English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ W ] / Walrus

Walrus tradutor Português

70 parallel translation
Walrus, atını buraya getir.
Walrus, traz cá o teu cavalo.
İhtiyar Walrus burada, cebinde neredeyse bin dollar parası var.
O Walrus tem quase mil dólares na algibeira.
Senden iyi görünüyor, Walrus.
Está melhor que tu, Walrus.
Eğer birini vurmak istiyorsan... neden, Half Pint veya Walrus olmasın.
Se tiver que alvejar em alguém... que seja o Pint ou o Walrus.
Bull Run ve Walrus, gidip bir bakın.
Bull Run e Walrus, vão até lá
- Onu Walrus'a bırakacağım.
- Diz-lhe, Walrus...
Sen, Walrus, Bull Run — kapının arkasını tutun.
Tu, o Walrus e o Bull Run, cubram a porta das traseiras.
Benim — Walrus.
Sou eu... o Walrus.
Bu Walrus Man.
Vês, este é o Walrus Man.
Sonuçta, kendisi bir "deniz ayısı."
Afinal de contas, ele era "The Walrus", a morsa.
Ben deniz aygırıyım.
"I Am The Walrus".
Oh, evet...
"I Am The Walrus"
But a walrus is much larger than his usual prey.
Mas uma morsa é muito maior que as suas presas habituais.
The walrus sense danger and close ranks around their young.
A morsa presente o perigo e cerra fileiras em torno dos seus jovens.
The walrus flee on all sides, forcing him to a choice he didn't want to take :
As morsas fogem por todos os lados, forçando-o a uma escolha que não queria tomar :
The walrus are calm again.
A morsa estão calmas novamente.
Benim adım Deniz Aygırı.
Chamo-me Walrus Boy.
Deniz Aygırı bu şarkıyı biliyor.
Walrus Boy conhece essa história.
O çocuk ünlü bir aktör Deniz Aygırı.
Esse rapaz é o famoso actor Walrus Boy.
Benim, Deniz Aygırı.
Sou eu, Walrus Boy.
Mücadele etmem gerektiğini gösteren Deniz Aygırı'na borçluyum.
Foi o Walrus Boy que me mostrou que devia ter coragem.
Deniz Aygırı?
Walrus Boy?
Burada mors şeklinde bir karikatürün var.
Vens caricaturado como uma morsa ( walrus-wall ).
- Evet. "Walrus."
- Claro, o "leão marinho."
Walrus eski dostum, şimdi sıra damıtıcılarımızı denemeye geldi.
Chegou a hora, Walrus, velho amigo, para testar os nossos silêncios.
Bir kurabiye buketi.
Uma cesta de biscoitos da Jolly Walrus.
Kurabiye buketi.
A cesta de biscoitos da Jolly Walrus?
Mors mu oluyorsun sen şimdi?
"Are You the Walrus"?
Flint'in deniz ayısı değil, Ama bir gün kolonilere geri döneceğim.
Não é o Walrus Flint, mas um dia vou regressar às colónias.
-... deniz ayısı.
- Aqui está a Walrus ( morsa ),
Godzilla gibi bir deniz ayısı.
É tipo uma Walrus Godzilla.
Bir şehir var, insanlar katlediliyor, sen kaydediyorsun, bir deniz ayısı.
É uma cidade : pessoas destruídas, desliza por cima, e é uma Walrus.
Yarın görüşürüz Walrus.
Vejo-te amanhã, Walrus.
Hey Walrus.
Walrus.
Az kalsın Walrus'un külotlu çorabıyla uçacaktı!
Quase rebentou as cuecas do Walrus!
Walrus, Küvet'ten ayrılmak istiyor musun?
Walrus, queres deixar a Banheira?
Ters giden bir şeyler olursa, baba Walrus olacak.
E se algo correr mal, o Walrus é o papá.
Walrus, beni eve götür.
Walrus, leva-me para casa.
Belki de öpüşen Wally Walrus'u ziyaret etme vakti gelmiştir.
Talvez esteja na hora de uma visita do Wally a Morsa Beijoqueira.
Walrus'un kaptanlığı için meydan okuyan kişiler arkadaşımızın yakınlarda geçirdiği zorlu dönem için sermaye sağlıyor.
Está a desafiar o cargo de Capitão do Walrus, aproveitando-se das recentes dificuldades do nosso amigo.
Walrus'un kaptanı olman şerefine kadeh kaldırırım diye umuyordum.
Esperava comemorar a tua coroação como Capitão do Walrus.
Walrus'un adamları Bay Singleton'ın kısıtlamalarını fark ettiğinde bir sürü marifetli ilticacı buraya gelerek kadememizi yükseltecekler.
Quando os homens do Walrus perceberem as limitações do Sr. Singleton, teremos uma hoste de desertores, ansiosos por encher as nossas fileiras.
Walrus'a refakatçi olacak Royal Lion'un kaptanlığını yapacakmışsın.
Será Capitão do Royal Lion como consorte do Walrus.
Urca'yı kazanmak istiyorsak Walrus'un muntazam olması gerekiyor. Yani yatıracağız. Gayet basit.
O Walrus tem de estar impecável, portanto temos de o virar, é simples.
Walrus, şimdiki hızıyla tahminen 4 saate yanımızda olacak.
O Walrus alcançar-nos-á daqui a quatro horas.
"Öncelikle beni Walrus'un altında bir leke olmaktan kurtardın."
Primeiro, impediu que fizessem de mim apenas mais uma nódoa no convés da Walrus.
Walrus için demir atacak uygun bir yer bulduğumuz takdirde kaşiflerin çıkıp Urca'yı bulması için iki günleri olacak.
Depois de encontrarmos um lugar aceitável para ancorar a Walrus, tem dois dias... para enviar batedores e localizar a Urca.
Adamlarım yeterince direnebilirse Walrus'u batırmaya karar veririz belki de. İçinde değerli İspanyol altınlarıyla gelecek ya elbet.
Se os meus homens aguentarem, podemos até decidir afundar a Walrus quando ela voltar com o vosso precioso ouro Espanhol, e isto apenas por maldade.
Walrus'un adamlarından duyduğum hikaye çok etkileyici.
Os homens do Walrus contaram-me uma bela história.
Ben deniz aygırıyım?
"I Am The Walrus"?
Walrus'da şu an.
Tenho-o no Walrus.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]