Water tradutor Português
340 parallel translation
O bunu biliyor mu, Bence bu konudan haberi yok gibi görünüyor... O buradan Salt Water'a kadar, her kabilenin sevdiği bir adamdı.
Se ela soubesse disso, acho que não iria olhar para ele... como se fosse a coisa mais importante daqui até Salt Water.
Les ve Jed senin ihtiyarı kısa bir yolculuğa çıkaracak.
Les e Jed Water vão levar o seu pai numa pequena viagem.
Buyurun. Bana Wetherby Eyalet Polis Merkezini bağlayın.
Ligue-me à polícia estatal de Water Ville.
Vali, makinist ve kamyon şoförü üçü de Accra su şebekesi için çalışıyor.
O Governador, o Condutor da Locomotiva, o Condutor do Caminhão. Eles trabalham na Water Works... fazendo a adução das águas da cidade.
Bu mutlu yüzlere bakaraktan ve bu insanların su şebekesi bölümündeki en iyi işçiler olduğunu öğrendiğimizde ve yüzlerdeki gülümsemeler dünkü kasılmalarla karşılaştırıldığında insan gerçekten bu Afrikalıların akli dengesizlikler için bir çare bulup bulmadıklarını merak ediyor.
E, vendo seus rostos sorridentes... percebendo que esses homens são, talvez... os melhores operários da equipe da Water Works... comparando esses rostos com os rostos horríveis da véspera... não podemos deixar de nos perguntar... se esses africanos não conhecem... certos remédios que permitem que eles não sejam anormais... mas perfeitamente integrados ao seu meio.
Bir saate Water Caddesi ve 49. Cadde köşesinde.
"Uma hora na esquina da Water Street com a 49."
" 11 Haziran gecesi Water Caddesinde idim.
"que eu estava na Water Street na noite de 11 de junho."
Peabody mağazasından öylesine aldım. Sizin memleketinizden, Bay Brady Weeping Water, Nebraska.
Acontece que o comprei numa loja de departamentos na sua cidade natal, Sr. Brady Weeping Water, Nebraska.
Nebraska, Weeping Water'dan ulusal gözyaşı kanalı.
Desaguou cachoeiras de lágrimas desde Weeping Water, Nebraska.
4 AS MOTELİ, Boulder otoyolunun ve Water Caddesinin aşağısındaydı.
Quatro Ases, na Autoestrada Boulder e na Rua Water.
Su mu?
Water ( ÁGUA )?
"Like the water... And the blood"
Deixa a água e o sangue
Frothgar oğlu Erik Njorl evinden ayrılır Thorvald Nlodvisson'un evinde Yaşlı Hangar'ı aramak için.
Erik Njorl, filho de Frothgar, sai de sua casa para procurar Hangar, o Ancião, na casa de Thorvald Nlodvisson, filho de Gudleif, meio-irmão de Thorgier, o sacerdote de Ljosa Water, que desposou Thurunn,
Gudleif'in oğlu, Thorgier'in üvey kardeşi Ljosa Water rahibi, Thurunn'u eş alan Thorkel Braggart'ın annesi, Güçlü Gudmund'un katili Howal'ı tanıyan, Geernon oğlu, Valdalescli Erikoğlu Arval Gristlebeard oğlu, Harken oğlu Bjortguaard'ı Norveç Sochnadale'de Cudreed'de öldüren Thorkel Long kızı, Kettle-Trout oğlu Harviyoun Half-troll'un üvey oğlu, Cesur Ingbare'in babası Kızgın Hangbard'ın kızı Gottenbergli Isenbert ile...
mãe de Thorkel Braggart, que matou Gudmund, o Poderoso, que conhecia Howal, filho de Geernon, filho de Erik de Valdalesc, filho de Arval Gristlebeard, filho de Harken, que matou Bjortguaard em Sochnadale, na Noruega, por causa de Cudreed, filha de Thorkel Long, filho de Kettle-Trout, meio filho de Harviyoun Meio-troll, pai de Ingbare, o Bravo, que, com Isenbert de Gottenberg, filha de Hangbard, o Feroz...
Sonuçta Thorgier, Ljosa Water Rahibi kendine Thurunn'u eş alan, Thorkel Braggart'ın annesi güçlü Gudmund'un katili, Geernon oğlu Howal'ı tanıyan Vadalescli Erik oğlu...
Evidentemente, Thorgier, o sacerdote de Ljosa Water, que desposou Thurunn, mãe de Thork el Braggart, que matou Gudmund, o Poderoso, que conhecia Howal, filho de Geernon, filho de Erik de Vadalesc...
Gözleri yaşlı, Erik bu mutlu diyardan ayrılıp Ljosa Suyu topraklarının zor hayatına dönmek üzere yola koyuldu.
Com olhos úmidos, Erik deixa esta terra auspiciosa para regressar às duras realidades econômicas da vida na terra de Ljosa Water.
