Warden tradutor Português
241 parallel translation
Warden'ı anlayamıyorum.
O Warden. Não o entendo.
Warden mı?
O Warden?
Biraz daha sık dışarı çıkmalısın Warden.
Também devia sair mais, Warden.
Bak sen, Çavuş Warden gelmiş.
Olha o Sargento Warden.
Rüşvet vererek beni boks yapmaya ikna edeceğinizi sanıyorsanız aldanıyorsunuz.
Se achas que me convences a lutar, estás enganado, Warden.
Bu özel bir mesele Warden.
Isto é pessoal, Warden.
G bölüğü, ben başçavuş Warden. Evet komutanım.
Companhia G, fala o Primeiro Sargento Warden.
Dışarı çıkma Warden, yoksa ölürsün!
Não saias, Warden, ainda te matas!
Benim adım Warden.
Chamo-me Warden.
Binbaşı Warden'ın bungalovu yolun sonunda.
O bangalô do Major Warden fica ao fim deste trilho.
- Binbaşı Warden'ı görecektim.
- Ia agora ter com o Major Warden.
- Binbaşı Warden, efendim?
- Major Warden? - Sim?
Warden haklıymış.
O Warden tinha razão.
- Ama Warden'ı bilemiyorum.
- Não entendo é o Warden.
Seni burada ölüme terk etmeyeceğim, Warden çünkü ne köprü ne de kuralların umurumda değil.
Não vou abandoná-lo aqui à morte, Warden porque estou-me nas tintas para a sua ponte e para as suas regras.
- Evet, efendim, Warden.
- Sim, senhor director.
Evet, efendim, Warden.
Sim, senhor director.
Doğru. Şifreyi bilen tek kişi warden.
E o único que conhece o segredo é o Diretor.
Bizi kilitlemeye hazırmısın, warden?
Está preparado para prende-lo, Diretor?
Warden. Ben bir askerim.
Sou um soldado e meu nome é Bardan.
- Sana ihanet etmeyeceğim, Warden!
- Não a trairei, Bardan.
Müdür Warden sadece öksürüyor demişti.
O director disse que era só uma constipação.
Devon, hapishanede Warden'ın dışında bundan haberi olan var mı?
Devon, há mais alguém na prisão, para além do Director, que saiba disto?
Warden seni görmek istiyor.
- Vamos ao Director.
Warden'ı görmek istemiyorum.
- Eu não quero falar com o Director.
Warden'ın ofisindeki havalandırmaya yerleştirdiğimiz bir vericiden aldığım bilgiler bunlar.
Isso foi o que o Willie "A Mosca" Carruthers disse, quando foi preso na ventilação do ar condicionado, por cima do escritório do Director da prisão de Sing Sing.
Ben Warden Zanti.
Daqui é Warden Zanti.
Mr. Diddley bu ülke için Warden G. Kuşu Dik'den fazla çalıştı.
Mr. Diddley fez mais por este país do que o Mr. Warden G. Tesão.
Başgardiyan aradı, yarın Havai'den dönüyomuş da...
It's the warden, he's back from Hawaii tomorrow.
Patron da bakacak bu olaya.
The warden for one will never forgive you.
Riki'yi de ; başgardiyanla bi görüşeyim, sonra ilgilencem kendileriyle.
As for Ricky Ho, after I deal with the warden, I'll take care of him.
Başgardiyan geldi! Açın kapıyı!
The warden's back, open the gate!
Açın kapıyı! Başgardiyan geldi!
Get the gate, the warden's here!
Başgardiyan geldi!
The warden's here.
Amirim, özlettiniz kendinizi.
Warden, welcome back.
Başgardiyanım! Aha bu herif!
Warden, that's him.
Buyur, otur dinlen.
Warden, have a seat.
Hayat, amma acımasız di mi?
Warden, whatever you want.
Bak benim yumruklarım devirir bi kamyon.
How dare you scare the warden?
Tarzan hindistan cevizi kırıyo elleriyle.
Warden, Tarzan used to open coconuts this way.
Ya abi, üstümde bi ağırlık hissediyom ama ben.
Warden, can't you see that I'm still in here?
Efendim, lütfen.
Warden, please.
Abi, bişeyin yok ya?
Warden, are you all right?
Başgardiyanın ta amına koyayım.
The warden's a tough guy.
Yürü orospu çocuu.
Take me to see the warden.
Efenim, isyan var...
Warden, there's a riot.
Efenim... yapmayın!
Warden... No!
Efendim, lütfeeen!
Warden, no!
Efenim, ben gidiyom yemeğe.
- Warden, I'll go get more men.
Başgardiyanlar daima en iyi Kung-fu'culardır.
The warden is usually the best kung fu fighter in a private prison.
Sanırım cezaevi müdürü eski dostum Bates'i de tanırsın.
E acredito que conhece o meu velho amigo Warden Bates.