Wade tradutor Português
1,828 parallel translation
İyi misin Wade?
Estás bem, Wade?
- Wade?
- Wade?
Hadi Wade!
Vamos lá, Wade!
Nasılsa Wade canımı acıtamaz.
O Wade não me pode magoar.
Hadi Wade!
Vá, Wade!
Wade!
Wade!
Sevgili Wade, Ryan ve mini mini Emmit.
Queridos Wade, Ryan e pequenino Emmit.
WADE.
Wade.
Wade'di değil mi?
Wade, certo?
- Evet, Wade.
- Sim, Wade.
Beklesin Wade.
Desliga, Wade.
Ben şu an banyodayım Wade.
Estou na casa de banho, Wade.
Wade, Pulaski'de olacak şu partiden bahsetti.
O Wade contou-me acerca dessa festa em Pulaski.
Zulan nerede Wade?
Onde é o esconderijo, Wade?
Evet, senin arkadaşın da değil mi Wade?
Certo, Wade?
Evet. Wade'in arkadaşlarılar.
Amigos do Wade.
Wade nerede?
Onde está o Wade?
Wade'i tutukladı.
- E ele prendeu o Wade.
Pekâlâ, Wade Richter kim? Burada bitmemiş bir ev inşaatını aleve vermekten 3 yıl içerde kaldığı yazıyor.
Bem, três anos por incendiar um apartamento no último verão.
Bayan Richter. Ben Wade'in işten bir arkadaşıyım.
Sra. Richter, sou um amigo do Wade, do trabalho.
Bu Wade'in arkadaşı Levi mi?
Será que é o Levi?
Üzgünüm. Wade şu anda burada değil.
Lamento, mas ele não está cá agora.
Ona kamp sobamı ödünç vermiştim. Kuzeye doğru geliyordum ve geri alabilirim diye düşünmüştüm.
É pena, porque emprestei o meu fogão de acampar ao Wade, e como vou para o norte e passei aqui para apanhá-lo.
Wade'in projeleri üzerinde çalıştığı bir mekânı var.
Há um lugar onde ele trabalha em alguns projectos.
Wade Richter, hüküm giymiş bir mahkûm, bu mahallede yaşıyor.
O Wade Richter é piromaníaco, e é da vizinhança.
Amcanın eski deposunu ufak sanat projen için kullanman çok da zekice değildi Wade.
Não foste muito esperto, Wade. Usar o armazém do seu tio para os teus projectos de arte.
Bunlardan bir tanesini ateşleyiciye bağladın ve havalandırma boşluğuna sakladın Sonrada üzerine kâğıt şeritler koydun. Gerçekten mi Wade?
Então, ligaste um desses ao detonador na conduta de ar, e colocaste as serpentinas.
Kâğıt şeritler?
Não é isso, Wade?
Wade!
Espera!
Wade'de bir rehinciden çıktılar.
- Saíram de uma loja de penhores.
Sonradan görme herifin teki.
Agora temos que ir atrás do Wade Newman.
Gordon ve av, okadarda kötü değiller.
Gordon e Wade não são tão ruins.
Wade, uzun zaman oldu.
Wade, quanto tempo.
Evet, sen haklıydın, bu basit bir davetti. Wade kıçımı yesin!
Eles não eram muito receptivos, e Wade é um pé no saco.
Wade?
Wade?
Wade v. Boggs davası daha düşmedi.
Wade v. Boggs ainda não foi derrubado.
Ama kızınızı seviyorum. Ve ona iyi bir eş olacağım.
O que esse hetero precisa agora é que ligue para Wade e Gordon.
Jason Bradshaw, Jason Wade, Anthony Wade Anthony Samuels, liste devam ediyor.
Jason Bradshaw. Jason Wade. Anthony Wade.
Açık denizlere cesurca direnen kameraman Wade Fairley, Avustralyadan Solomona kadar 1.600 km yolculuk yaptı
Desafiando o alto mar, o cinegrafista Wade Fairley percorreu os 1.600 km que separam a Austrália das Ilhas Salomão.
Wade'in bir kayığın özgürlüğüne ihtiyacı var. Böylece gizemli timsahları bulma şansı yakalayabilir
Wade precisava da liberdade de um barco para ter a oportunidade de filmar esses crocodilos misteriosos.
Timsah hikayeleri başladı. Akıcı olarak pidgin dili konuşan Wade tarafından tercüme ediliyor,
As histórias sobre crocodilos são interpretadas por Wade.
Mark ve Wade timsah gölünü araştırmak için yola çıktılar yol boyunca bazı kötü işaretlerle karşılaştılar
Mark e Wade partiram em busca do lago dos crocodilos. No caminho, encontraram coisas sinistras.
Göle ulaşmak için, Wade ve Mark cesaret edebildikleri kadar kenarına yaklaştılar
No lago, Mark e Wade chegaram à margem um tanto quanto ousados.
O gün öğleden sonra, Wade iki metre büyüklükteki orta boy iki metrelik bir timsah ile ilk çekimini yaptı
Nessa tarde, Wade fez suas primeiras gravações de um crocodilo de 2 metros.
Wade, en önemli timsah bölgesi mangrov ağacı labirentini araştırdı
Wade explorou os maciços manguezais no país dos crocodilos.
Wade son bir kez kamerayı kurdu ve gizledi... ve uzun bekleyiş başladı
Wade prepara sua câmera mais uma vez e a longa espera começa.
Sonunda Wade, bu kameradan kaçan devin sadece birkaç dakikalık filmini çekebilmişti
No fim das contas, Wade só conseguiu filmar uns minutos desses gigantes tímidos à câmera.
Wade, hadi bırak.
Wade, vá.
Merhaba.
Amigo do Wade?
Wade!
Por favor!
Anne, birşey söylesene.
Preciso que ligue pro Wade e pro Gordon e peça para revisarem a proposta.