World tradutor Português
1,451 parallel translation
- Jim, oldukça basit, "Disney World'e gideceğim!"
- É um clássico. "Vou à Disney World."
Dünyanın İkinci En Büyük Çiftçi Pazarı Bulvarı'nda bulunan... dünyanın ikinci en büyük çiftçi pazarına git.
Segundo Maior Mercado Agrícola, na World Boulevard. Para comprares bens essenciais para a tua viagem de regresso.
Onlar kaybedenler, çünkü ben şampiyonum... dünyanın!
"Gone is the looser" "because I'm the champion" "of the world!"
Mets Dünya Serisi'nde 7. oyununu oynuyor, bunu biliyorsun ve benim su tesisatını mı düşünmemi istiyorsun?
Os Mets vão disputar o sétimo jogo da World Series, sabes disso, e queres que pense em canalizações?
Dünya kupasına katılacağız bu gidişle.
Parece que vamos às finais. ( World Series )
"Gerçek Dünya" yı izlemek istiyorum.
Quero ver o'Real World'.
Hayır, "Gerçek Dünya" dan nefret ederim.
Não, eu detesto o'Real World'.
Mary Beth benim haftasonları güvenlik görevlisi olarak çalışmamı istiyor... Disnay World'e bir geziyi karşılayabilmek için.
A Mary Beth quer que trabalhe como segurança... para pagar uma viagem à Disney World.
Küçük bir araştırmadan sonra World National Financial'a ait olduğunu bulduk.
Depois de verificar descobrimos que pertencem ao World National Financial.
Hayır, bu para Ulusal Finansal işinden.
Não, esse é do World Nacional.
Richards'ın evindeki para, National'daki soygunculuğa gidiyor.
O dinheiro que achamos com Richard veio do roubo do World National.
Hala Dünya Sineması'nın girişinde yazanların, onun düşüncelerini yazmasından daha iyi olduğunu düşünüyorum.
Eu continuo a dizer que o cinema World fez, foi melhor do que escrevemos sobre ele.
BBC Haber Bültenini Sunuyoruz.
Aqui é da BBC World Service.
Spor Dünyası'nın üç aşağısının bir solundaki.
Não. 3 abaixo do "Sport World" para a esquerda.
Tren sola döndü, tekerlekler sürtünmeye başladı ve herkes ayağa kalkıp bağırmaya başladı.
E quando o trem faz essa curva, as rodas no trilho fazem um som estridente. Se olhasse pela janela... dali se via o World Trade Center.
Ama çok yetenekli olduğunu... ve büyük bir yarışçı olabileceğini söyledi.
E ele disse que para isso tens que trabalhar bem, tu serás um piloto da WC ( World Class ).
/ * Şeytanlarla dolu dünyaAnd though the world with devils filled * /
Embora o mundo, repleto de demónios...
Disney world'e giderken.
A caminho da Disney World.
Disney world!
- Disney World!
Disney World!
Disney World! Disney World! Disney World!
"Disney World" e gitmek istiyorum!
Quero ir à Disney World!
Merhaba MTV, Gerçek Dünya için tamamen uygun olduğumu düşünüyorum.
Olá, MTV, acho que era óptimo para o "Real World"
Çevremizde dünya dolusu şey ama asla yetmez istediğimizi vermez
We're surrounded by a world of things but it's never enough to give us what we want
ama eğer dursak bencilliği bıraksak yeni bir düzen kursak...
but if we all stop with our self-distraction we'll start a world reaction...
# Dünyanın çevresindeki sevimli bayanlar #
# Yo pretty ladies around the world #
Bir yunusu sırtımda taşıdığım için Deniz Parkından dışarı atıldım.
Fui expulso do Sea World por perturbar um golfinho!
Hey, hey, hey. Patrick Swayze'nin kardeşiyle Sea World'e gittiğim hikayeyi duymak ister misin?
Queres ouvir a história de quando fui ao oceanário com o irmão do Patrick Swayze?
Neticede, ben sadece Julliard'da okudum ve Gerçek Dünya : Seattle'da okuduğu şüpheli olan da o.
Eu só estudei na Julliard e ela era a depravada de Real World :
Benimki gümüş hacını ve 2004 dünya serisi kolyesini takmadan adımını bile atmaz.
A minha mãe nunca ia a nenhum lado sem uma cruz de prata... e um colar do 2004 World Series.
Banka numarası Santa Monica'daki Pacific World Bank'a ait.
O número bancário leva-nos ao Pacific World Bank em Santa Monica.
1993 deki ilk DÜnya Ticaret Merkezi saldırısından sonra, NSA daki matematikçiler bir lineer diskriminant analizi kullanarak muhtemel hedefleri değerlendirerek diğer hedefleri tahmin etmeye çalıştılar.
