Yinede tradutor Português
833 parallel translation
Birazcık nonoş olsa bile, yinede o bir beyefendi.
Ainda que ele seja um pouco estranho, é um cavalheiro.
.. ulaşılmasını sağlayacak bir şeyler hatırlamıyor. Yinede, davayı bir adım öteye taşımak için her.. .. ufak şansı, onca belirsizlik içinde değerlendirip,
Apesar de todos estes desaires, prosseguimos as nossas investigações, sempre na incerteza, e sem vislumbrarmos qualquer hipótese de sucesso na resolução deste caso.
Yinede Baron, yardıma ihtiyacınız olabilir, kalıyorum.
Contudo, Herr Barão, estarei a postos quando precisar de ajuda.
Başımıza gelen bu kadar felaketden sonra yinede ürün alabileceğiz gibi gözüküyor.
Afilnal parece que vamos ter uma cultura.
Yinede bir sürü iş var ve yapılması gereken görevler var.
No entanto, o Senhor actua de formas misteriosas.
Yinede, Orası hala Gezegenin en büyük maden bölgesiydi.
Era e é, afinal, uma das maiores zonas de mineração do planeta.
Yinede hala kendisi yapıyor. Hayır.Profesyoneller için, silahını, kamerasını kullanarak tepki ve cevap verir.
Não só não para quieto e faz o que quer, como, por tique profissional, reage e reponde usando sua arma preferida :
Yinede bu topluluklardan ve bu manzaradan çok keyif aldım.
Mas desfrutei enormemente a vida nessa paisagem e nessas comunidades.
Oğlu bitkindi, belki ölü, fakat adam yinede taşıyordu.
Seu camelo devia estar no limite ou morto, mas ele insistia, insistia...
Yinede fazla koymayacağım.
Apostarei nessa cor.
Ama yinede, size bu konuda hiçbir şey söylemeyeceğim.
Então deve saber que não lhe vamos contar absolutamente nada.
Yinede bir tane alacaksın.
- Vai tê-la de qualquer modo.
sen ve ben Lew Agry için bir yıIdan fazladır beraber çalışıyoruz yinede iyi arkadaş olduğumuzu sanmıyorum, saatini ben durduğum için üzgünüm.
Você e eu, trabalhámos para o Lew Agry durante quase um ano... e embora não possamos dizer que fomos verdadeiros amigos... sinto muito tê-lo matado.
Bu yinede seninle son dışarı çıkışım.
- Contigo não saio mais.
Tabi ki, herhangi birisinin buna alınacağını sanmam, ama yinede ben- -
É claro que acho que nenhum deles se importava, mas ainda assim eu...
Peki, şimdi artık öğrendin, Fort Linton dan Spindle'a trenle yaklaşık bir saat oradan da İspanyol kuyularına at üstünde kısa bir yolculuk. - Tamam, ama yinede oldukça uzak bir yolculuk.
Bem, agora sabe, é só uma hora de comboio... do fort Linton a Spindle, e então... de Spindle a Spanish Wells, quase um dia a cavalo.
Ne dersen de, yinede beni asla incitemezsin.
Paus e pedras podem me ferir, mas palavras nunca väo me atingir.
Oldu. Yinede teşekkürler.
Bem, de qualquer forma, obrigado.
Yinede teşekkürler 6 : 45 treninde iyi bir akşam yemeği almış olmalısın
Obrigada de qualquer forma. Teve um belo jantar às 6 : 45.
Benle ilgisi olmasa bile, yinede mezar kazıcıyım.
Mesmo que seja do meu interesse, porque também sou coveiro.
Fakat yinede, kardeşin için çalışmaktansa köylü olmayı tercih ederim.
De qualquer modo, gosto mais dos rurales que do teu irmão.
Ve yinede... bence yürütebiliriz.
Mas ainda assim penso que podia funcionar.
Ama yinede...
De qualquer modo...
- Sen yinede ver yanına birkaç adam.
