Walmart tradutor Português
118 parallel translation
Açsana lan, WalMart!
Abre, minipreço!
Film yıldızı mı oldun, WalMart?
És uma estrela de cinema, minipreço?
WalMart, yalnızca bir araba!
MiniPreço, é só um caro!
Siktir.WalMart'a sormayı unuttum.
Merda, esqueci-me de perguntar ao minipreço.
- WalMart kimmiş?
Quem é o minipreço?
Eritecek başka takı bekleme çünkü bana tek verdiğin, Walmart tan alınmışa benzeyen o şeydi.
Não podes estar a procurar mais jóias para derreter, pois tudo o que me deste foi aquela bijuteria barata.
O Theresa'yı, tüm o yarışmalara götürürken adam gibi bir işte çalışmadığı için ben gündüzleri, cam eşya fabrikasında geceleri de Walmart'ta çalışmak zorundaydım.
Enquanto a levava aos concursos e não trabalhava, esfalfava-me de dia numa vidreira e à noite no Wal-Mart só para pagar as contas.
Des Moines kasabasındaki Wallmart'ta iş arkadaşlarının tepkisiden çekiniyorsun.
Está ralado com a reação dos colegas do Walmart em Des Moines?
Bay Corbin Sellars'ı alkışlayalım.
Por favor deiam as boas-vindas ao senhor Walmart Sellers
- Corbin Sellars ve başka bir adam.
- Que queres dizer? - Quem? - Walmart Sellers e outro homem!
Corbin Sellars'a bir futbol stadyumu yapmak için mi?
Porque o fizeste? Para construir um estádio, para o Walmart Sellers.
Diğer taraftan eğer hayalin Walmart'ta bir kapı görevlisi olmaksa ona var gücünle sarılabilirsin ta ki, öbür tarafa gidene kadar.
Por outro lado, se o sonho é ser um recepcionista do Wall-Mart, pode persegui-lo... até cerca de um ano depois da sua morte.
Bu Noel sabahı değil ve siz de kafeinle dolu değilsiniz. Mikserin sarılı olduğu o ucuz WalMart ambalajı gibi yırtıp açmayacaksınız.
Não é manhã de Natal e vocês todos encharcados em cafeína, a usar aquele papel barato da WalMart para um efeito harmonioso.
Walmart, General Motors ve Exxon gibi şirketler, Suudi Arabistan, Polonya, Norveç, Güney Afrika, Finlandiya, Endonezya ve benzer ülkelerden ekonomik olarak daha güçlüdürler.
Walmart, General Motors e Exxon são as mais poderosas economicamente do que a Arábia Saudita, Polónia, Noruega,
Güç algılanan bir diğer husus ise, "Walmart" bir kasabaya şube açıp, rekabet edemeyen küçük işletmeleri kapanmaya zorladığında, işsizliğe neden olur.
Num nível mais subtil, quando a Walmart se muda para uma pequena cidade e força os pequenos comerciantes a fechar portas, porque não conseguem competir, uma área cinzenta aparece.
Walmart'ın yaptığı kötülük nedir?
O que é que a Walmart está a fazer de errado?
Tamam, o zaman Walmart'a bak.
Bem, porque não tentam o Walmart?
Merhaba... ... Walmart'tan alabilir miyim?
- no Wal Mart?
Kedi kaşıma aletini Walmart'tan 2 dolara alabilirsin. Lee kot pantolon 9 dolar.
Podemos comprar um arranhador no Wal-Mart por dois dólares, calças de ganga da Lee por nove dólares.
Albüme Walmart, Target, Cosco'dan ulaşabilirsiniz. Single da iTunes'dan indirilebiliniyor.
Procurem por ele na Wal-Mart, Target, Cosco e o single já está disponível para download no iTunes.
Bir süper Wal Mart * mı?
Um Walmart gigante?
Walmart'da satılıyor.
À venda agora, na Walmart.
Hintli bilgelerden misin?
- À venda agora em Walmart. É algum guru ou algo assim?
- Walmart Marketin'de çalışmıyoruz.
- Não trabalhamos no Walmart.
