Zehri tradutor Português
796 parallel translation
Sen sadece zehri almak istemiştin.
Só querias o veneno.
O zehri icme!
Näo bebas esse veneno!
Onlara istediği zehri verin.
E dá-lhes o veneno que pedirem
- Hangi zehri kullandınız?
Que veneno usou?
Senin öpücüğünde ölümün zehri var.
O seu beijo tem a marca da morte.
FARE ZEHRİ
VENENO PARA RATAZANAS
- Böcek zehri mi?
- Veneno de insecto?
Hangi böcek zehri olduğundan emin değilim ama...
Não tenho certeza a que tipo de insecto, pertence este veneno mas...
Dünyadaki hiçbir böceğin bu kadar çok zehri yok.
Não há nenhum insecto no mundo com veneno tão concentrado.
Çok fazla miktarda böcek zehri, her şeyi duydum.
Veneno de insecto em dose industrial. Agora já ouvi falar de tudo.
Yani böcek zehri mi?
Então sempre é veneno de insecto?
Fakat bu kadar çok zehri daha önce hiç görmemiştim.
Mas nunca vi veneno tão concentrado antes.
Yani bu kadar çok zehri oluşturabilecek bir tarantulanın normalden 100 kat daha büyük olması gerektiğini mi söylüyorsunuz?
Quer dizer que uma tarântula que pudesse segregar tanto veneno, deverá... ser 100 vezes maior do que o normal?
Bir eşek arısının zehri kadar.
É tão venenoso como a picada de uma abelha.
Siz Kral Hazretleri, onların tatlı sözlerini dinlerken, yüreklerindeki zehri göremediniz.
Vossa Graça ouviu as suas brandas falas, mas não viu o veneno em seus corações.
Uluslarin anlayisini disarida biraktigimiza göre zehri kilitlemis olduk.
Excluímos o entendimento entre as nações e já deitámos o veneno.
Zehri çıkarmak gerek.
Para tirar o veneno.
O küçük sürüngen heyecanlanıp seni ısırırsa,... yaranı açıp zehri emmeye çalışacağım.
Se esse pequeno réptil ficar excitado e te morder, terei de fazer um golpe, e tentar sugar o veneno.
- Hayır, o fare zehri.
- Não, isso é veneno para ratos.
Sana ateizm zehri bulaşmış.
Estás infectada com o veneno de seu agnosticismo.
- Tehlikeli mi? - Zehri 25 miligram
- 0.025 miligramas deste veneno são fatais.
Zehri bulaştı... Zehir dişleri...
Fui envenenado... as presas...
Zehri tedavi edebilecek olan karısıyla birlikte yakında dönmesi bekleniyor.
Deve estar a regressar com a esposa, que pode anular o veneno. O meu problema : o Capitão está em estado de choque.
Koyun zehri koyayım.
Entorna um pouco de veneno para ovelhas.
Yılan ısırdığında yarayı kesip zehri emerek çıkaracaksın.
No caso de mordidela de cobra, faz um corte e chupe o veneno.
Unutma, zehri emip çıkaracaksın.
Lembra-te, chupa o veneno.
Zehri emip çıkaracağım.
Chupo o veneno.
- Zehri emeceksin.
- Chupo o veneno.
- Zehri emeceğim.
- Chupo o veneno.
Kaçan solucanın da zehri birikecek zamanla.
O verme que fugiu tem uma natureza que, com o tempo, gerará veneno.
Bay Suzuki zehri Feng'e götürmemi söyledi. Feng Tien'e verdi, o Japon.
ele disse para dar o veneno ao Feng era suposto dá-lo ao Tien, era esse o plano!
Ve Mackey'nin şimdilik iyileştiğini ama ninja yıldızının zehri yüzünden tehlikede olduğunu duydum.
E ouvi dizer que Mackey está agora melhor... mas que esteve em grande perigo por causa de um shuriken envenenado.
Dokunduğu her şeyi eşit derecede emer. Kendisini öldürecek zehri bile.
Absorve igualmente tudo o que toca, até mesmo o veneno que a mataria.
Ama dudakları yabani çileklerin zehri yüzünden siyahtı.
Mas os seus lábios estavam negros... devido ao veneno dos frutos silvestres.
Birden Himmler'in adamlarının kendisine kullanması için verdiği zehri hatırladı. Etkisinden şüphe duydu.
Lembrou-se subitamente que o veneno que tinha para tomar lhe fora dado por um colaborador de Himmler e desconfiou do seu efeito.
Zehri test etmek için doktoru çağırdı. Onu köpek üzerinde denemesini söyledi.
Para testar o veneno, chamou um médico e ordenou-lhe que testasse a cápsula no seu cão.
Eğer annem ölseydi... bunda biraz benim de sorumluluğum olurdu. Sanki zehri ona zorla ben içirmişim gibi.
Se a minha mãe tivesse morrido... sentir-me-ia tão responsável... como se lhe tivesse dado a estricnina.
Bir şekilde, Binbaşı zehri bizzat koymadı.
O Major é que os envenenou,
Zehri bulup getiren Sejanus'tu, ama Castor'u kızın zehirledi.
Sejano forneceu o veneno, mas ela administrou-o.
Zehri sadece Wang fark edebildigi için yalnïz o denendi.
Como o Wang era o único que podia detectar o veneno, sò ele foi testado.
Biliyorum örümceğin zehri sizi güçden düşürdü, fakat hemen beni izlemelisiniz.
Sei que o veneno de aranha os debilitou. Mas devem seguir-me.
Saruman'ın zehri Theoden.
O veneno de Aruman em seu ouv ¡ do, Theoden.
Doktor Alpert zehri teşhis etti. Afrika'da yetişen "oluta" isimli bir sakız ağacından yapılmış.
O Dr. Alpert identificou o veneno como sendo originário de uma árvore rara africana, chamada oluta.
Ve zehri de değiştir.
E mude de veneno.
Zehri dış bölümlerde bloke edip ana kumandayı yedek sisteme alacağım.
Encerrarei os contaminadores dos sectores externos... e colocarei o Controlo Mestre em modo auxiliar. É impenetrável.
Hangi zehri alırsın?
Então, qual é o teu veneno?
Zehri kendi kadehine mi yoksa düşmanının kadehine mi koyacak türden adamsın?
És o tipo de homem que coloca o veneno na sua própria taça ou na do seu inimigo?
Akıllı bir adam zehri kendi kadehine koyar çünkü sadece aptalların önüne konanı kabul edeceğini bilir.
Agora, um homem esperto colocaria o veneno na sua própria taça porque ele sabe que só um estúpido escolheria a taça concedida.
Devimi yenmen, fevkalade güçlü olduğun anlamına gelir bu yüzden de zehri kendi kadehine koydun ki gücünün seni kurtaracağını düşünüyordun.
Derrotaste o meu gigante, o que significa que és extraordinariamente forte. Portanto, podias colocar o veneno na tua taça confiando na tua força para te absolver.
Zehri kana karıştırır.
Porque não nos devemos mexer - faz circular o veneno.
Bu tedbirsizliğimden yararlanan amcan, gizlice yanıma sokuldu ve cüzamlı zehri kulağımın içine akıttı.
O teu tio o meu sossego invadiu, aproveitando-se disso.