Zarfında tradutor Português
712 parallel translation
Ancak bu zaman zarfında katilin tek yapması gereken ortağınızın cüzdanını cebinden çıkarıp parayı almaktı.
Mas durante esse tempo, tudo o que o assassino tinha que fazer era apanhar a bolsa da algibeira do morto e tirar o dinheiro.
Bu zaman zarfında polisle herhangi bir sorununuz oldu mu?
Teve algum problema com a polícia durante esse tempo?
Çok kısa bir zaman zarfında uçmayı öğrendi, bir uçak çaldı, yakalandı... hapse atıldı, hapisten kaçtı.
Aprendeu a voar, roubou um avião, foi apanhado, preso e fugiu... num espaço de tempo muito curto.
Tüm bu süreç zarfında, de Winter'in elini tutacaksın çünkü buraların kodamanı o ve sana kendisiyle yemek yeme iznini veren de o.
Vai segurar a mão do Sr. de Winter por tudo isso só porque ele é o figurão das redondezas e permite que jante com ele.
Tüm bu süre zarfında, bize karşı gösterdiğin nezaket için ne kadar teşekkür etsek azdır.
Impossível agradecê-lo pela sua gentileza connosco.
Şu an günde 500 kişi infaz edilebiliyor fakat ıslah çalışmaları yapılmakta yani iki aylık süre zarfında bu sayı günde 2,000 kişiye çıkarılabilecektir.
A capacidade diária é de 500 pessoas. Mas, os métodos aperfeiçoam-se, e dentro de dois meses esta capacidade poderá atingir duas mil pessoas por dia.
Bütün bu süre zarfında kahkahalar atıp dururdu.
Suponha que ele se ria de patetas como nós a toda a hora?
Bu emri uzun zamandır bekliyordum, tabi ki bu süre zarfında da duymadım.
Esperei muito tempo por essa ordem, ordem essa que não ouvi, claro.
Bu süre zarfında sürekli benimle konuştu ama sinirliydi.
Ele falou comigo o tempo todo, mas era só conversa fiada.
Ve bu süre zarfında yüzünü bir daha görmemeyi yeğlerim.
É também a data da minha partida. Prefiro não voltar a ver-te entretanto.
Güney Amerika'nın derinliklerine olan bu gezide o uzun süre zarfında gözden uzaktı.
Nessas viagens ao coração da América Latina, ele sumia por longos períodos de tempo.
Bu süre zarfında, alıştırma pedini kullanacağım.
Entretanto, utilizarei qualquer coisa.
O süre zarfında sadece o buralardaysa öyle anlaşılıyor.
Mas é o que acreditam se ele era o único que aqui estava nesse momento.
Burada bir gece zarfında yeterince heyecan yaşadık.
Já tivemos aqui excitação suficiente para uma noite.
Her şey yolunda giderse, yani ikimiz için, bu 6 ay zarfında...
Se tudo der certo, tanto para mim quanto para você, em 6 meses...
Mulatşak, bir iki saat süren bir olaydır. Bütün Macarlar bu zaman zarfında kendilerini Cennette sanır bütün Çingeneleri de Melek!
Mulatschak é o nome para um período de tempo, um par de horas, quando cada húngaro acha que está no céu e todos os anjos são ciganos.
Bu süre zarfında toprakta yatacaklar.
Viveremos das coisas do territorio eventualmente.
Bana bir at eğerle bu zaman zarfında ben de hazırlanayım.
Sela-me um cavalo enquanto preparo algumas coisas.
Dünya'da 20. yüzyıla gönderilecek ve biz istediğimiz sürece orada kalacaksın,... bu süre zarfında da Tardis'in sırrı elinden alınacak.
Sou humano! Nada é mais importante do que a vida humana. As máquinas não podem governar os homens!
Bu süre zarfında onlarla birlikteyim.
Por isso, entretanto, tenho de fazer algo com eles.
Son 15 yıl zarfında Clutter'la çalışan kişiler.
Todos que trabalharam pra ele nos últimos 15 anos.
Farz et ki o süre zarfında yürüyüşte olduğumu söyledim.
Era isso que estava fazendo.
Benim burada olmadığım süre zarfında Paris'e gidebileceğini düşündü.
Pensou em ir até Paris por uns tempos, enquanto eu estivesse fora.
Bu zaman zarfında kaç kişi vurdunuz?
Em quantos homens já atirou durante esse período?
Bu zaman zarfında Apaçiler burayı bize zindan ederler.Şimdi dinleyin beni bir Birleşik Devletler Hükümet görevlisi öldürüldü.
Nessa altura já os Apaches terão incendiado tudo. Agora escutem... um homem do Governo dos Estados Unidos foi assassinado.
Bu zaman zarfında ne oldu?
O que aconteceu durante esse tempo?
Pizarro'nun emrettiği zaman zarfında orada olmamız gerekiyor.
Deveremos voltar em duas semanas, como ordenou Pizarro.