Walmart'ta satılsa Sana ihtiyacım olmazdı, di mi?
Se a conseguisse comprar no Wallmart, não precisava de ti, pois não?
Bu ne, market falan mı açıyoruz?
O quê, vamos abrir um Walmart?
En azından Walmart inşa etmeyecekler.
Pelo menos, não será um hipermercado.
Hepsini Lux'a sattım ve şimdi burada Palmyra'da bir Walmart inşa ediyorlar.
Vendi tudo ao Lux. E agora vão construir um Wal-Mart. Aqui mesmo, em Palmyra.
Walmart'ta satamazsın.
Não vais poder vender no supermercado.
Walmart'ın orijinal versiyonunu kullanmasınlar.
Não os deixes fazer uma versão não editada do Walmart.
O gün Walmart's gitmiştim, bir Subway sandöviçi aldım ve dedim ki, bu köfteyi yiyeceğim.
" Fui ao Wal-Mart. Queria uma sandes do Subway, e disse, quero essa sandes de almôndegas.
Sonra Walmart'tayken Bayan Esselstyn'den bir telefon aldım.
Então, recebi uma chamada a perguntar o que eu fazia no Wal-Mart, da Sra. Esselstyn.
Bana Walmart'tan bir şey yemeyeceğine söz ver dedi.
Ela pediu-me para prometer não comer nada do Wal-Mart.
Silah dükkânı gibi.
Um raio de um Walmart de armas.
- Walmart'da.
- Walmart.
Onlar Walmart, siz Ben ve Chon'sunuz.
Eles são o Walmart, vocês são o Ben e o Chon.
Walmart'ı kızdırmayın.
Não se metam com o Walmart.
- Wal-Mart.
- Walmart.
- Wal-lanet-mart.
- O fodido Walmart.
Görüyorsunuz beyler, ben bir tür Wal-Mart gibi ucuz satış yapan bir suç imparatoru olmak istiyorum.
Ouçam, rapazes, eu meio que... olho o meu futuro império como o Walmart do crime de distribuição.
Leviathanlar küçük dükkanları Walmart'a mı çevirecekler?
Então? Os Leviatãs estão a transformar lojas familiares numa Walmart?
Bu gece Walmart'ta neden müdür yardımcısı olmayı reddettiğimi göstermek için buradasınız. Lisede basketbol koçu olmak için.
Hoje à noite é a razão porque recusei uma oportunidade para ser gerente na Walmart há seis anos atrás para ser treinador de basquetebol num liceu, esta noite.
Amazon ve Wal-Mart ile özel sözleşmeler.
Contractos exclusivos com a Amazon e Walmart.
2,5 kilometrekarelik bir alanda bir Costco, bir Walmart ve bir Kmart var.
Eu tenho um Costco, um Walmart, e um Kmart tudo a pouco mais de 1 km.
Sizin için Walmart'tan alınmış dandik bir eşofmanı giyiyorum.
Estou a usar um fato de treino da Walmart por vocês.
Her şeyi geçtim, 1999'da Wallmart'ı satın almıştım.
Afinal de contas, comprei o Walmart antes do desdobramento em 1999.
Üzgünüm. Son sınıf demek dersleri ekmek ve Walmart'ta güvenlik kameralarının karşısında dans etmek demek değildir.
Desculpem, o 12º ano não se trata só de faltar às aulas e de dançar em frente às câmaras de segurança do Walmart.
- Tek demek istediğim, burası Walmart değil.
Só posso dizer que isto não é Walmart.
Ve bir Walmart karşılayıcısı olarak bile iş bulamıyorum ve onlarda engellileri ve minibüste yerde yuvarlanan diğer şeyleri işe alıyorlar.
Nem consigo arranjar trabalho a saudar pessoas no Walmart, e eles contratam incapacitados e mais qualquer coisa que caia do autocarro.
Danny'i iki yaşındayken Walmart'ta unutmuştum.
Uma vez deixei o Danny no Walmart quando ele tinha dois anos.
- sen ünlü biri misin? - Walmart'da satılıyor.
É famoso ou algo assim?