English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Y ] / Yumrukla

Yumrukla tradutor Português

273 parallel translation
Ülkede, yumrukla bu haklar arasindaki farki anlayabilecek birisi yoksa... bu tip kurallar o ülkede bir ise yaramaz.
Näo vamos ter um país que faça estas regras funcionar, se näo temos homens que saibam distinguir os direitos humanos.
Süngüyle, silah kabzasıyla, yumrukla.
Com baionetas, coronhas, punhos.
Başka bir kız da, adamı öpüp sonra yumrukla bayıltmıştı.
E de outra que beijou um sujeito e o golpeou com um cassetete.
Masayı yumrukla.
Tenta a secretária.
Dövüşmek mi? Yani yumrukla mı?
Quer dizer com os punhos?
Ben burayı her zamanki gibi korumak isterim : Yumrukla.
Quero conservá-lo como sempre, a todo o custo.
Halkını demir bir yumrukla yönetirdi.
Governou o povo com mão de ferro.
Şu İngiliz'in... bir yumrukla yere serdiği dördüncü müşteri bu.
Aquela miúda! É o 4º cliente que ela arruma com um golpe de karaté.
Sen karar ver. Bir çift yumrukla mı kalmak istersin yeteneğini ödünç vermek mi?
Decida se quer acabar com um par de cotos ou emprestar-nos o seu talento.
Yumrukla!
Manda-lhe!
- Yumrukla!
- Manda-lhe!
- Bunu öğreneceğiz, birini yumrukla!
Isso é o que nós iremos ver!
- Bir daha yumrukla.
- Bata nele novamente.
Vivian yumrukla girişiyor, ilk bitiren Javais!
Vivian consegue um primeiro lugar, e Javais é o primeiro a ficar de fora!
Düz yumrukla başladın doğru mu?
Entras com um soco, está bem? A cabeça dele vai para trás.
Ne saçma! Onun gibi insanlar ... sadece bir yumrukla beni öldürebilir.
Consigo matar um tipo como ele com um soco apenas.
Beyler, isterseniz bu meseleyi yumrukla dövüşerek çözebilirsiniz.
Podem lutar à vontade mas a punhos.
Sol yumrukla başlıyor, sol ve sol.
Abre com uma esquerda, e esquerda.
Yumruğa yumrukla karşılık verilir.
Temos de combater o fogo com fogo.
Ama şimdi Creed sol yumrukla geri geliyor.
Agora Creed volta à carga com uma esquerda.
Yumrukla.
Dá-lhe.
Bir yumrukla haklamaya çalışma.
Nem tentes estendê-lo com um murro.
Balboa bir sağ yumrukla gene yere düştü!
Balboa cai novamente com uma direita!
Yumrukla onu!
Esmurra-o!
- Git o kapıyı yumrukla.
Vá lá bater-lhes à porta.
Yani yumrukla mı?
Ao murro?
Gürleyen yumruk, 12. raund'da darbeli bir yumrukla rakibini nakavt etti.
Um atordoante KO, com um potente murro no 12º round.
Havluyla ağzımı kapat ve yumrukla beni.
Não, isso não. Amordaça-me e dá-me a pancada.
Bir daha yumrukla birbirinize giriştiğinizi görmeyeyim.
E não quero ouvir falar mais em brigas.
Yumrukla onu. Onu okuluna gönder.
Acaba com ele, Leva-o á escola.
Sorunları kucaklaşarak değil yumrukla hallederiz...
Isto é o mundo real. Não resolvemos problemas com abraços.
- Yumrukla... tokatla, tekmeyle, ya da copla mı?
Um murro, um estalo, um pontapé... ou com o cacete?
Yumrukla aran pek yok.
Socar não é o teu forte, mas não faz mal.
Tatum tek bir yumrukla is ini bitirmeyi planlıyor.
O Tatum quer terminar isto com um soco.
Yumrukla beni.
"Força aí"!
Tekmele onları, yumrukla onları.
Bater-lhes até caírem.
- Bence onu yumrukla, Joey!
- Dá-lhe um murro, Joey!
- Evet, onu yumrukla!
- Isso, dá-lhe!
Ne olmuş? Bence yumrukla onu!
Grande coisa.
Evet, yumrukla!
- Esmurra-o! - Isso, chega-lhe!
Neye bakıyorsun? - Yumrukla.
- Estás a olhar para quê?
Hey. Ben tutayım, sen yumrukla.
Eu seguro-o e o meu capitão dá-lhe...
İstersen aranıyorsun de, ister Atilla'dan bir farkın yok de ama çiçeği istihbarat örgütünün başı olarak ittifakı kadife eldivenle değil, demir yumrukla idare etmeni isterim.
Pode chamar-me cão de guerra ou simpatizante de Atila, o Huno mas como chefe de Operações Secretas quero ver menos emoção e mais acção.
Haklısın, tek yumrukla yere ser onu.
Leva mais. É assim mesmo. Sempre a abrir.
İki kişinin sanki Tanrı'nın iznini almışçasına bu sorunu demir yumrukla çözdüklerini gördüm.
Descobri que há dois homens que resolvem isto com punho de ferro... -... como se tivessem a permissão de Deus.
Bir yumrukla onu yere indirdi.
Aniquilou-o com um murro.
Wisconsin'de öğrendiğim tüm bilgilerle anavatanıma dönmek ve demir bir yumrukla hükümdarlık sürmek istiyorum.
Eu quero voltar para a minha terra... com todo aquele conhecimento que ganhei em Winsconsin... e governar com um punho de ferro.
- Yumrukla!
- Dê.
Su anda bulunduğum yerden yanağında yumrukla açıklanabilecek bir morluk ve boynunda boğazlamayla açıklanabilecek renk değişimi tespit ediyorum.
E de onde me encontro, consigo detectar nódoas negras na face, consistentes com um murro, e descoloração no pescoço, consistente com uma tentativa de estrangulamento.
Torbaya sıç ve yumrukla. Geri gelmiş.
Macacos me mordam... ela voltou.
Yumrukla onu Garvey!
Garvey!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]