Yüzükler tradutor Português
224 parallel translation
Samur kürkler, pırlanta yüzükler.
Casacos de marta, os dedos cheios de anéis.
Sendika aidatlarınızla ve toplanan haraçlarla... 150 dolarlık takım elbiseler, elmas yüzükler alanlar için ne hisseder?
Que é que ele acha dos que vestem fatos de $ 150... e usam anéis de diamantes com o vosso dinheiro?
Saçlarına elmaslar, parmaklarına yüzükler takarım.
Diamantes no cabelo, rubis nos dedos.
Her parmağında yüzükler vardı
Ela tinha anéis em todos os dedos
Haremlerden alınmış altın yüzükler.
Anéis de ouro trazidos dos haréns.
Bilirsin, yüzükler...
Sabe, anéis...
Yoo benim karım böyle yüzükler takmaz.Bu fazla gösterişli
Não! A minha mulher não usaria um anel como esse. É muita ostentação!
Yüzükler?
O que são esses anéis?
Tam olarak anlamadığım bir şeyler duydum. Bir düşman ve yüzükler hakkında ve elfler hakkında beyim.
Bem, ouv ¡ um avordo que não entend ¡ bem... sobre um ¡ n ¡ m ¡ go, ané ¡ s e sobre os Elfos, senhor.
Her iki gözünde de yüzükler için birer yuva var.
Há um buraco em cada olho para os anéis.
Bunlar gerçek! Yüzükler benim artık!
São verdadeiros, muito bem!
Giysiler, silahlar, yüzükler, onlara benzemek için her şeyi.
Roupas, armas, identificações, anéis...
Yüzükler, taşlar, ıvır-zıvır...
Aneís, correntes, pedras...
Çünkü erkeklerin ciddiyetini giysileri, arabaları, taktığı yüzükler gösterirmiş.
é melhor... sobressair pela seriedade... do que com roupas, carros ou anéis de diamantes...
Her iki kolu da yüzükler ve takılarla doluydu...
Tinha ambos os braços cobertos de pulseiras e bijutarias...
Komutan Reichleitner'dan yüzükler bittikten sonra kuyumcu atölyesini kapatma emri aldım.
Tenho ordens do Comandante Reichleitner... para fechar a oficina de ourivesaria quando os anéis estiverem acabados.
Evet, öyleydi. Çünkü bu yüzükler altındı, esrarengizdi. Ve her parmağa da uyuyordu.
Bem, significava mesmo porque era dourado e misterioso e cabia em qualquer dedo
Yüzükler ucuz.
Os anéis são baratos.
Yüzükler ucuz mu?
Os anéis são baratos?
Yüzükler ucuz derken bunu mu kastediyordun?
É isso que queres dizer com "os anéis são baratos"?
- Evet, Jack. Altın zincirler, madalyonlar, yüzükler...
Parecia que sempre que ele arranjava algum dinheiro, ele tinha de comprar mais correntes de ouro.
Az para da istemem. Yatlar, köşkler, kürkler, elmas yüzükler, vizon kürkler.
E falo de muito dinheiro, um iate, uma mansão peles, anéis de diamantes, capas de Vison.
Güzel yüzükler, parmaklar.
Que bonito. Tens umas belas jóias. Umas mãos bonitas...
Sadece saatler ve yüzükler için son bir kez bakmak istiyorum. Neredeyse bitirdik.
Quase acabando.
- Ne oyunu? Tamam, yüzükler!
Que jogo estás tu a falar?
- Bu yüzükler, 3000 dolar.
E mais estes anéis... Três mil dólares.
Yüzükler, bilezikler ve mücevherlerle bezeli bir elbise.
Anéis, pulseiras e um vestido cheio deles.
- Hey cüzdan, yüzükler ve saatleri verin! - Beni mi deniyorsun? - Hey orospu çocukları!
Queres pôr-me à prova?
- Önce cüzdanlar sonra yüzükler ve saatler.
Carteiras, anéis e relógios.
Yüzükler sende mi? - Evet, yüzükler bende.
Tens as alianças?
Yüzükler, ihtişam
Anéis, encanto
Bu yüzükler için.
É para as alianças.
Yüzükler!
- Os anéis!
Yüzükler.
- Os anéis?
Yüzükler.
As alianças.
Yüzükler lazım.
Preciso das alianças.
Yüzükler bende değil.
- Eu não as tenho.
Yüzükler Boyd'da.
O Boyd é que as tem.
Yüzükler nerede?
Que é das alianças?
Kendine adam gibi yüzükler al seni ucuz pislik.
Compre umas jóias autênticas, seu miserável.
Yüzükler karşılıklı değiştirilir. Ekmek ve tuz da öyle. Bunlar toprağın verimliliğini ve saflığını simgeleyen antik pagan sembolleridir.
Trocaram-se anéis, assim como pão e sal, os antigos símbolos pagãos da fertilidade e pureza do solo.
Ve nişan, ve yeminlerimiz ve yüzükler.
No noivado, nos votos e nas alianças.
Yüzükler ve bekârlığa veda partisinden önce..... sağdıcının kim olacağına karar vermen gerekmez mi?
Antes das aliancas e das despedidas de solteiro não tens que escolher o padrinho?
Yüzükler bende.
Já tenho as alianças...
Bunu boynuna geçiriyorsunuz ve kurdeleler yüzükler için.
Isto vai no pescoço e as fitas são para as alianças.
Haç, yüzükler.
- As alianças!
Yüzükler hala sen de mi?
Ainda as tens?
Yüzükler lütfen.
O anel, por favor.
Yüzükler.
Os anéis.
Yüzükler. Cüzdanlar. Çantalar.
Os anéis... as carteiras, as malas, os pinos cirúrgicos, não há nada disso.
- Yüzükler sizde mi?
Tem as alianças?