Após o primeiro ataque ao World Trade Center em 1993, matemáticos da ASN tentaram prever outros ataques avaliando os alvos mais prováveis usando Análise Linear Discriminante.
Herhalde yemeğe çıkmışsınızdır, deniz dünyasına bir gezi, belki de hayvanat bahçesine...
Estou a imaginar, umas refeições, uma ida ao "Sea World", talvez ao jardim zoológico,
Jimmy Eat World, bu harika bir fikir!
Jimmy Eat World? Mas que grande ideia!
Peyton Elizabeth Sawyer, sen The Wreckers ve Pelthead'ı sahneye çıkardın... pekala Jimmy Eat World'u da burada ağırlayabilirsin ve bunu yaparsan... söz veriyorum gittiklerinde senden ayrılmayacak ve turlarına katılacağım.
Peyton Elizabeth Sawyer, conseguiste trazer os Wreckers e os Pelt Head. Vais trazer os Jimmy Eat World... e quando o fizeres, prometo não te abandonar, nem fugir para me juntar à digressão deles.
Lütfen Jimmy Eat World'a hoşgeldin deyin!
Dêem as boas-vindas aos Jimmy Eat World!
Ama duydum ki liseli bir kız The Wreckers ve Jimmy Eat World'u kulübünde sahneye çıkarmış.
Dizem que uma miúda de liceu trouxe os Wreckers... e os Jimmy Eat World para tocarem no bar dela... e queria saber mais.
Gerçek Dünya'da sonraki bölümde...
no próximo episódio de Real World...
Geri gidip Cubs'ın dünya şampiyonluğunu almasını izlememe izin vermiyor.
Ela não me deixa voltar atrás para ver os Cubs a ganhar a World Series.
Bayan Stanton ben "Haftalık Dünya Haberleri" nden Cliff McCormack.
Sr.ª Stanton. Cliff McCormack do Weekly World News.
World Telecom şirketini.
À World Telecom.
World Telecom.
- World Telecom.
Public Radio International'dan, burası The World.
De Public Radio International, isto é The World.
Uçuşta Boy Meets World *'ün bir bölümünü gösterecekleri için heyecanlıyım sadece.
Estou apenas excitado porque eles vão mostrar um episódio do "Rapaz Conhece o Mundo", neste Voo ".
Şu anda, açık bir şekilde gördüğünüz, çok endişe verici bir'Naklen Saldırı'dır. " Burası Dünya Ticaret Merkezi ve elimize, bu sabah Dünya Ticaret Merkezi'nin İkiz Kulelerinden birine, bir uçağın çarptığı yönünde henüz doğrulanmamış bilgiler geçti.
"... estamos obviamente a assistir a imagens ao vivo bastante perturbadoras, este é o World Trade Center e temos informações não oficiais que nos chegaram informando que um avião colidiu contra uma das torres do WTC. "
"Biz burada plastik bıçaklardan söz ediyoruz ve vatandaşlarımızın dolu olduğu bir Amerikan Havayolları uçağının kullanılmasından ve bu binaya zarar vermek için atılan füze ve ( işitilemeyen ) buna benzer şeylerin, Dünya Ticaret Merkezi'ni zarara uğratmış olduğundan söz ediyoruz."
"Estávamos a falar sobre facas de plástico e em utilizar um avião da American Airlines" "cheio de concidadãos nossos, e o míssil para destruir este edifício," "e similares ( inaudível ) que destruíram o World Trade Center."
Dünya Ticaret Merkezi'nin Güney Kulesi, yaklaşık olarak 10 saniyede yerle bir oldu.
A Torre Sul do World Trade Center desmorona-se até ao solo em aproximadamente 10 segundos.
Aynı akşam, 5 : 20'den sonra,... Kuzey Kulesi'nden yaklaşık 100 m. uzaklıktaki, 47 katlı bir iş merkezi olan "Dünya Ticaret Merkezi 7" isimli bina da aniden çöktü.
Mais tarde, às 17 : 20, o edifício World Trade Center 7, um edifício de escritórios com 47 andares a 100 m de distância da Torre Norte, desmorona-se subitamente.
Peki, o halde, Dünya Ticaret Merkezi'ni yıkan şey neydi?
Então o que é que fez ruir o World Trade Center?
"Kanaatimce, video görüntülerine göre, uçaklar Dünya ticaret Merkezi'ne çarptıktan sonra içeride, kulelerin çökmesine neden olan bazı patlayıcı maddeler vardı."
"A minha opinião é, baseando-me nos filmes," "que após os aviões embaterem no World Trade Center" "havia algum tipo de explosivos no interior do edifício"
Etienne Sauret, " Dünya Ticaret Merkezi :
Étienne Sauret estava a filmar o seu documentário " World Trade Center :
Disneyworld'e de gidecek misin?
Vais à Disney World?