Yeniden tradutor Português
30,940 parallel translation
Batı bölümünün yok olmasından sonra yeniden inşa etmek için diğer kaynaklarımızı yağmalamamız gerekti. Eski atölyeyi bile.
Após a destruição da secção oeste, precisámos de reunir todos os nossos recursos para a reconstruir, até os da antiga oficina.
Roketleri gerçekten yeniden kullanılabilir yapamazsa Mars'a yeni bir medeniyet gönderemez.
Se ele não conseguir tornar os foguetões reutilizáveis, não vai conseguir criar uma civilização em Marte.
O yüzden davayı yeniden açmak için iyi bir sebebiniz olmalı.
Espero que tenham um bom motivo para pedirem a reabertura do caso. Temos.
- Yeniden inşa edilmesi gereken bir toplum.
- Uma sociedade para reconstruir.
Esasen yeniden köleydiniz artık. 13.
Basicamente, voltavam a ser escravos.
Ve İç Savaş sonrası Güney'in ekonomisini yeniden inşa etmek için çalışmak zorundaydılar.
E tiveram de fornecer a mão-de-obra para a reconstrução da economia do sul após a Guerra Civil.
Bir Ulusun Doğuşu, Ku Klux Klan'ın yeniden doğuşundan neredeyse doğrudan sorumluydu.
O Nascimento de uma Nação foi quase directamente responsável pelo renascimento do Ku Klux Klan.
Yeniden İnşa dönemi ve İkinci Dünya Savaşı arasında linçler oldu.
Houve linchamentos entre a Reconstrução e a Segunda Guerra Mundial.
Anlamsız farklılıkları bir kenara bırakalım ve ulusumuzu yeniden bütünleştirelim.
Ponhamos de lado as diferenças irrelevantes e unamos a nossa nação.
Daha sonra, yıllar içinde, tarih yeniden yazılmaya çalışıldı ve kötü beyaz adamların sebep olduğu ırksal bir eşitsizlik gibi gösterildi.
Anos depois, houve um esforço para reescrever a história, dizendo que era uma disparidade racial aplicada por brancos malvados.
Burnunuzun dibinde kendilerini yeniden yaratmanın yolunu buluyorlar.
Tendem a reinventar-se debaixo do nosso nariz.
Amerika'da ırkçılık kalesini yıkmış değiliz, sadece yeniden tasarladık.
Portanto, parece que na América não acabámos com a descriminação racial, apenas as remodelámos.
Amerikan tarihinde Afrikalı Amerikalılar tekrar tekrar kontrol altına alındı, ırksal ve sosyal kontrol sistemleri ölüyormuş gibi görünüyor, ama yeni bir formda yeniden doğuyordu, dönemin ihtiyaçlarına ve kısıtlarına göre biçimleniyordu.
Ao longo da história americana, os afro-americanos foram repetidamente controlados através de sistemas de controlo racial e social que parecem findar, mas que renascem sob uma nova forma, à medida das necessidades e limitações da época.
Bu bizi halk olarak yeniden insanlaştırmakla ilgili, bizi, yani halk olarak hepimizi.
Trata-se de nos reumanizarmos, como povo, todos nós.
O nefret ki Amerika'yı yeniden yüceltecekmiş
O mesmo ódio que dizem Que tornará a América grandiosa
Ofisleri yeniden düzenlemesi için bir mimar tutabilirsin.
Mas de contratar um arquiteto para reconfigurar o escritório.
- Buraya yeniden düzenleme ihtiyaçlarınız için geldim.
- Vim falar sobre a sua remodelação. - Das minhas necessidades?
O zaman bir müzik koy, çünkü yeniden yarıştayız.
Então põe a tocar música, porque nós estamos de volta ao mapa.
- Yeniden yarışa dahil olmaya.
A estar de volta ao mapa. A desenhar um novo.
Yeniden yargılanmaya hakkı var.
- Merece ter um novo julgamento.
Çünkü Tara Messer'a orada bir evim olduğunu, benim için yeniden düzenlemesini söyledim.
Porque disse à Tara Messer que tinha uma casa lá e contratei-a para a remodelar.
Yeniden düzenlemeye servet harcayabilmek için bir servet daha harcayarak ev mi almak istiyorsun?
Queres gastar uma fortuna numa casa para gastar uma fortuna a remodelá-la?
Yeniden yargılanması için gerekli kanıt var. Ama bunun yerine biz idam beklemesine göz yumacağız.
Há provas suficientes para conseguir um novo julgamento e em vez disso vamos deixá-lo no corredor da morte.
Çünkü Tara Messer'a orada bir evim olduğunu söyledim, ve evi yeniden düzenlemesi için onu tuttum.
Disse à Tara Messer que tinha lá uma propriedade. Pedi-lhe para a remodelar.
