Yaşa tradutor Português
6,810 parallel translation
Kendi kararlarını verecek yaşa geldin, tamam mı?
És madura o suficiente para tomares as tuas próprias decisões.
- Çok yaşa!
- Viva! - Hurra!
- Çok yaşa!
- Viva!
Bu yaşa kadar bilmeden geldim.
Tinha chegado tão longe sem saber ler.
Sıçan deliğinde yaşa.
A viver num buraco infecto.
Git ve yaşa.
Vai vivê-la.
Alışveriş merkezindeki 15 yaşa hitap eden mağazalardan birine git. Ucuzundan birkaç tane üniversiteli küçük kızların giydiği şeylerden al.
Vai numa dessas Ferver 15, ao centro comercial, compra uma dessas roupas baratas de jovem estudante.
Sen valizlere teker koyan adam mısın? Oh, çok yaşa sen!
Foste tu o tipo que colocou rodas na malas?
Çok yaşa!
Deus te abençoe!
Yaşa Şili!
Viva o Chile!
Uyan ve yaşa.
levanta-te e viva.
- Evet, yaşa!
Sim, viver!
- Yaşa, Alfred.
- Alfred, vive!
Çok yaşa!
Viva!
Yaşa.
Vivê-la.
Mükemmel bir doğum günü yaşa istemiştim.
Eu só queria dar-te um aniversário perfeito.
Etik olmasaydı, yasa dışı olurdu.
Se fosse pouco ético, seria ilegal.
Bu yasa dışı değil ama doğru da değil.
Não é ilegal, mas não está certo...
Çoğu yasa dışı.
A maior parte delas são ilegais.
Meclis'te onun adına birçok yasa tasarısı geçirttim ve geçen yıl süresince kendimi Cinsel Taciz Reformu'na adayarak ciddi aşamalar kaydettim.
Defendi uma série de projetos de lei no Congresso em nome dela e, no último ano, dediquei-me à Reforma contra a Violência Sexual e dei vários passos significativos.
Maden kaynaklarının yasa dışı olarak çıkartılması ve kaçırılması.
Exploração mineira ilegal e contrabando de recursos minerais.
Son celsede Cinsel Taciz Yasa Tasarısı'nın ateşli bir savunucusu olarak ABD ordusuyla ilişkiniz hakkında endişeli misiniz?
Como proponente ativa na última sessão do projeto de lei contra a Violência Sexual, preocupa-a a sua relação com o exército americano?
O yasa tasarısında Kurmay Başkanları ile yakın çalıştım.
Trabalhei de perto com o Estado-maior conjunto nesse projeto de lei.
Bob Birch Eğitim Yasa Tasarısı'nı kursağında bıraktığımdan beri bana diş biliyor.
O Bob Birch anda a tentar tramar-me desde que lhe enfiei a Reforma da Educação pela goela abaixo.
Fakat yasa yazdım.
Mas já redigi leis.
Dediğim gibi, bu ulaşım yasa tasarısı.
Dizia eu, este projeto de lei dos transportes.
Hükümetin eylemi trajik olsa da yasa dışı değildi.
Embora as acções do governo tenham sido trágicas, não ocorreram fora da lei.
Yürütme organı yasa çıkaramaz, ödenek alamaz, insanları hapse mahkum edemez.
O Executivo não pode legislar, não pode receber apropriações, não pode sentenciar pessoas à prisão.
Her şeyden öte hatırlamamız gereken iki yasa var.
Há duas leis que devemos recordar-nos acima de tudo.
Meclis'in yasa çıkarmasını beklersek...
Se esperarmos que o Congresso aprove uma proposta...
Bu yasa onlar için çıkarıldı.
Esta lei foi aprovada por eles.
Ama o reddetti çünkü yasa feshedilmeden buradan ayrılmak istemiyordu.
Mas ele recusou, porque não queria partir sem que a lei fosse revogada.
