Yapamadım tradutor Português
2,659 parallel translation
Ama yapamadım.
Mas não consigo.
Buraya taşındığımdan beri hiç oyunculuk işi yapamadım.
Ainda não tive um único trabalho de representação, desde que me mudei. O mais perto que estive foi no mês passado.
Yapamadım daha fazla.
Eu só não conseguia fazer mais aquilo.
Yapamadım.
Eu não podia mais.
Yapamadım.
- Não consegui.
Harvey sorunu Lola ile çözmemi istedi ama yapamadım.
O Harvey pediu-me para resolver isto da Lola mas não consigo.
Ama bir türlü bunu yapamadım.
Mas não consegui fazê-lo.
Ben yapamadım... Yapamıyorum...
Eu... não consegui... não consigo...
Yapamadım.
- não pude ir para a frente com aquilo.
Yapamadım.
Eu não podia.
Ya Pete'in gerçekten çok dar bir nefes borusu var ya da birisi bana yanlış E.T tüpü verdi çünkü tam olarak intubasyonu yapamadım ve Sam "hazır" diye bağırdığında... Birazcık... Coop.
Ou o Pete tem uma traqueia muito estreita ou alguém me deu o tubo de tamanho errado, porque mal acabei de entubá-lo e o Sam gritou "afastem-se", eu fiquei um pouco...
Sadece... Konuklar için hazırlık yapamadım.
Mas eu... eu não estava preparada para receber ninguém.
Evet. Ama yapamadım.
Sim, mas não consegui.
Senin benim için ifade ettiklerin benim için yaptıkların... Ben aynı şeyleri senin için yapamadım.
E tudo o que eras para mim e tudo o que fizeste por mim, não tive oportunidade de retribuir.
Yapamadım işte.
Eu não consegui.
Yapamadım kahramanlık kısmını. Yani orası tamam
E a parte de herói, ainda estou dentro.
Acaba ben niye yapamadım bunu?
Porque é que não consegui fazer isso?
Langley'de sana söylemek istedim. Ama yapamadım.
Quis contar-te antes, mas não podia.
Durdurmaya çalıştım. Ama yapamadım.
Tentei pará-lo e não consegui.
- Şu Grimm'i öldürebilirdim ama yapamadım.
Podia ter morto aquele Grimm.
Hiç birşey yapamadım.
Não pude fazer nada.
Yapamadım.
Não pude.
Seni orada asılı görünce, yapamadım işte.
Quando te vi ali pendurado, simplesmente não conseguia.
- Yani ben şey yapamadım...
Quero dizer, descobri que não conseguia...
Belki senin kadar iyi bir şeyler yapamadım ama elimden gelenin en iyisini yapıyorum o yüzden bana nasıl yaşayacağımı söyleme.
Talvez não me tenha dado tão bem quanto tu. Mas faço o melhor que posso, não me digas como viver.
Telefonda yapamadım.
Não o consegui fazer pelo telefone.
Korkarım en iyi gösterimi yapamadım.
Não foi a minha melhor exibição.
ama yapamadım çünkü bağlıydım.
Mas não conseguia, porque estavam amarradas.
Biliyorsun, arkadaşların Shane ve Doug yüzünden dahili muayene yapamadım.
Por causa do Shane e do Doug, não consegui acabar o exame interno.
- Yapamadın mı?
- Estás com dificuldade?
100'üncüyü yapamadın mı?
Não chegavas aos 100?
Yapamadığım bir şey.
O que não pude fazer.
Daha önceden yapamadığım şeyler için nihayet param olmasını sağlıyor.
Ei, não gozes com o abdomem.
Sen yapamadığın için ben yaptım.
Tu não conseguiste fazê-lo, então fi-lo eu.
Onlar gibi şov yapamadığım için sefalet içinde mi yaşamalıyım?
Vivo na miséria porque não consigo fazer um espectáculo como eles?
Sen yapamadın o yüzden ben yaptım.
Não o conseguiste fazer, portanto fiz eu.
Bir anne benim yapamadığım neyi yapabilir?
O que faz uma mãe que eu não faço?
Yapamadım.
Não consegui.
- Yapamadım ama.
- Não tive coragem.
Miss Martian bilincinde bunu bilmesine rağmen bilinçaltı bu ayrımı yapamadı.
Mesmo que conscientemente a Menina Marte... soubesse que não era real, o seu subconsciente... não soube fazer essa distinção.
Birlikte iş yapamadığımız için üzgünüm. Şimdi izin verirsen "Edward Kırk Eller" oyunun ortasındayım ve çok çekişmeli geçiyor.
Mas, se me dás licença, estou no meio de um jogo de "Edward mãos de garrafa", e a concorrência está feroz.
Hey, komada cinsel istismara uğradığın zaman, bunu fark ettin ve hiçbir şey yapamadın mı? Ya da neler olduğunun farkında bile değilsin?
Ei, quando és abusado sexualmente quando estás em coma, tu sabes que está a acontecer e simplesmente não podes fazer nada... ou nem sequer sabes o que se passa?
Kim bilir, belki de onun yapamadığı arkadaşlığı ben sana yaparım.
Talvez eu possa ser a amiga que ela nunca foi.
Yapmamış olmayı isterdim. Hayır diyebilirdiniz. Bu çocuklar babalık görevimi yapamadığım için sokaktaydılar.
Foi beber com os seus comandados, levou uma arma carregada a um bar cheio de gente, envolveu-se numa confusão com um freguês.
Yapamadım...
Não consegui...
Ona yapamadığımı.
O que não pude fazer-lhe.
Zaman yolculuğunuzu Buzul Çağı sonrasına yapamadınız mı?
Não podiam ter viajado para depois da era glacial?
Aynı şeyi yapamadım.
Não consegui fazer o mesmo que ela.
H-E-C-E-L-E-M-E yapamadığını bildiği için o şekilde ifade etmişti.
Ela disse-o dessa forma porque também não sabias S-O-L-E-T-R-A-R.
24 saattir ödev yapamadın mı yani?
Não fizeste nenhum trabalho de casa, há 24h?
Yapamadım Rasim.
- Não fui capaz, Rasim.
yapamam 3103
yapamıyorum 389
yapamaz 108
yapamazsın 482
yapamazsınız 119
yapamayız 200
yapamayacağım 77
yapamazdım 44
yapamazlar 48
yapamam işte 17
yapamıyorum 389
yapamaz 108
yapamazsın 482
yapamazsınız 119
yapamayız 200
yapamayacağım 77
yapamazdım 44
yapamazlar 48
yapamam işte 17