Olacak olan şey, o zamana kadar zaten yeniden toparlanmış olmak.
O que acontecerá é que, nessa altura, já teremos recuperado.
Davasını yeniden açmak bir teklif hazırladım, ama davayı açmak için halihazırda Baro üyesi olan birine ihtiyacım var.
Preparei uma moção para reabrir o caso dele, mas preciso que seja submetida por um membro da Ordem.
Hoşuna gitsin ya da gitmesin, yeniden açılmaları için stardart kitaplarda söylenilenden daha yüksek.
E é mais difícil reabrir do que o que se lê nos livros.
Bruno'nun resimlerini yeniden mi çerçevelettin?
Voltaste a emoldurar as fotos do Bruno.
Ancak hâlâ davayı yeniden açtırmamız gerekiyor, ve bunu yapmak için de yeni şeyler bulmamız lazım.
Mas temos de reabrir o caso. E para fazer isso, temos de encontrar algo novo.
Yani eğer isterseniz davayı yeniden açabilirsiniz Bayan Zane, ama size şunu diyeyim... vaktinizi boşa harcıyorsunuz.
Pode tentar reabrir este caso se quiser, Menina Zane. Mas digo-lhe, está a perder o seu tempo.
Sırf bunun için sıfırdan bir evi alıp bana yeniden dizayn mı ettirecektin?
Estavas disposto a comprar e remodelar uma casa para fazer isso?
Sayın Hakim, davayı yeniden açmak için yeterli olmadığının farkındayız.
- ele tinha uma testemunha álibi. - Meretíssimo, nós compreendemos que não temos o suficiente para reabrir o caso.
Beş gün içinde davanı yeniden açmak için bir şeyler bulmalıyız.
Significa que temos mais cinco dias para encontrar algo que possamos usar para reabrir o seu caso.
Galiba Leonard Bailey'nin davasını yeniden açmanın bir yolunu buldum.
Acho que arranjei uma forma de reabrir o caso do Bailey.
Tabii sizi ayıran sıvıyı yeniden yapabilirsem.
Se conseguir recriar o soro que te dividiu.
Yeniden öğretmeniliği istiyorum.
Gostava de voltar a ser professora.
Olur da dünya yeniden makul bir yer olursa geri gelip bana olan borcunu alırım.
Talvez quando o mundo fizer sentido outra vez, eu volte e receba aquilo a que tenho direito.
Bakalım sabit bir sistem yeniden başlatamıyor musunuz?
Vê se consegues reiniciar forçadamente. Está bem.
- Sormuştun ama mutlulukla yeniden cevaplarım.
- Pois. - Mas posso dizer-te de novo.
- Yeniden tebrik ederim.
- Parabéns de novo. - Obrigado, Waynie.
Yeniden ağlamaya başlayacağım.
Não vou chorar outra vez.
Bu biraz komik gibi yeniden kendi evimize sahip olmamız, değil mi?
Até é engraçado... voltarmos a ter a casa para nós, não é?
Yıllar boyunca dördümüzün oradan oraya gezmemiz ve birbirimiz ile karşılaşmamız. - Yeniden ikimiz kaldık.
Depois daqueles anos todos com os quatro sempre a correr, a esbarrar uns nos outros e agora somos só nós os dois outra vez.
S.H.I.E.L.D.'ı yeniden tanıtmamıza 1 ay kalmıştı.
- Isto é um pesadelo de Relações Públicas. Falta um mês para a S.H.I.E.L.D. voltar a ser oficial.
Ertesi gün, yeniden doğmuş gibi oluyorum.
No dia seguinte, estou novinho em folha.
Kapatır ve yeniden başlatırsak beyninin bir kısmı aşırı hareketlenip eski hâline geri döndürecek.
Se o desligarmos e reiniciarmos, então... as partes do cérebro dela que foram hiperactivadas - devem voltar ao normal.
- Dr. Radcliffe merkezi sinir sisteminizi yeniden... -... başlatmak için 7 dakika boyunca kalbinizi durdurdu.
O Dr. Radcliffe parou o seu coração durante sete minutos para conseguir reiniciar o seu sistema nervoso central.
Aslında bu öldürmekten ziyade daha çok bütün sistemi yeniden başlatma olayıydı, ki zekice bir şey.
Na verdade, aquilo não foi bem "matar", foi mais um "reboot" completo, algo que é brilhante.
Ajanlar, kontrolü yeniden ele alacaksak, Müdür Green ve yardımcısının akılları yerinde olması gerek.
Agentes, precisamos do Director Green e dos seus guardas lúcidos. Se queremos recuperar este sítio.
Ve yeniden doğdum.
E, depois, renasci.
Yeniden canlandım.
E... estava vivo novamente.