Bu adaletsiz yasa ve hükümetinizin cehaleti ve hoşgörüsüzlüğü olmasaydı, Michael hala bizimle olacaktı.
Se não fosse esta lei injusta, a ignorância e a intolerância do seu governo, o Michael ainda estaria entre nós.
Bir yasa ihlalini görmediğimiz sürece.
Não, a não ser que vejamos alguma lei a ser infringida.
FEMA fonlarını yasa dışı kılan Senato tasarısının takvimi nasıl Remy?
Remy, qual é o calendário da proposta do Senado que proíbe fundos da FEMA?
Yasa önümüzdeki birkaç ay içinde oylamaya sunulacak.
A legislação deve chegar para discussão nos próximos meses.
Bu yasa ondan yararlananların birçoğundan daha uzun süre hayatta kaldı.
" Sobreviveu mais do que muitos dos seus beneficiários.
Yasa masa umurlarında değil.
A lei não lhes interessa.
California and Indiana gibi eyaletlerde arındırılmış toplumun faydaları görülüyor bunun yasa yapılması düşünülüyor.
Estados como a Califórnia e Indiana já conseguem ver os benefícios de uma sociedade purificada e consideram a possibilidade de incluí-lo na sua legislação.
Üzgünüm teğmen, yasa böyle
Desculpe, tenente. É a lei.
Yasa dışı olurdu bu.
Isso seria ilegal.
Siyahi erkeklerde tombis yanak ancak belli bir yasa kadar sevimli duruyor.
Bochechas redondas são bonitas por pouco tempo nos negros.
- Şüphelileri dövmeye karşı bir yasa var mı?
Alguma lei que impeça sovar suspeitos?
Git, hayatını yaşa.
Vai, vive.
Yasa himayesindeki İdare ve Bütçe direktifi 15 gereğince.
Conforme o estatuto da diretiva OMB 15.
Bayrak yasası 8. kısım Amerikan bayrağının görünüş için kullanılmamasını belirtir. Gerçi bu yasa 1990 yılındaki Devlet, Eichman duruşmasında ortaya çıkan birinci anayasa değişiklikleri konuşma özgürlüğü yasasıyla çelişiyor.
O artigo 8 do código da bandeira dita que a bandeira americana nunca deve ser usada como vestuário, embora o cumprimento do código vá contra o direito da Primeira Emenda à liberdade de expressão como foi decidido no caso do Tribunal Supremo em 1990,
Hükümet düşmeden yasa geçerse, yani birkaç gün içinde... Noel Baba senin vakfına birkaç milyon getirecek.
Se a lei for aprovada após a queda do governo, daqui a alguns dias, o Pai Natal vai dar uns milhões à tua fundação.
Yasa geçti. Bana ufaklığı getir.
Foi aprovado, devolve-me o boneco.
Bu yasa kitabını okumaya başladım. Ama bana hiç anlamlı gelmedi.
Comecei a ler um livro de Direito, mas, não fez qualquer sentido para mim.
Çok eminim ki bu yasa dışı.
Tenho quase a certeza que isso é ilegal.
Çğnenen her yasa yerine başka bir yasa koydu. Hmm.
Uma infração levava a outra.
yaşasın 641
yasa 44
yaşayacağım 46
yaşam 82
yaşadım 16
yaşamak 67
yaşayan 19
yasak 63
yaşayacaksın 42
yaşayacak 57
yasa 44
yaşayacağım 46
yaşam 82
yaşadım 16
yaşamak 67
yaşayan 19
yasak 63
yaşayacaksın 42
yaşayacak 57
yaşamak istemiyorum 30
yaşamak istiyorum 59
yasal 37
yaşasın devrim 22
yasalar 23
yaşamak için 22
yaşasın kral 22
yasak mı 20
yaşasın hitler 96
yasal olarak 16
yaşamak istiyorum 59
yasal 37
yaşasın devrim 22
yasalar 23
yaşamak için 22
yaşasın kral 22
yasak mı 20
yaşasın hitler 96
yasal olarak 16