Yamağı tradutor Português
125 parallel translation
Emirleri evin hanımından alırım, at yamağından değil.
Recebo ordens da Senhorita Catherine, não de rapazes das cavalariças.
Bir yamağı dinlemekten daha eğlenceli olduğu kesin.
É mais agradável do que estar a ouvir o rapaz das cavalariças.
Pis at yamağına seni bırakmasını söyle.
Diz ao rapaz sujo das cavalariças para se deixar de ti.
Korkarım onun için büyük bir sürpriz olacak, kumar borçlarının ve içki faturalarının eski at yamağı tarafından ödendiğini fark ettiğinde.
Receio que seja uma bela surpresa quando ele descobrir... que as suas dívidas de jogo e contas das bebidas foram todas pagas... pelo seu antigo empregado das cavalariças.
Beni at yamağın olarak aşağıladığın ve kırbaçladığın zamanları?
No tempos em que era o criado das cavalariças e me humilhavas e chicoteavas?
En fazla seyis yamağı oluruz.
Não podemos ser cavalariços.
Sanki seyis yamağıymışım gibi.
Como se eu fosse um cocheiro.
Fırıncı yamağıyım.
Sou padeiro.
Bay Petersen, fırıncı yamağı olarak çalıştığınızı söylemiştiniz, değil mi?
O senhor disse que é padeiro? Certo?
Kay gibi birinin yamağı.
Um lacaio daquele cretino do Kay!
Papaz yamağısın.
Você é um diácono.
Bu aşağıIık gemi yamağı böyle bir bıçağı nerden bulmuş?
Onde é que um garoto raquítico roubava uma lâmina destas?
Bir haftada, her karavana aşçısının bir Çinli yamağı oldu.
Numa semana, cada cozinheiro da messe tinha um ajudante chinês.
Sende adi bir yamağın kafası var.
Tem mentalidade de lojista.
Tesadüfen personelinin parçası oldum, Majesteleri, öfke anlarının birinde Volk adlı bir yamağı dışarı attığında.
Fiz parte de seus domésticos, por acaso. Quando Sua Majestade num dos seus momentos de ira... Expulsou um escudeiro de nome Volk.
"... seyis yamağının... kovalarca... kovalarca kanının üzerindeydik! "
".. enquanto bebíamos uns copos de sangue de rapaz das estrebarias "!
Papaz yamağı olduğu döneme kadar inceledik. Ve o bir Papaz yamağıymış.
Verificámos até ele ser um menino de coro, e ele era um menino de coro.
Bir ahçı yamağından daha az kazanan kaç erkek 100.000 dolar borçlanabilir ki?
Quantos homens sem um tostão furado podem dizer que perderam $ 100.000?
Ahçı yamağı mı?
Um tostão furado?
Ama dış kapının anahtarı yamağımda.
Mas só ele tem a chave da porta para o exterior.
Mufasa'nın küçük yamağısın.
És o bobo do Mufasa.
Veya belki sadece çok ezik bir rahip yamağıdır.
Ou talvez seja um menino do coro muito magoado.
Kardeşim onu hapse tıktığında garson yamağıydı.
O meu irmão era revisor, quando o tramou. Já tinha duas condenações.
Ben aşçı yamağıyım. 20 kişinin bana borcu var.
Sou o suchefe. 20 pessoas pedem-me substâncias recreativas.
Bu, aşçı yamağının bıçağı.
- Esta faca é do subchefe. Eu sei.
"Aşçı yamağı, alabalığın filetosunu çıkarırken etin % 89'unu kurtarıyor. Piyasadaki aşçılardan % 6 daha iyi."
O subchefe obtém 89 % da truta, 6 % mais que qualquer cozinheiro.
Hepsi failin bu masaya atladığını görmüş... sonra bu demire atlıyor ve parende atıyor, ve yamağın üstünden atlıyor, sokağın aşağısına koşuyor ve aşağıdaki yoldan sola dönüyor.
Todos viram o suspeito saltar para esta mesa, agarrar esta barra, dar um salto mortal e depois por cima do criado, correu por esta rua e virou à esquerda para o beco.
Ted Martinez. Havacılık Makinist Yamağı, Astsubay.
Ted Martinez, mecânico de aviação, de 2ª classe.
Eski bir aktör arkadaşım ve iyi dostum, aşçı yamağınız.
Um amigo de longa data, e ex-actor, é vosso sub-cozinheiro.
birkaç marifeti olan bir çiftçi yamağı bizi alt edemez.
Não vamos fracassar à custa dum campónio que sabe uns truques.
- 13 kilo malı çalıp iki polisi öldüren bir zenciyle yamağına inanırlar mı?
- Eles vão acreditar... que um mexicano e um preto... roubaram 13 quilos e mataram dois policias?
Mutfaktaki yeni yamağın eli biraz ağırmış.
Não. Ela telefonou.
Sen bir garson yamağısın bu yüzden unutma :
Estás treinado por isso lembra-te :
Bir garson yamağı sadece saygıdeğer bir vatandaşın sahip olacağı özel hayatı yaşamaya cüret edemez.
Um aprendiz de empregado não pode ter liberdades. Um respeitável cidadão só goza em privado.
Ve bir garson yamağısın.
E um simples ajudante de camareiro
Sizin büyükbabanız seyis yamağı hırsız piçin biriydi.
O vosso avô era um reles tratador de estábulos.
Dostlarım, işte bunlar orospu annesiyle birlikte Amerika'ya kaçan seyis yamağından son kalanlar!
Amigos isto é tudo o que resta do reles tratador de estábulos que fugiu para a América com a sua mãe!
Seyis yamağı hırsızı mı?
O ladrão dos estábulos?
Sonra görüşürüz, seyis yamağı.
Adeus, tratador de estábulos.
Bu arada, garson yamağını gönderip daha iyi bir restorandan bir şeyler getirteceğim.
Entretanto, posso mandar o estafeta buscar-vos algo de... um restaurante melhor.
İhtiyacınız olan bir aşçı yamağı.
Sub-chef, precisamos de ti.
Tatlılardan sorumlu aşçı ve aşçı yamağı, ikisi de önemli.
O chef de partie e o demi chef de partie, ambos importantes.
Elimde iki San Francisco garson yamağı var, ve bir de kraliçe üçlüsü.
Tenho dois pares, com um Empregadito de São Francisco. Uma Dama e um três.
Garson yamağı?
Empregadito? Dama?
Albuquerque'den sihirsel garson Chloe'mi yoksa Luke'a vuran garson yamağı Donny'mi?
Chloe, a empregada de mesa mágica de Albuquerque, ou o Donnie, o apanha-copos que deu um tiro ao Luke?
Garson yamağını da araya katalım, grup davası olsun bu.
Chamem o empregado e façam uma acção colectiva.
Ross Halpo, aşçı yamağı.
Subchefe.
Aşçı yamağı Ross'tu.
- Foi o Ross, o subchefe.
Yapmamız gereken tek şey fidye vermek onlar da garson yamağını bize geri verecekler. Sorun yok.
- Está tudo bem.
Havacılık Makinist Yamağı.
Quer dizer que trabalhava na pista de voo.
- Garson yamağı, liseli.
- Meu entregador, é estudante.