Wiegert tradutor Português
24 parallel translation
- Biraz iş birliği yap.
INTERROGATÓRIO CONDUZIDO POR MARK WIEGERT E TOM FASSBENDER
Kendi birimimden Dedektif Kark Wiegert ve cinayet masasından Özel Ajan Tom Fassbender.
O Invest. Mark Wiegert do meu gabinete e o agente especial Tom Fassbender, do Departamento de Investigação Criminal.
Bu işi uzun zamandır yapıyorum.
ENTREVISTA POR M. WIEGERT E W. BALDWIN Há muito tempo que faço isto.
27 Şubat'ta, dedektifler Mark Wiegert ve Tom Fassbender okuduğu liseye gidip Brendan'ı sınıfından aldılar ve tek başına sorguya çektiler.
A 27 de fevereiro, os investigadores Mark Wiegert e Tom Fassbender foram à escola de Brendan, tiraram-no da sala e interrogaram-no.
Sanırım sabrı taşıp da " Pekâlâ, sana dosdoğru soracağım.
Acho que foi o Wiegert que ficou frustrado e disse : "Então, eu vou dizer. Quem lhe deu um tiro na cabeça?"
Brendan'ı üç saat boyunca tek başına sorguya çektikten sonra dedektifler Wiegert ve Fassbender çıktı ve Barb oğluyla konuşmak için içeri girdi.
Depois de interrogarem Brendan sozinho, durante três horas, os investigadores Wiegert e Fassbender saem e Barb entra para falar com o filho.
Özetle, Brendan Dassey'nin, dedektifler Wiegert ve Fassbender'a vermiş olduğu ifadeler, kendi rızasıyla verdiği ifadelerdir.
Resumindo, as declarações feitas por Brendan Dassey aos investigadores Wiegert e Fassbender foram declarações voluntárias.
... failin doğruyu söylemediği... 31 Ağustos 2006 Sorgulamayı Yapan :
Acusada detida ; pedido de prisão Violação ; acusada omite a verdade ENTREVISTA CONDUZIDA POR MARK WIEGERT Muito bem.
Dedektif Mark Wiegert ve Özel Savcı Norm Gahn da hazır bulundular.
O Invest. Mark Wiegert e o Procurador Esp. Norm Gahn também estão presentes.
Yani Teresa fotoğraf çekti, sen dışarı çıktın.
9 / 11 / 2005 WIEGERT E FASSBENDER INTERROGAM STEVEN Ela tirou a foto, tu vens cá fora, ela...
5 Kasım 2005 Cumartesi sabahı, Teresa'nın RAV4'ü bulunmadan saatler önce Calumet İlçesinden Dedektif Mark Wiegert Manitowoc İlçesinden Dedektif Dave Remiker'i aradı.
Na manhã de sábado, 5 de novembro de 2005, horas antes do RAV4 de Teresa ser encontrado, o Det. Mark Wiegert de Calumet liga ao Det. Dave Remiker de Manitowoc.
Muhtemelen Dedektif Wiegert beni arayıp kayıp kişi ihbarı olduğunu haber verdikten sonra.
Provavelmente, depois da chamada do investigador Wiegert para me informar de uma pessoa desaparecida.
Teresa Halbach'in plakasını Dedektif Wiegert mı arayıp size söyledi?
O investigador Wiegert, deu-lhe o número da matrícula da Teresa Halbach, quando ligou?
Dedektif Wiegert'tan 237 numaralı delili size vermesini rica edeceğim.
Peço ao detetive Wiegert para trazer a prova 237.
Dedektif Wiegert bana onlarla birlikte Steve Avery'nin evine girmemi ve yaptıklarını kayıt altına almamı,... şayet kanıt bulurlarsa da tüm kanıtları muhafaza etmem gerektiğini söyledi.
O investigador Wiegert disse-me que a minha responsabilidade era ir com eles à casa do Steve Avery e documentar o que faziam e se encontrassem provas, eu devia ficar com as provas.
- Dedektif Mark Wiegert'a da söylemediniz.
- Não o mencionou ao investigador Mark Wiegert.
Bay Wiegert veya Şerif Pagel'a söyleseydiniz daha doğru olmaz mıydı?
Não seria mais justo para o Sr. Wiegert ou para o xerife Pagel?
Çavuş Colborn, o ilk gün,... yani kayıp şahıs soruşturmasının başladığı 3 Kasım günü Bay Wiegert sizden yardım istedikten sonra Steven Avery ile aranızda bir diyalog geçti mi?
Sgto. Colborn, no primeiro dia, no primeiro dia da investigação do desaparecimento, 3 de novembro, depois de o Sr. Wiegert pedir ajuda, conversou com o Steven Avery, nessa altura?
Bugün tanık sandalyesinde oturan Mark Wiegert mesela.
Foi como o Mark Wiegert a testemunhar hoje.
Dedektif Wiegert'ın olağanüstü bir iş yaptığını düşünüyorum.
O investigador Wiegert fez um trabalho incrível.
Memur Wiegert ve Fassbender'a da o konuşmayı anlattın, değil mi?
E também falou com os agentes Wiegert e Fassbender sobre isso, certo?
Memur Fassbender ve Wiegert'a verdiğin ifade o mu?
Foi o testemunho que deu aos agentes Fassbender e Wiegert?
"... ve Mark Wiegert yalan söylediğimi düşünüyor.
" Mãe, o Michael O'Kelly e o Mark Wiegert acham que estou a mentir.
Uzun süredir bu soruşturmayı yürütüyoruz.
INTERROGATÓRIO CONDUZIDO POR MARK WIEGERT E TOM FASSBENDER Estamos a investigar isto há muito tempo.