.
Takdirnameler, Vulkan Bilimsel Şeref Madalyası.
Legião de Honra Científica Vulcana.
Teğmen, ben yarı Vulkanım.
Tenente, sou meio-vulcano.
Seni o Vulkan kulaklarından astıracağım.
Eu penduro-o pelas orelhas de vulcano.
Enterprise'a komuta etmek istemiyorum eğer bu başıma gelirse, hatırlamanı öneririm ki adamlarım öcümü alacaktır. ve bazıları Vulkan'lıdır.
Não quero comandar a Enterprise, mas, se me calhar isso, sugiro que se lembre de que os meus homens vingariam a minha morte e alguns deles são vulcanos.
- Ben bir Vulkan zihin testi öneriyorum.
- Sugiro a sonda mental vulcana.
Açıkça, Vulkan olmayan dille, İngilizce olarak, şanslıyız.
Em inglês simples e não-vulcano, tivemos sorte.
- Babam Vulkan gezegeninden.
- O meu pai é do planeta Vulcano.
Vulkan aklın başında değil.
Essa cabeça vulcana endoideceu!
Binbaşı Sonak'ın ailesini Vulkan Elçiliğinden bulabilirsiniz.
Para falar com o Comandante Sonak, contatem a Embaixada Vulcana.
Mümkünse o da Vulkan olsun.
Quero um vulcano, se possível.
Son duyduğumda Vulkan'daydın. Ve orada kalacaktın.
Pensei que tivesse ido para Vulcano para ficar...
Vulkan'dayken, bugüne kadar karşılaştığım en güçlü bilinci algılamaya başladım.
Em Vulcano, comecei a sentir uma consciência... mais poderosa do que todas que havia encontrado.
Dört günde Vulkan'da olabilirsiniz, Bay Spock.
Em quatro dias, estará em Vulcano.
Vulkan'da görevim tamamlandı.
Minha missão em Vulcano terminou.
Bones, Seleya Dağı Vulkan'da.
O Monte Seleya é em Vulcano.
Büyükelçi, Vulkan'a gelip size başsağlığı dileklerimi bizzat iletecektim.
Embaixador, tencionava ir a Vulcano apresentar-lhe condolências.
Onunla birlikte Vulkan'a gelmeliydin.
Então, devia saber que devia ter ido com ele a Vulcano.
İkisini de Vulkan'daki Seleya Dağı'na getirmelisin.
Tem de levá-los para o Monte Seleya, em Vulcano.
Doğrusunu istersen Vulkan tasavvufundan hiç anlamam.
Nunca percebi o misticismo dos Vulcanos.
Hastalığına teşhis koyduk : Vulkan zihin birleşmesi.
Sofre de uma mistura mental vulcânica, doutor.
Yakında Vulkan kanının yandığını hissedecek.
Não tarda que sinta o fogo do seu sangue vulcano.
Bütün Vulkan erkekleri her 7 yılda bir katlanmak zorunda oldukları şey.
Depois de adultos, os machos vulcanos sofrem-no de 7 em 7 anos.
Son sürat Vulkan'a.
A toda a velocidade para Vulcano.
Vulkan'daki sürgünümüzün üçüncü ayındayız.
Estamos no terceiro mês de nosso exílio em Vulcano.
T'plana-hath, Vulkan felsefesinin maderşahı.
T'plana-hath, matrona da filosofia Vulcana.
Spock, zihnin yeniden eğitilirken Vulkan yöntemleri esas alındı bu yüzden duyguları anlamayabilirsin ama oğlum olduğun için senin de duyguların var.
Spock, o retreino de sua mente, está sendo no modo Vulcano, daí pode não entender sentimentos, mas como meu filho, você os tem.
Vulkan'dayken felsefe dallarını inceleyecek zamanım olmadı.
Não tive tempo em Vulcano para relembrar as disciplinas filosóficas.
Bir saat sonra Vulkan'a hareket edeceğim.
Estou voltando para Vulcano dentro de algumas horas.
Vulkan'ın en büyük hocalarından biri olacağı öngörülüyordu.
Pensava-se que um dia seria um dos grandes sábios de Vulcano.