Gözleri yaşlı, Erik bu mutlu diyardan ayrılıp Ljosa Suyu topraklarının zor hayatına dönmek üzere yola koyuldu.
Com olhos húmidos, Erik deixa esta terra auspiciosa para regressar às duras realidades económicas da vida na terra de Ljosa Water.
"Water".
"Water"
Carmel'deki Su Yatagï Moteli'nde garsondur.
È empregada no Water Bed Motel, em Carmel.
Tuvalete gitmek için bile adam bir dakika bırakmıyor.
Não param nem para ir ao water.
Water Works has sealed off the street
Significa que a Assembléia municipal fechou a rua para obras.
1460 Water'daki depodayım.
Estou num armazém na Rua Water, 1416.
Kakam geldi ve bütün geceyi tuvalette geçirdim!
A salada de atum estava excelente. Mas a gabardine obrigou-me a passar toda a noite na'water'.
Bu gün burada en az Billy Durant'ın Water Caddesi'nde otomotiv şirketini kurduğu günkü kadar fırsat var.
Há tantas oportunidades aqui... como quando o Billy Durant iniciou a empresa de motores na Rua Water.
New York'taki South Street Limanı'nı yapan şirketi tuttular. Flint'e getirip Water Caddesi Alışveriş Merkezini yaptırdılar.
Contrataram a empresa que construiu o porto de mar South Street em Nova York... para vir a Flint e construir o pavilhão Water Street.
Water Caddesi, festivallerin renklerini ülkenin diğer yerlerindeki eğlence merkezlerinin kalitesinde sunuyor.
Water Street tem uma atmosfera divertida dada pelo mercado festivo muito como outros mercados festivos no resto do país.
Water Caddesi Alışveriş Merkezi'ndeki dükkânların çoğu kepenk indirdi.
O pavilhão Water Street viu a maior parte das suas lojas irem à falência.
Dördüncü Caddeyle Water'ın köşesindeki King Salmon Bar.
Bar King Salmon. Fica na rua 4 com a Walter, fala com o Charlie.
- # Suya batır beni - # Batır beni
- # Dip me in the water - # Dip me
- # Suya batır beni, bebek - # Batır beni
- # Dip me in the water, baby - # Dip me
- # Batır beni suya - # Batır beni
- # Dip me in the water - # Dip me
# Batır beni suya, yeaa...
# Dip me in the water, yeah...
Tanrım, bardaktan boşanırcasına yağıyordu
# The water, good God # Came down from above
Thorne Finansal Yayıncılık, Water Street, New York.
- Thorne, de Wall Street.
Size yeni arkadaşımı tanıştırayım Salt Water ( Tuzlu Su ).
Quero apresentar-lhes o meu novo amigo, Salt Water.
Ve son aldığımız habere göre, Maryland kongre üyesi Ela Hawkins gece geçirdiği bir kazadan sonra yatırıldığı Water Reed hastanesine yatırıldı ve durumu iyiye gidiyor.
O congressista Elijah Hawkins encontra-se livre de perigo no Hospital "Walter Reed" após um acidente a noite passada.
Good Dog's Water'dan tut da Goulash Wallop'a kadar dersek.
Tudo desde "Good Dog's Water" a "Goulash Wallop".
Water Caddesi, 16 numara.
Water Street, 16.
Water.
Água.
Water?
Água?
* Ain't got no water anywhere * - Hiçbir yerde su yok -
"Não há água em lado nenhum"
Görüyorsunuz zamanında beş parasız bir satıcıydı, gaz sancısı karışımı, bilirsiniz, bebeklerin karınları için.
Só a confusão! Na altura ele era um vendedor sem tostão. Gripe Water!
Mingled Water kaplıcasına 3-4 saatlik bir kaçamak yapmaya ne dersin?
" Bom para uma escapadela de três horas ao Spa Mingled Waters.
Yolun dağla kesiştiği yeri var ya?
Sabe onde é a Clear Water Road?
Gerçek adı Howard Fitzwater olan Damien Baylock'un... cesedi öğleden sonra East River'da bulundu.
Damian Baylock, ou Howard Fitz-Water, de seu nome verdadeiro, foi tirado esta tarde do East River.
Annemin "Dalgalı Sudaki Köprü" yü ilk çalışını hatırlıyorum. Simon and Garfunkel'dan.
Lembro-me da primeira vez que a minha mãe tocou para mim o "Bridge Over Troubled Water", do Simon e Garfunkel.
He's often thrown it into fire or water to kill it.
Ele é muitas vezes jogado em fogo ou água para matá-lo.
Ne olmuş?
Descem pela montanha de Water Ville.
Su.
Water ( ÁGUA )
SWEET WATER JOHNSON KASABASI
SWEETWATER CONDADO DE JOHNSON
Water caddesinde.
Ao fundo da Water Street.