Widow tradutor Português
106 parallel translation
Barın tepesindeki filikada da Merry Widow kıyafeti giyen çok güzel, sarışın bir bayan oturuyordu.
e em cima do bar, sentada num barco salva-vidas.. estava a mais bela loura... usando uma roupa de viúva-alegre.
Gemideki bir adam cebinden akordeon çıkarttı ve Merry Widow valsini çalmaya başladı.
E o homem do barco tirou um acordeão do seu bolso... e tocou... "A valsa da viúva-alegre."
Komutan, 1890'da Royal Tiyatro'da Widow Twenkey rolünü oynadığınızı hatırlıyorum.
Lembro-me de o ver fazer de viúva Twankey no Theater Royal de Birmingham, em 1890.
- Yarım şişe "widow", lütfen.
- Meia garrafa da viúva, por favor.
Widow, dışarı çık!
Viúva! Vem cá fora!
Ancak bu güneşli öğle sonrası Widow Dağı'nın son etapı olan Oakside yolu'nda ilerleyen yarışçıların başına bir trajedi geldi.
Contudo, a tragédia afectou aquela tarde cheia de Sol, quando os participantes iam em Widow's Mountain, na última parte de Oakside.
Carstairs, otel odanda kalsan iyi olurdu, yarışta kıçına tekmayi basınca Widow Dağı'nın tepesinden sana el sallayacağım.
Carstairs, tu bem podes ficar no quarto de hotel, porque eu vou acenar-te do topo de Widow's Mountain.
O gün Widow Dağı'nın tepesinde geçirdiği kazadan önce o çok farklıydı. Motorsikletinde bir sorun var gibiydi.
Naquele dia, em Widow's Mountain, mesmo antes da queda, ele ficou diferente, como se houvesse algo de errado na mota dele.
Widow Dağı'yla ilgili Sabrina'nın bana söyledikleri aklımdan çıkmıyor.
Há qualquer coisa sobre a Widow's Mountain e o que a Sabrina me disse, que não me sai da cabeça.
Michael, Kelly Widow Dağı eteklerinde durdu.
Michael, o Kelly parou na base da Widow Mountain.
Bu, benim genç arkadaşım, Kara Dul Köpekbalığı.
Aquilo, meu jovem amigo, é a Black Widow Shark.
"Kara dul" kocalarından dördünü öldürmüştür.
"La Widow Negra" aquele que assassinou os quatro marido dela.
Bitti. Eğer Widow'u ortalıkta görürsem, ona çıktığını söyleyeceğim.
Se eu vir o Widow por ai, vou-lhe dizer que estás fora.
Hey, dul, eğer dediklerinde ciddiysen, kolay bir iş olmayacak.
Ei, Widow, se pretendias realmente dizer o que acabaste de dizer, não vai ser nada fácil.
Bu sana bahsettiğim eski erkek arkadaşım- - Widow'du.
Esse era o meu antigo namorado, falei-te a respeito...
Sadece yeniden benimle birlikte olmaya çalışıyor.
Widow. Ele está a tentar fazer-me voltar para ele.
Bak, sadece senin onu görmeni istemedim, çünkü Widow erkek arkadaşların en iyisi değildi, ve bana sarkacağını biliyordum.
Olha, só não quero que o vejas, porque Widow, ele não tem sido o melhor namorado, e sabia que ele iria ficar em cima de mim.
Widow beni görmek istiyor.
Abre. Widow quer ver-me.
Mavi Duman ve Beyaz Dul var.
Temos Blue Mist e White Widow.
Widow, gecenin bu saatinde ne yapıyorsun?
Viúva, o que fazes a pé a estas horas?
Kara Dul'daki gibi mi?
Queres dizer Black Widow?
Kara Dul, yükleme rıhtımını al.
Black Widow, ficas com a zona de descargas
Widow, sen komuta edeceksin.
Viúva, vais ficar no comando.
Konuşan, Widow.
Aqui é a Viúva.
Pekâlâ. Demek büyükbaban şu altın arayanlardandı ve kendine Bruja Blanca'da bir ev inşa etmişti, öyle mi diyorsun?
Sabias que o teu bisavô descobriu ouro e construiu uma casa em Blanket Widow?
Birde 45. Uzun mesafeli, widow maker var.
Aqui está um.45. Cano longo, fazedor de viúvas.
Onun karşısında ise Dullar'ın hızlı ismi, Bal Yala var.
Ela está contra a mais rápida Widow, Honey.
Vahşi Dul ve Kaleşnikof harmanı.
É uma mistura afegã entre Wild Widow e AK-47.
İyi seyirler.
NCIS Los Angeles S02E02 - Black Widow -
Tehlikeli Saatler ".
The Widow Maker ".
Geçen gece Widow Tepesi'nde olanlardan.
Da noutra noite em Widow's Peak.
Black widow çıktı.
Viúva Negra desliga.
Widow, Hawkeye Kaptanı şu beyin makinesi zırvasına götürün.
Viúva, Gavião, coloquem o Capitão na máquina de troca de cérebros.
En azından S.H.I.E.L.D.'ın dayanıklı kapıları var. Değil mi, Widow?
Ao menos a SHIELD tem portas indestrutíveis, não é, Viúva?
Black Widow'un ortadan kayboluşlarını herkes bilir.
A Viúva Negra desaparecida, pessoal.
Hulk, Hawkeye, Widow, biz savunmayız.
Hulk, Gavião, Viúva, somos a defesa.
- Black Widow yukarıda.
- A Viúva Negra está lá.
Çavuş Tucker, Teğmen Greeves'i "Dul Bırakan" la tanıştırsana.
Sargento Tucker, leve o Tenente Greeves à Widow Maker.
* And this is Siggy, widow of Earl Haraldson.
E esta é a Siggy, viúva do conde Haraldson.
Dul adında biri beni bulmaları için göçebelere ödeme yapmış.
Alguém chamada Widow, pagou àqueles nómadas para me encontrarem.
Dul'un neden seninle bu kadar ilgilendiğini anlat bana.
Diz-me porque a Widow está tão interessada em ti.
Pis işlerini hâllettirmek için onlara ödeme yapan Dul'muş.
A Widow andava a pagar para fazerem o trabalho sujo.
Dul üzerinden harekete geçmiyoruz.
Não vamos atacar a Widow.
Dul'a karşı hareket etmeliyiz. Baban kararını verdi.
Temos de atacar a Widow.
Dul seni bu yüzden arıyor, değil mi?
Era por isso que a Widow estava à tua procura, não era?
Dul adında biri beni bulmaları için göçebelere ödeme yapmış.
Alguém chamada Widow pagou aos nómadas - para encontrarem-me.
Dul'a karşı hareket etmeliyiz.
Temos de atacar a Widow.
Widow'un bana bunu yaptığına inanamıyorum.
Eu não acredito que Widow me fez isso.
Haydi, Widow.
Vem, Widow.
Widow Tepesi'nde terkedilmiş bir araç var.
Veículo abandonado em Widow's Peak.
Güzel, Kaptan. Widow, sıra sende!
Porreiro, Capitão!