Yolla tradutor Português
3,073 parallel translation
Eşyalarımı kaleye yolla.
Manda entregar as minhas coisas no castelo.
Eğer toplama işi arayan biri olursa.. bana yolla.
Então, se souberes de alguém que esteja à procura de trabalho na apanha... trá-los até mim.
Silaha sahip olmak istiyorsan Peter'ı yolla.
Se precisas da arma, mandas lá o Peter.
Hey, fıstıkçı çocuk! Buraya yolla bir tane.
Ei, rapaz do amendoim!
Yolla topu.
Vamos jogar.
Yolla bana bakalım.
Dá-me algo.
Üstat Luwin, Pyke'a bir kuzgun yolla. Babama buradaki zaferi bildir. Bir de Deepwood Kalesi'ndeki kız kardeşime yolla.
Meistre Luwin, enviai um corvo a Pyke informando o meu pai da minha vitória aqui e um a Bosque Profundo à minha irmã.
Yolla kuzgunları.
Enviai os corvos.
Oğluna haber yolla.
Enviai uma mensagem ao vosso filho :
Hukuk dışı bir yolla elinde tuttuğun telefonun gerçek sahibi.
- É o dono do telemóvel do qual se apropriou ilegalmente.
Yolla açacağı yollar küçümsenmemeli.
O que está em jogo não deve ser subestimado.
Bir yolla ebeveynlerinizi geri getireceğiz.
Vamos encontrar uma forma de trazer os adultos de volta.
- Sessiz ol, Billy. Seni telepatik yolla diğerlerine bağladım.
Não grites, podes comunicar-te telepaticamente com os outros.
Ona benden bir mesaj yolla.
Envie-lhe uma mensagem da minha parte.
Haberci yolla, ve sonra tekrar ara.
Envie um mensageiro, e volte a ligar de novo.
Aşk bir hastalıktır ve tüm hastalıklar gibi iki yolla tedavi edilebilir.
O amor é uma doença. E como todas as doenças, pode ser erradicada, de duas formas :
İstediğim her şeyi aldığım aynı yolla... Büyü...
Da mesma maneira que arranjo tudo o que quero, magia.
- Bu yolla...
- Assim...
Adamlarını oraya yolla.
Mete o teu pessoal lá agora.
Yedinci bölüme daha fazla adam yolla.
Manda mais homens ao sector 7 agora.
Ya kolay yolla gerçekleşecek ya da zor yolla.
Vai avançar da forma fácil ou vai avançar da forma difícil.
Toksik paneli temiz. Cinsel yolla bulaşan hastalık testleri negatif.
DST negativo.
Yolla bakalım.
Pode falar.
Walter, bunların doğal yolla olmuş olması mümkün mü?
Walter, isto poderia ocorrer naturalmente?
Mary "Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Merkezi" nin bir broşürünü verdi bana.
A Mary deu-me um panfleto sobre doenças sexualmente transmissíveis
Ona gerçekten "Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Merkezi" broşürünü mü verdin?
Deste-lhe um panfleto sobre doenças sexualmente transmissíveis?
Bir mesaj yolla, hâlâ onun sevgisini kazanabilirsin.
Envia uma mensagem e ainda poderás consegui-la.
Cinsel yolla bulaşmayan bir hastalıktan öleceğini düşün diyorum.
Se não fosse um doença sexualmente transmissível.
- Eldiven yolla bakalım.
Dá-me umas luvas.
Parayı şu dört adrese yolla :
Entregue o dinheiro nos 4 seguintes locais :
Parayı iki saat içerisinde yolla yoksa oğlun ölür.
Entregue o dinheiro dentro de 2h ou o seu filho morre. Precisamos da localização da chamada.
Kensi ve Deeks'i yolla.
Manda a Kensi e o Deeks.
Ramu'yu yolla...
Manda o Ram
Art, başkasını yolla.
Art, arranja outra pessoa.
Hemen buraya yolla.
Mande-o cá imediatamente.
Buralarda bazen işimizi bu yolla yapmak zorunda kalıyoruz, Ajan Barkley.
Por vezes, temos de agir assim por estes lados, agente Barkley.
Bildiği her yolla bizi en iyisi yapmak.
Para nos fazer sermos melhores, era a única maneira que ela sabia.
Bir de Carlos Del Sol'a bir mesaj yolla.
E manda uma mensagem para o Carlos Del Sol.
Bu fotoğrafı, e-postayla yolla.
Manda-me essa fotografia, por e-mail.
Benim hakkımda korkunç şeyler söyle ama onun sevgisini bu yolla kazanma.
Dizes coisas horríveis sobre mim, mas não tentes ganhar a sua simpatia desta forma.
Nekrotizan enterokolitin cerrahi yolla tedavisinde hayatta kalma oranı epey arttı.
A taxa de sobrevivência dessa cirurgia aumentou muito.
Söylememiş olabilir ama bunu buraya seni aramaya gelmek gibi birçok yolla gösterdi.
Pode não o ter dito, mas demonstrou-o de muitas maneiras diferentes... Por vir para aqui, por te procurar.
- Gökyüzündeki gözümüzü yolla dostum.
- Sim? - Mete o olho no céu, amigo.
Bir tehdit gördüm ve bildiğim tek yolla bu tehdidin icabına baktım.
Vi uma ameaça e tratei dela da única maneira possível.
Çağırdığı anda Sterling'i yolla!
E liga-me ao Sterling assim que ele telefonar!
- Bana adresini yolla.
Dê-me a morada.
Boştayım! Yolla! Gol!
HÁ QUATRO SEMANAS
Tamam, sandviçini verip yolla onu buradan.
Está bem, dê-lhe a sandes e mande-o embora.
Hangi yolla alındığına bağlı.
Depende do sistema de entrega.
İstediğim yolla değil.
Não da maneira que queria.
Yolla içeri.
Deixa-o entrar.