Walking tradutor Português
154 parallel translation
# # A gentleman's got a walking stick, a seaman's got a gaff
# # Um cavalheiro tem uma bengala, um marinheiro tem um gancho
Neydi hani şu "Yürüyüş Sopası" şarkısı?
Como era aquele "Walking Stick" que costumavas tocar?
"Yürüyüş Sopası" mı?
Que "Walking Stick"?
"Bastonumu Ver Bana" dan mı bahsediyorsun?
Referes-te ao "Hand Me Down My Walking Cane"?
"Baston" evet, onu çal.
"Walking Cane", é isso. Toca essa.
Şimdi ilk sırada, "Gece Yarısından Sonra Yürüyüş".
Agora o êxito que chegou a nº1, "Walking After Midnight."
Bu 2 saniyelik sessizlik, Marcel Marceau'nun yeni hiti Walking ln The Wind'di.
Estes 2 segundos de silêncio eram o novo êxito do Marcel Marceau.
Bu taş sadece, "Küçük Gezinti Nehrinde" vardır.
Só se encontra disso no Little Walking River.
Küçük Gezinti nehri buradan başlar.
Little Walking começa aqui.
'Walking with Dinosaurs'belgeselinde, sizlere bu olağanüstü yaratıkların yaşamlarını göstereceğiz - nasıl yediklerini, dövüştüklerini ve ürediklerini.
Em Caminhando com Dinossauros, iremos mostrar-lhe como estas magnificas criaturas vivem, como comem, lutam e se reproduzem.
Walking down the street, not a worry in sight.
Vou pelo meu caminho, sem preocupações
Peki Seymour yine "Walking on Sunshine" söylemeyi hatırlayacak mı?
O Vermais vai lembrar-se de como se canta "Walking on Sunshine"?
Gün ışığında mı yürüyorsun?
"Walking on Sunshine"?
Ama bu iyi bir şey. "Walking on Sunshine" çok sıkıcıydı.
Mas isso é bom, o "Walking on Sunshine" é péssimo.
Thee'ye yakın günlük yürüyüş.
Daily walking close to Thee.
Eğer başlığı "Encylopedia Brown" değilse, geriye pek bir şey kalmıyor demektir.
Se não tiver Encyclopedia Brown no título, é mais fácil. - Walking Tours of New York.
Neyse, "These Boots Are Made For Walking" i nasıl söylediğimi bilirsiniz, özel dansımla birlikte.
Seja como for, vocês sabem que eu sempre cantei... These Boots Are Made for Walking, fazendo a minha dança habitual.
Making my way downtown Walking fast.
"Fazendo o meu caminho até à baixa caminhando rápido"
Güzel bir topaç hareketi.
Uma walking spinner muito boa.
Brooke'nun'Dead Man Walking'filmine yaptığ atıf. )
"Lá vai a condenada."
se Walking Dead'in önceki bölümlerinde...
Anteriormente...
Family Guy İster inan ister inanma, Joe yürüyor Çeviri :
Family Guy - S06 EP03 Believe It Or Not, Joe's Walking On Air
Well, I heard you walking by... Senin geçtiğini duydum..
Bem, eu ouvi-te a passar...
Bu film, Martin McGartland ve Nicholas Davies'in "50 Ölü Adam" adlı romanından uyarlanmıştır.
INSPIRADO EM "FIFTY DEAD MEN WALKING" DE MARTIN McGARTLAND E NICHOLAS DAVIES.
Kendilerine has dans tarzları çıkış yaptıkları hit şarkıları "Walking ln The Park" tan sonra ikili 1979'da ayrıldı. Sebep olarak sanatsal farklılıkları ve ayrı projelerde çalışma isteğini gösterdiler.
Conhecidos por inconfundíveis passes de dança e o seu sucesso "Walk in the Park", o duo separou-se em 1979 alegando disparidades criativas e o desejo de desenvolver projectos individuais.
"Halo" ve "Walking on Sunshine" şarkılarını birleştireceğiz.
O "mash-up" vai ser de "Halo" e de "Walking on Sunshine."
* Kız yürüyor sokakta *
She's walking down the street
Walking Tall vardı.
- Do Walking Tall?
"Dinozorlarla Gezinti" ye hoş geldiniz!
Bem vindos ao Walking with Dinosaurs.
Brian beni "Dinozorlarla Yaşam" programına götüreceği için çok heyecanlıydı.
O Brian estava tão entusiasmado por me levar ao Walking with Dinosaurs ontem.
- Jane "Dinozorlarla Yaşam" programı ekibi dün geceki gösteriden bazı görüntüler gönderdi.
Jane... A equipa do Walking with Dinosaurs mandou-nos um vídeo do espectáculo de ontem.
Aslında biz "Yürüyen Demirler" diyoruz. Evet, evet.
Na verdade, nós chamamos de'Walking Iron'.
"Gün Işığında Yürümek" i söyleyen oldu mu?
Alguém já cantou o "Walking on Sunshine"?
d'Cause I just can't wait d d till you write me you're coming around. d d Now I'm walking on sunshine. d d Whoa, oh... d d I'm walking on sunshine. d
Porque mal posso esperar até tu escreveres a dizer que estás a vir Eu estou a caminhar à luz do sol Eu estou a caminhar à luz do sol
d Whoa, oh... d d I'm walking on sunshine. d d Whoa, oh... d d And don't it feel good?
Eu estou a caminhar à luz do sol E é óptimo
The Walking Dead 2. Sezon 1.
The Walking Dead S02E01 "What Lies Ahead"
Çeviri ; M _ Yamadag jeekepy _ 35
The Walking Dead S02E02 "Bloodletting"
The Walking Dead 2. Sezon 3. Bölüm "Sonuncuyu Harcama"
The Walking Dead S02E03 "Save The Last One"
Eğer onu herhangi bir yerde görürsem... Hatta The Walking Dead'de amcık suratlı bir zombi bile olursa birinin kafasını patlatırım.
Se o vejo em qualquer lado, mesmo que seja como zombie deficiente em "The Walking Dead", dou um tiro a alguém.
♪ If as we're walking ♪ ♪ A hand should slip free... ♪
* É como se estivéssemos a andar * * e uma mão ficasse livre... *
Walking Dead.
Na verdade, é Walking Dead.
Bu planı tuttum, Mike ; ancak yürüyen ölülere benzerken oraya gitmesen daha iyi edersin.
Gosto do plano Mike, mas você não devias ir a lado nenhum vestido de The Walking Dead.
Limmie The Family Cookin grubu "A Walkin'Miracle" şarkısı için alkışı hak etti.
Este foi, naturalmente "Limmie e Família" com "O Milagre Walking".
The Walking Dead'de daha önce...
Em episódios anteriores de The Walking Dead :
Yürüyen Ölüler.
"The Walking Dead".
"Yürüyen Ölüler" demek, hadi oradan.
"Walking Dead" o caraças...
3. Sezon 2. Bölüm "Hasta" Çeviri :
The Walking Dead S03E02 "Sick"
Yürüyen Ölüleri tek izleyebilirsin.
Podes ver The Walking Dead sozinha.
O zaman izlemediğimiz Walking Dead bölümlerini izleyelim mi?
Queres... pôr em dia "The Walking Dead"?
- Bunları insanların üzerine koyuyoruz.
Mark Fenton Antigo editor da Walking Magazine
Çeviri : Aranelevo İyi seyirler...
The Walking Dead S02E13 "Beside The Dying Fire"