English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Z ] / Zaferi

Zaferi tradutor Português

666 parallel translation
Büyük Ölüm akıbetini buldu ; hayat dolu güneşin ışınlarının zaferi, ölüm kuşunun karanlığını uzaklara uçurdu.
A Grande Mortandade terminou na mesma hora e antes dos triunfantes raios do sol vivo, as trevas do pássaro da morte tinham-se dissipado. Fim
Yahudiye'de, ¡ sraiI'in zaferi tarihe karisti.
Na Judeia, a glória que foi de israel jaz espalhada pela poeira.
Zaferi düsün. "
Pensai na glória. "
Jesse ve senin bilmenizi isterim ki, hukuk ve düzenin bu zaferi Bay Mccoy'undur.
Quero que tu e o Jesse saibam que todo o crédito desta vitória da lei vai para o Sr. McCoy.
Haberi patlatana kadar Williams'ı gizler, zaferi valiyle paylaşırız.
Teremos escondido o Williams até amanhã para que o Post possa publicar tudo em exclusivo.
Zor isleri sen yaparsïn, zaferi ben kazanïrïm.
Você faz o trabalho pesado e eu fico com os louros, se houver.
Eğer birşey söylerse, büyük bir İtalyan zaferi olabilir.
Se ele abrir a boca, será uma grande vitória italiana
TARZAN'IN ZAFERİ 00 : 00 : 20,693 - - 00 : 00 : 25,685 ÇEVİRİ : OKAN ARPAÇ
O TRIUNFO DE TARZAN
Gecenin zaferi mi bu, yoksa günün utancımı? Karanlıklar sarmış dünyamızın yüzünü diri aydınlıklar öpecekken.
É o reinado da noite... ou a vergonha do dia que faz o rosto da Terra ser enterrado pelas trevas...
Oberst von Scherbach der ki, "Almanlar'ın zaferi ufukta belirdiğinden Amerikalı mahkumlara Hitler'in öğretileri telkin edilecek."
Nas palavras de Oberst von Scherbach, "Agora que a vitória alemã está perto, " os prisioneiros americanos devem ser instruídos
Ne zaferi?
Que vitória?
Ama zaferi konusunda cimrilik yapıyor biz Aristotle'ın dizinin dibinde otururken bilimin, matematiğin ve mantığın harikalarını öğrenirken.
Mas se apega à gloria como um avarento. Enquanto sentamos aos pés de Aristóteles... e aprendemos os feitos da ciência, matemática e lógica.
- Kimin zaferi?
- Vitória de quem?
Bir Pers zaferi bunu sağlamaz.
Uma vitória persa não fará isso.
Bu zaferi nasıl kutlayacaksın?
Como celebrará essa vitória?
- Zaferi biz kazandık, Persliler değil.
- Nós vencemos, não os persas.
Önce, bir Truva zaferi gerektirecek bir planim var.
Tenho um plano que primeiro exigia uma vitória troiana.
Paris ve Helen'in zaferi icin bir anit insa ediyorlar.
Estão a construir um monumento ao triunfo de Páris e de Helena.
Zaferi için Athena'ya cok minnettar olacaklar. Ve onun muhtesem atina kucak acacaklar.
A gratidão para com Atena pela sua vitória será imensa e acolherão o cavalo de braços abertos.
"İnanç zaferi mutlaka bulur, balık kuyruğunda olsa bile."
"Convicção acha glória, até no rabo de um peixe."
Kızgın damdaki kedinin zaferi ne olabilir?
Qual é a vitória de uma gata num telhado de zinco quente?
Bu yüzden, bu tılsımlı Fazilet Kalkanı ve Hakikat Kılıcı ile kendini koru. Doğruluğun bu silahları, kötülük karşısında zaferi sana getirecektir.
Por isso arme-se com este encantado escudo da virtude... e com esta poderosa espada da verdade, pois estar armas do bem triunfarão sobre o mal.
Eğer bizi yenerse, Roma'nın kurtarıcısı olacak... ve böylece senatoya karşı nihai zaferi kazanacak.
Se ele nos vencer, torna-se o salvador de Roma... e depois é a vitória final, no senado.
Eğer yarın zaferi - - hayır- - Yarın zaferi kazandığınızda... bu şanlı seferin masraflarını karşılamak için... hayatta kalanlar herhalde açık artırmaya çıkarılacak.
Se... não... quando conquistares a tua vitória, amanha... provavelmente os sobreviventes serão leiloados... para pagar as despesas desta heróica expedição.