- Mande alguém.
Sen yinede gönder birkaç kişi...
Manda alguém com ele mesmo assim.
Yinede tehlikeli...
Mesmo assim é perigoso.
Savaş namına yapılan tek şey, Almanlar'ın üzerine savaşın kötü bir fikir olduğuna, bunu başlatmakla iyi birşey yapmadıklarına ama yinede bir barış umudu olduğuna dair propaganda broşürleri atmaktı.
Limitamo-nos a distribuir panfletos sobre o povo alemão, dizendo que não era boa ideia irem para a guerra, que era uma pena terem feito e que talvez pudéssemos chegar à paz.
orayı nadiren kullanır... yinede satmıyor.
Tentámos até comprar a parte de trás, que raramente usa, mas nem isso ela quis vender.
- Bir hafta geç oldu ama yinede döndü
Uma semana de atraso, mas chegou.
- Fakat yinede şirketinde bir hesap açmayı istiyorum
Mas desejo abrir uma conta em seu estabelecimento.
Yinede kendilerine bilinmeyen bir yarar... sağlaması da muhtemel.
Embora seja provável que estejam a realizar alguma função desconhecida para eles.
Eğer yinede radyasyon yüzünden öleceksem...
- Se morreremos de radiação...
Yıldızların yaşam ve ölüm hikayeleri insanlık tecrübesiyle kontrol edilemez gözüküyor. Yinede yaşam döngüleri hakkında bir şeyler biliyoruz.
A vida e morte das estrelas, parecem-nos tão afastadas e mesmo inconcebíveis da nossa experiência humana, e contudo, estamos ligados de um modo tão intimo aos seus ciclos de vida.
Yinede harekete geçmeden önce plan yapmalıyız.
Mesmo assim devemos planear antes de agir.
Yinede sorduğun için sağol.
Mas obrigado pelo convite.
Bu yüzden bana sorarsanız plaja inmiş Arlena Marshall'ı öldürmüş Ve yinede on bir buçuktaki personel toplantısına zamanında yetişmiş olabilirsiniz. Peki hala...
Poderia então acontecer, ter tempo de ir à praia, matar a Arlena, e ainda ter tempo de ir para o encontro de ténis às 12 : 30.
Yinede hikayesi sizinkini doğruluyor.
A sua versão coincide com a dele.
Yinede benimle evlenmek istedi.
Ele queria casar na mesma!
Görünüyorum, yinede.
Apareci, mano.
Buna bayıldım, yinede.
Apesar de tudo, eu gosto disso.
Yinede haklı sayılırsın.
Mas tens razão.
Fakat yinede dikkatli olmalısın çünkü A-K'lar kızıl ötesi kullanır.
Mesmo assim temos de ter cuidado porque os C-As usam infra-vermelhos.
Her neyse, yinede doğru yoldaymışım.
Qualquer das formas, ia na direcção certa.
Yinede, Trolloglar sizleri rahatsız etmemeli.
De qualquer maneira, os Trollogs não devem molestá-los por um tempo.
Yinede onlarla daha çok vakit geçirmenin bir işe yarayabileceğine inanıyordum.
Se tivesse passado mais tempo com eles, poderia ter feito diferença.
İşin aslı yinede istediğimi aldım ve hala hayattayım.
No final, o que importa é que tenho o que vim buscar e ainda estou vivo.
gerçeği söylemek gerekirse, o şapkayı takdığını görmek için yinede gelirdim.
Para dizer a verdade, iria a qualquer lado para te ver com esse chapéu.
Yinede teşekkürler, noel baba.
Obrigada de qualquer maneira, Pai Natal.
Yinede onları arayabilirim değil mi?
Posso ligar-lhes à mesma, ou não?
Kahvemin tadı dizel yakıtı gibidir, yinede ister misin?
O meu café sabe a gasóleo, mas quer uma chávena?
Yinede iki ata ihtiyacım var.
Pode ser, mas preciso dos vossos cavalos.