Yedi buçuk tradutor Português
175 parallel translation
Yedi buçuk.
"Às sete e meia."
- Şey, ne de olsa yedi buçuk santim boy çok kötü birşey- -
- Bem, afinal de contas, três polegadas é uma altura desprezível...
Ben tam yedi buçuk santim boyundayım!
Eu tenho exata-mente três polegadas de altura!
Yedi buçuk santim boyunda olmaktan yoruldum artık.
Estou cansada de ter só três polegadas de altura.
Bence, yedi buçuk ila on yıl arası alırsın.
Eu diria que você iria apanhar entre 7 a 10 anos.
Yedi buçuk gibi, gelir sizi alırım.
Vou buscá-la por volta das 8. - De acordo.
Yedi buçuk.
Sete e meio.
- Hayır yedi buçuk, mürekkepli sekiz.
- Já são a 7,50. Com tinta, 8,50.
Yedi buçuk numara istemiştim. Yedi buçuk olduğunu söylediler.
Pedi um tamanho grande e eles disseram que era.
Saat yedi buçuk.
São sete e meia.
Yedi buçuk.
Em sete e meio.
Anlaşmanın ilk uzaması yedi buçuk yılı kapsıyor... daha öte bir uzatma bunu 10 yıla uzatır.
O primeiro prazo abarca um período de 7 anos e meio... uma possível prorrogação aumentalo-ia para 10 anos.
Yedi buçuk aya kadar burada olur.
Deve chegar daqui a sete meses e meio.
Beş beygir değil, yedi buçuk beygir değil on beygir, hava soğutmalı benzin motoru, aynen istenildiği gibi.
Não são 5 cavalos, nem 7,5. mas dez cavalos, com motor a gasolina refrigerado, como pedido.
Yedi buçuk?
Às sete e meia?
- Yedi buçuk. - Yedi.
- 7.50.
Saat yedi buçuk oldu ve elimizde iki adet psikiyatri raporu var.
São 19 : 30. Temos dois relatórios psiquiátricos.
- Yedi buçuk.
- Sete e meia. O que...
yedi buçuk metre.
Oito metros.
- Hatta belki yedi buçuk.
- Talvez até um sete e meio.
Bana yedi buçuk dolar artı bahşiş borçlusunuz.
Deve-me 7.50 dólares mais gorjeta.
Sonrasinda ise tam olarak yedi buçuk dakika sonra da iki tane daha getir, sonra da içimizden birinin sizana kadar her bes dakikada bir iki tane daha.
E depois de exactamente 7 minutos e meio, irá trazer-nos mais dois, E depois mais 2 a cada 5 minutos, até que um de nós desmaie.
Namlu yedi buçuk santim kadar uzakmış.
O cano não estava a mais de oito centímetros.
Yedi buçuk gayet iyi.
Às sete e meia está bem.
Şimdi, söylediğin doğruysa pencereden baktığımızda tepelerinde altın mihraplar olan yedi buçuk metrelik kuleleriyle siyah bir Bizans kilisesi görmeliyiz.
Agora, se o que estavas a dizer é verdade... deve haver por detrás dessa janela... uma igreja Bizantina negra com torres de duzentos e cinquenta pés... com cebolas douradas no topo.
Yedi buçuk?
- Sete e meio?
Yedi buçuk.
Sete e trinta.
Yedi buçuk saatin var. Duyuyor musun?
Só te restam 7 horas e meia, percebeste?
- ET tüpü yedi buçuk.
- Tubo endotraqueal 71 / 2.
Yedi buçuk dolar calzone'ler için.
São 7,50 dólares dos calzones.
Yedi buçuk santimlik kurşun geçirmez camın arkasındayım.
Estou atrás de 10 cm de vidro à prova de bala.
Seymour, saat yedi buçuk!
Seymour, são 19h30.
- Yedi buçuk gibi gel.
Volta às 7... 7 : 30.
Yedi buçuk milyon metreküp su boş sokakları doldurup, eskiden orada yaşayan insanların tüm anılarını sildi, geride bir hayalet kasaba bıraktı.
Sete biliões de litros de água inundaram as ruas vazias apagando toda a memória das vidas que aí viveram um dia, deixando uma cidade fantasma submersa.
Babam bana yedi buçuk veriyor.
Seattle-Tampa Bay. O pai dá-me sete e meio.
Sadece yedi buçuk saatlik havamız kaldı.
Só nos resta 7 horas e meia de ar.
- Yedi buçuk.
- Às sete e meia.
Yedi, belki de altı buçuk saat.
Sete, talvez seis horas e meia.
Bir buçuk saatlik filmi yedi ayda tamamlayamaz mısın?
Não consegues montar um filme de hora e meia em sete meses, a fazer horas?
- Yedi bucuk!
- $ 7.50!
Kapıcı çöpü ne zaman döker? Yedi, yedi buçuk civarı.
Pelas 7h, 7h30.
Yedi buçuk.
Sete e meia.
Yaklaşık yedi buçuk sularıydı bayım, ve ben bir masa bekliyordum.
Eram cerca das sete e meia, senhor, E eu arranjava uma mesa.
Yedi buçuk?
7 : 30?
- Yedi bucuk.
- Sete e meio.
Yani, eğer bir köpek uçuş sersemliği yaşarsa yedi köpek yılını bir insan yılına eş olması sebebiyle bir köpek New York'dan Los Angeles'a uçtuğunda sadece üç saat kaybetmiyor, bir buçuk hafta kaybediyor.
Só estou a dizer que se os cães também sofrem da diferença de horários, então, dada aquela história de cada ano nosso equivaler a sete dos cães, quando um cão viaja de Nova Iorque para Los Angeles, não perde apenas três horas, mas sim uma semana e meia!
Böyle ir fırsat için yedi yıl bekledim ama sen bir meyveli kek için dört buçuk dakika bekleyemiyor musun?
Há sete anos que estou à espera de uma oportunidades destas, e você não pode esperar quatro minutos e meio por uma tartelete?
Sadece yedi buçuk saniye önce söyledin.
- Foi há sete segundos e meio...
- Georgie. Yedi buçuk yaşındaydım.
Sete e meio!
Mesela yedi buçuk-sekiz?
Entre as sete e meia e as oito?
İzler dairesel ve çapları bir buçuk ile yedi santimetre arasında değişiyor.
Tinha marcas redondas que iam de um a sete centímetros.