Yegenlerim tradutor Português
81 parallel translation
Yeğenlerim birer melek!
São os meus sobrinhos. Dois anjinhos.
Yeğenlerim Meryem Ana'mızın görüntüsü ile ile gelecek yılın 15 Mart'ında karşılaştılar.
Os meus sobrinhos viram a aparição da imagem sagrada de Nossa Senhora a 15 de Março do próximo ano. - Deste ano...
Bütün yeğenlerim içinde en çok sevdiğim hep sendin.
De todos os meus sobrinhos, sempre foste o que eu mais gostei.
Aynı yeğenlerim gibi. Kafanız bomboş.
És como a minha sobrinha, teimosa.
Deli gibi bunu, yeğenlerim için, arkadaşlarım için yaptığımı söyledim hep kendime. Gerçek şu ki, seni tekrar görmeyi çok istiyordum.
Digo a mím misma que vim cá pelos meus netos... os os meus amigos convenceram-me a esta chaladice... mas a verdade é que tinha muita vontade de te vêr!
Yeğenlerim Köln'e gidiyorlar.
Os meus dois sobrinhos vão para Colónia.
Düşünün, yeğenlerim daha önce böylesini hiç görmedi. Kanlı canlı.
Imaginem, os meus netos nunca viram uma assim, viva.
Buraya çok yakın bir yerde olan... dairemde... içinden çıkmak bilmeyen annem, babam, yeğenlerim ve halalarım ile birlikte.
- Na minha casa. Moro aqui perto. Com os meus pais, tios e sobrinhos que nunca saem.
Sevgili çocuksuz yeğenlerim Patty ve Selma`ya büyükbabamın saatini ve şu sözleri bırakıyorum...
Para minhas queridas sobrinhas sem filhos, Patty e Selma... deixo o relógio do vovô e estas palavras...
Bunlar benim yeğenlerim. Millet, bu Molly.
estes são os meus sobrinhos e sobrinhas.
Ufaklıklar nasıl? Yeğenlerim? İyiler mi?
Os putos, os meus sobrinhos, como estão?
Yeğenlerim bana gaydayla eşlik bile edeceklerdi.
Os sobrinhos até iam tocar gaita-de-foles para mim.
Yeğenlerim!
Os meus sobrinhos!
Başarılı bir savaştan çıktınız yeğenlerim.
Bem-vindos, sobrinhos, de guerras bem sucedidas ;
Yeğenlerim... iki tane yeğenim var, kız kardeşimin oğulları.
Os meus sobrinhos... tenho dois, filhos da minha irmã.
Yeğenlerim var. Onlara yavru köpek vermek istedim.
Tenho sobrinhos e queria oferecer-lhes um cachorro.
Yeğenlerim çantamı oynamayı seviyorlarda.
Os filhos da minha irmã brincam com a minha carteira.
Şu andan itibaren, yeğenlerim koruman altında değil. - Bunu yapamazsın.
De agora em diante os meus sobrinhos não estarão mais ao teu cuidado.
Şu andan itibaren, yeğenlerim koruman altında değil.
De agora em diante, meus sobrinhos não estarão mais aos seus cuidados.
Yeğenlerim de bu işi görebilir.
Um sobrinho se ocupará.
Bir ton iş çıkaran yeğenlerim var. Bütün işleri berbat ediyorlar.
Tenho sobrinhos e parentes a lixar-me o esquema constantemente.
Yeğenlerim dışarıda yalnız başlarınalar.
Os filhos do meu irmão estão lá fora, sozinhos.
Annem, kardeşim, yeğenlerim.
A minha mãe, a minha irmã, os filhos dela.
Yeğenlerim kesin bana bir şeyler yapmışlardır.
As minhas sobrinhas devem ter feito estas coisas para mim.
Yeğenlerim burada mı?
As minhas sobrinhas estão aqui?
İşim, evim, beni seven yeğenlerim var.
Tenho um emprego, um apartamento, sobrinhas que me adoram.
- Yeğenlerim nasıllar bakalım?
Por falar nisso, como estão a minha sobrinha e o meu sobrinho?
Bu benim erkek kardeşim Tommy, kız kardeşim Tara, yeğenlerim Jodie ve Kate.
É o meu irmão Tommy, a minha irmã Tara e os sobrinhos Jodi e Kate.
Yeğenlerim biraz utangaçtır da.
Às vezes, as minhas sobrinhas são tímidas.
Yeğenlerim Jeff Baba'ya tapıyorlar.
Os miúdos adoram o "vô" Jeff.
Yeğenlerim.
Sobrinhas.
- Kız kardeşim ve yeğenlerim Mormon.
- A minha irmã e sobrinhos são.
Sakın nutuk çekme. Benim de yeğenlerim var.
Não preciso de um sermão, Natalia, está bem?
Bunlar da yeğenlerim Yousef ve Rowley.
E estes são os meus sobrinhos Youseff e Rowley.
Yeğenlerim.
- Sim, sobrinhos.
Yeğenlerim çok sever.
As minhas sobrinhas e os meus sobrinhos adoram-nos.
Yanımda iki çocuk var, yeğenlerim. Babanın televizyonunu onarmam gerek.
Ouve, eu estou com uns miúdos agora, o meu sobrinho e sobrinha.
- Güzel çocuklar. - Yeğenlerim.
Continuemos.
- Onlar benim yeğenlerim. - Öyle bir şey olmayacak.
Não farei isso...
Yeğenlerim hayranlarından.
Os meu sobrinhos são grandes fãs.
- Evet. Yeğenlerim.
- As minhas sobrinhas.
Rock'çılar, yeğenlerim ve Camp Rock öğrencileri tüm dünyaca tanınan Connect Three!
Saúdem os meus sobrinhos e ex-alunos do Camp Rock, mais conhecidos por todos como os Connect Three!
- Yeğenlerim başına bela açarsa... - Yeğenlerin mi?
- Se minhas sobrinhas lhe causarem algum incomodo... - sobrinhas?
Yeğenlerim bile senden daha serttir.
Minhas sobrinhas são mais resistentes do que isso.
Ablam burada, yeğenlerim de burada. gerideki bir şehirdeler...
A minha irmã está aqui, os meus sobrinhos também estão cá, e conheço a cidade como a palma de...
Ama onlar benim yeğenlerim.
Eu sei que eles não são muito espertos, mas são meus sobrinhos.
Öncelikle yeğenlerim ile konuşmama müsaade edin.
Deixe-me antes falar com o meu sobrinho.
Onlar yeğenlerim.
São minhas sobrinhas.
Yeğenlerim, dosta ihtiyacımız olduğu bir zamanda ikiniz de art arda düşman yarattınız.
Vocês, meus sobrinhos... juntos ou separados, na hora em que precisamos de amigos, têm criado inimigos.
Öyleyimdir. Yeğenlerim var.
Tenho sobrinhos.
Aklıma hep yeğenlerim geliyor.
Fico a pensar nas minhas sobrinhas.