İngilizler Kuzey Malaya'nın en kötü ihtimalle üç ay daha dayanabileceğini düşünüyordu. Bu süre zarfında da bölgeye önemli bir takviye yapılabilirdi.
Os estrategistas britânicos acharam que no pior dos casos, a Malásia aguentava três meses, tempo de sobra para permitir o envio de reforços para Singapura.
Ödülü getirtmemiz birkaç haftayı bulur ama bu zaman zarfında borca ihtiyacın olursa...
Vão passar umas semanas antes de termos a recompensa mas entretanto, se precisares de um empréstimo...
Bu süre zarfında, 140 küsur el ateş edilmişti.
No total, foram disparados mais de 140 tiros.
Savaş üç gün boyunca tüm şiddetiyle devam etti. Bu süre zarfında Japonlar, adım adım geri atıldı.
A batalha travou-se durante três dias, com os japoneses a defenderem-se recuando até à ponta da ilha.
Bu süre zarfında, şubat 1942'de Sir Arthur Harris, bombardıman komutanlığını devraldı.
Durante as tréguas, em Fevereiro de 1942, Sir Arthur Harris tornou-se comandante-chefe do comando dos bombardeiros.
O zaman zarfında Burma'da savaşa daha fazla hazırlıksız yakalanacak bir ülke olduğunu düşünmüyorum.
Creio que não havia país menos preparado para a guerra do que a Birmânia, naquela altura.
Belki de, bu süre zarfında sizlere Yunanistan gezimi anlatabilirim.
Talvez enquanto isso lhes possa explicar minha viagem à Grécia.
Bu süre zarfında size, yapmanızı hiç ummadığımız... bir kararın olası sonuçlarını gösterdik.
Num período de tempo mostramos para vocês as consequências possíveis de uma decisão que espero que nunca tomem.
Bu süre zarfında zehirli sarmaşığa bastım ve tatarcıklar tarafından ısırıldım. Taze gübrenin üzerine yattım ve köpeğin arabama işedi.
Tenho sarpullido, picadas... e me deitei sobre esterco.
Bu süre zarfında içkiye ve kadına bakmayacağız çünkü bunlar amacımıza zarar verebilir.
Dois : Eu e tu, durante o processo, não tocaremos em álcool nem em mulher, para não nos envolvermos de forma prejudicial.
Bu süre zarfında, gülenler, yıkananlar,.. ... anne babası ya da çocuklarıyla yemek yiyenler ve cinsel ilişkiye girenler idama mahkum edileceklerdir.
Durante este período, todos os que rirem, se banharem... jantarem com familiares ou tiverem relações sexuais... serão condenados à morte.
Ama bu süre zarfında, Onbaşı Hitler... seninle uğraşmak, üzerine tuz biber ekti, anlıyor musun?
Mas aturá-lo a si, Cabo Hitler... é muito mais duro!
Ama yaşandığı süre zarfında çok eğlenceliydi.
Mas foi divertida enquanto durou.
Eşkol bana ihtiyaç duyarsa o süre zarfında kalırım herhalde.
Supondo que se Eshkol precisar de mim, ficarei todo esse tempo.
Bu zaman zarfında, işini yarın halletmeni istiyorum, çabucak.
Entretanto, quero que faças o teu trabalho amanhã, e depressa.
Bu süre zarfında üç karım oldu.
Desde aí tive três mulheres.
- Eh, bir çaresine bakacağız artık. - Bu süre zarfında ona çok dikkat edin derim.
Vamos ter de fazer alguma coisa.
Ama bu süre zarfında onunla ne yapacağımı bilmiyorum.
Espero que sim.
Hey, dün gece... merdivenin altında, üstünde ismim yazılı bir zarf buldum.
Na noite passada... debaixo das escadas, encontrei isto e um envelope com o meu nome.
Compton'ın sandığında bu zarfı buldum ve buharla açılmıştı.
Encontrei este envelope na arca do Compton, e foi aberto com vapor.
Ölümünden sonra Compton'ın kamarasında bu zarfı buldum.
Encontrei este envelope na guarita do Compton depois da morte dele.
Adam odasında kendi resmi yazı malzemesiyle birikte oturuyorsa, ve notu kendi resmi zarfının içine koyup mühürlüyorsa, notun kendisini nasıl olup da bir bloknottan koparttığı küçük bir parça beyaz kağıt üzerine yazmış olabiliyor?
Se o homem estava no quarto dele, onde tinha o material oficial, e colocou o bilhete dentro do envelope oficial, porque é que escreveu o bilhete numa simples folha de um bloco?
Enterprise'ın dışında bir oksijen yerçekimi zarfı oluşuyor.
Uma atmosfera de oxigênio está se formando lá fora.
Bu akşam eve gelince bu evrak çantasında, oturan bir aslan figürlü, mumla mühürlenmiş uzun ve mavi renkli bir zarf olacak.
Hoje, quando vier para casa, trará na mala um envelope azul, lacrado a cera vermelha com o selo de um leão curvado.