USOS Seaview'deki bu son test "Nelson'un çılgınlığı" na mı dönüşecek yoksa, garip ününe rağmen, çağımızın en önemli bilimsel dehası sayılan bu büyük insan, büyük mucidin yeni bir zaferi mi olacak?
será que o teste final ao Seaview fará dele "A loucura de Nelson"? Ou será outro triunfo dum grande homem, dum grande inventor, que, embora tenha fama de extravagante, acabará por ficar como o maior génio científico do nosso tempo?
Sonra da buna dünyanın en büyük zaferi dediniz.
E foram considerados a glória da terra por fazerem isso.
Atina, zaferi için savaşmalıdır.
Atenas lutará pela sua vitória.
Bununla onurunu koruyup kendi kutsal köklerini onaylar ve Leonidas'tan zaferi alırsın.
Isto salvaria a tua honra, e reafirmava as tuas origens divinas, e privava o Leónidas da sua vitória.
Nihai zaferi hakettiler.
Eles merecem a vitória final.
Güzel bir evliliğin zaferi hemen en başta gelmez.
A glória do casamento não conta no início.
Bu zaferi mümkün kılanlar, gösterdikleri olağanüstü kahramanlık ve göreve adanmışlıklarıyla Bu birlikten Çavuşlar Michael Merry, Charles Deal ve Lawrence Barrett ile Jonah Williams adındaki sivildir.
Esta vitória só foi possível... pelo extraordinário heroísmo e devoção ao serviço... dos sargentos Michael Merry, Charles Deal e Lawrence Barrett deste comando, e de um civil de nome Jonah Williams, agora recruta,
Devrimin zaferi kesindir.
A vitória da Revolução é certa.
Boxerlar büyük Çin zaferi için zemin hazırladılar.
Os Boxers criaram uma oportunidade para uma grande vitória chinesa.
ÖImekte olanları, ölüleri, Roma'yı, Mısır'ı zaferi, yenilgiyi, şerefi veya şerefsizliği düşünmedim sadece aşkımın gittiğini ve benim onun yanında olmam gerektiğini düşündüm.
Não nos moribundos e mortos, não em Roma, não no Egipto não na vitória ou na derrota, na honra ou na vergonha só que o meu amor se ia embora e que eu precisava de estar com ela.
" Zaferi büyük oranda borçluyuz sana
" Muita da glória vai para si
San Pietro Bazilikası'nın kubbesi. Bir mühendislik zaferi, bir tasarım harikası.
A cúpula da Catedral de São Pedro, um triunfo da engenharia, uma maravilha do design.
Sanatı da kılıcımı kullandığım gibi kullanıyorum. İnancın zaferi için.
E usarei a arte como uso a espada, pela glória da Fé.
Senin için bir propaganda zaferi.
Para você seria uma vitória.
Şimdilik ona ihtiyacım olacak ama sonra, Roma'da zaferi kazanan ben olacağım.
"Preciso de ti, mas depois formo sozinho o triunvirato."
Makaleler, dersler, ve geçmiş zaferi tekrar yakalamaya çalışma.
Artigos, palestras e tentativa de recuperar a glória.
Bromley'deki Yeşil Cüce Kafe'de bir Viking zaferi daha.
Outra grande vitória viking foi no Green Midget Café, em Bromley.
Ne kadar sürerse sürsün, zaferi onun kazanması gerekiyor.
Devemos deixá-lo vencer isto, dê por onde der.
Başka bir deyişle, Monty zaferi kucaklarken pis işi yine biz yapacağız.
Resumindo, ficaremos com o fardo, e o bom e velho Monty com a glória.
Hepsi, Meksika'nın zaferi için!
É tudo pela glória do México!
Onların en büyük zaferi atları olmasa o kadar büyük olur muydu?
os grandes senhores de Espanha... Teriam mesmo tido sucesso sem o cavalo?
Yaşlı hergele onu elimizden alıp bütün zaferi kendine mal eder.
O velhote ia apanhar e ficar com a glória toda.
Belki ona hizmet etme iznim olur. Onu kalbimde tutabilirim. Her zaferi ona ithaf edebilirim.
Que me permita servi-la tê-la em meu coração e que a ela eu possa dedicar cada vitória e clamar seu nome quando me vencerem.
Yeni bir çağ. Kabul edersen, zaferi sen de paylaşırsın.
Se o aceitar, compartilhará a sua glória.
Bu zaferi kutlamamak olmazdı.
O triunfo mereceu uma celebração.
Gerçek bir kahramanın zaferi.
Achas que é assim que a nossa parte será lembrada?
Tanrı size zaferi verecek.
Que Deus nos conceda a vitória.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]