English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ W ] / Wyatt

Wyatt tradutor Português

2,362 parallel translation
Wyatt!
Wyatt.
- Wyatt hâlâ peşimizde.
- O Wyatt ainda está a seguir-nos.
Wyatt, bizim şeride geri dönsen...
Wyatt, volta para a outra faixa.
Şu başımıza gelenlere bak. Hata tamamen bende.
A culpa é toda minha e não do Wyatt.
Wyatt'ta değil.
Está bem, Sabrina?
Oğlu Wyatt Coral Gables Lisesinde okuyor.
O filho dela, Wyatt, anda no Liceu de Coral Gables.
Bakın, adımı değiştirdim ve buraya taşındım. Böylelikle Wyat'a yeni bir başlangıç verebilirdim.
Eu mudei de nome e mudei-me para aqui para que o Wyatt pudesse ter uma vida normal.
Wyatt'ı nasıl üniversiteye götüreceğimi bile bilmiyorum.
Nem sei como vou pagar os estudos ao Wyatt.
Wyatt'ın Sunset Beach Polo Klübünde bursu var.
O Wyatt ganhou uma bolsa do Clube de Polo Sunset Beach.
Wyatt, bu bayanlar dedektif.
Wyatt, estas senhoras são detetives.
Ve görünüşe göre 3 Numara, Wyatt Rice M.V.P olma yolunda ilerliyor.
Parece que Wyatt Rice está no bom caminho para se tornar o melhor jogador da partida.
Mercer mı? Bilemiyorum ama bütün olaylardan ziyade gözü Wyatt'da.
Não sei, mas parece estar mais atento ao Wyatt do que à ação no campo.
Bos, birilerini gördük.
Bos, temos um suspeito. Não te afastes do Wyatt.
Bos, Wyatt'ı gözetle.
Bos, atenção ao Wyatt. Eve, protege a mãe.
Jennifer ve Wyatt'ın durumları nasıl?
Como estão a Jennifer e o Wyatt? Abalados, mas bem.
Bugün çok fazla kaçırma havasındaydı. Birileri masrafları karşılıyordur, değil mi?
Ele hoje tentou raptar o Wyatt, alguém tem de estar por trás a financiar, certo?
Bu kulağa iyi geliyor. Pekala, Bos ve Eve güvenli yere gitmek üzere Wyann ve Jen ile beraberler.
Muito bem, o Bos e a Eve vão com o Wyatt e a Jen a caminho do esconderijo.
Babam haklıydı. Bu adam her kimse, görünüşe göre Wyatt'ı haftalardır takipteymiş.
Quem quer que seja, parece que tem seguido o Wyatt há semanas.
Hanson onu Wyatt'ı kaçırmak için kiralamış.
E onde entra aqui o Mercer?
İki senedir bunun peşindeymiş,
O Hanson contratou-o para raptar o Wyatt.
Wyatt'ı Arjantin'e gitmeyi heveslendirmeyi planlıyormuş. Bu delilik.
Andou a planeá-lo nos últimos dois anos, levar secretamente o Wyatt para a Argentina.
Wyatt nerede?
O que se passou?
Buraya uğradı, Keys'e kadar sürmemizi istedi.
Onde está o Wyatt? Ele veio cá, queria que fôssemos para as Keys.
Yerimdeyim.
Tem o Wyatt na mala. Estou em posição.
- Oyun zamanı bitti, Wyatt.
Acabou-se a hora de jogos Wyatt.
- Az önce Wyatt'tan duyduk.
Acabei de ter notícias do Wyatt
- Şimdi Wyatt'ı arayıp sakinleştirmem gerekiyor.
Agora tenho que ligar ao Wyatt e acalma-lo.
Belgeleri imzaladılar, Wyatt.
Eles assinaram a papelada Wyatt.
Wyatt, altı ay önce her şeyin battığını düşünerek... -... telaşa kapıldığını hatırlıyor musun?
Wyatt, lembras-te há seis meses atrás quando ficaste nervoso e pensaste que ia tudo ruir?
Wyatt, bu hemen olmuyor.
Wyatt, isso não acontece imediatamente.
Wyatt, seni sonra arayacağım, tamam mı?
Wyatt, eu já te ligo, está bem?
Wyatt'ı tekrar arar mısın?
Podes repor a chamada do Wyatt?
Ayrıca patent işini beceremediğinde Wyatt tepeme bindi. Suçu sana atmadım üstüme aldım.
E quando fizeste asneira com a patente e o Wyatt se passou comigo, não te culpei a ti, arquei com isso.
Merhaba, Wyatt.
Olá, Wyatt!
Wyatt.
- Wyatt.
Merhaba, Wyatt.
Olá, Wyatt.
Tamam.
- Wyatt, vamos.
Hadi gidelim, Wyatt..
- Volto já.
Eve, annesini koru. Bir terslik dönüyor, Wyatt.
Passa-se algo, Wyatt.
Bos, şüphelimizi kaybettik.
Leva o Wyatt para a agência.
Wyatt'ı neden istesin ki?
Para que quereria ele o Wyatt? Não sei bem.
Sen de kimsin?
- Porque anda a seguir o Wyatt Hanson?
Niye Wyatt Hanson'ı gözetliyorsun?
Porque é meu filho.
Pekala, Eve, Jennifer ve Wyatta tam bilgi götür. Biz Charlie'ye haber verecek ve Hanson'ı ikna edeceğiz.
Eve, prepara a Jennifer e o Wyatt.
Wyatt nerede?
Preciso de falar convosco.
O odasında.
Onde está o Wyatt?
Seninle konuşmamız gerek.
Wyatt?
Wyatt?
Wyatt?
Wyatt'a hak ettiği hayatı vermek istedim.
Eu só queria dar ao Wyatt a vida que ele merecia.
Mercer yolda. Wyatt'ı karavanda tutuyor.
O Mercer está a chegar.
Wyatt iyi olacak.
O Wyatt vai ficar bem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]