Zekiydi tradutor Português
290 parallel translation
Çok zekiydi.
Foi muito esperto.
Pierre öyle zekiydi ki.
O Pierre era sempre formidável.
Çok zekiydi!
Brilhante, bastante brilhante.
Çünkü Drake Alman filosu için çok zekiydi.
Porque Drake era inteligente demais para a armada alemã.
Andromeda'nın yaratıcıları oldukça zekiydi.
Quero dizer, eles foram bastante espertos, os criadores do "Andrómeda".
- Bryce çok daha zekiydi. - O hiç evlenmedi, değil mi?
O Bryce era muito mais perceptivo.
Bu zekice bir yaklaşım... Tessio her zaman daha zekiydi.
É uma jogada esperta, o Tessio sempre foi mais esperto.
Halifax güvenilir ve zekiydi.
Halifax era seguro.
Gamelin zekiydi ama cesur değildi. Etliye sütlüye karışmaması sayesinde politikacılarla da arası iyiydi.
Gamelin era muito esperto, mas nada corajoso, e os políticos gostavam dele por ser um Comandante-em-Chefe fácil.
Teo 8 yaşındayken çok zekiydi.
O Teo, quando tinha oito anos, era muito inteligente.
# Silius, Messalina için kolay bir av değildi, ama kadın zekiydi...
Não foi uma presa fácil da paixão dela, mas ela era esperta.
Ama o çok zekiydi...
Mas ela era esperta.
Çok zekiydi.
Ele era brilhante.
O kadar zekiydi ki, geceleri bu bilgisayara... girmeye başladı ve özel bir hafıza dosyası hazırladı. Sonra video oyunları için kendi bulduğu programı yazmaya başladı.
Ele é tão brilhante que começa a fazer horas extraordinárias para programar um jogo de vídeo que inventou e que se chama...
Ama, işe başka bir mühendis daha girdi. Ne çok genç, ne de zekiydi. Ama çok sinsiydi.
Mas outro engenheiro, não tão jovem nem tão brilhante, mas muito sorrateiro.
Zekiydi, duyarlıydı.
Inteligente, sensivel.
küçük bir hırsızta ve çok zekiydi.
Era arrombador de cofres, um chico-esperto.
- Olaydan haberi vardı, ama orada bulunmayacak kadar zekiydi.
Ele sabia, mas é esperto demais para estar presente.
Sen olmalısın çünkü Clayton Townley ve Ray Stuckey orada olacak kadar zekiydi.
Deve ter sido você. Pois o Clayton Townley e o Ray Stuckey foram muito espertos e não foram até lá.
Zannımca, zekiydi de. Çok zeki.
E esperto, espero.
Babam zekiydi.
O pai era esperto.
Çok çıtkırıldımdı ama çok zekiydi.
Um grande janota, mas muito esperto.
Örneğin, 200 milyon pezo her zamankinden düşük bir rakamdı ve sendikadakiler her zamankinden zekiydi.
Por exemplo, 200 milhões de pesos já não são o que eram. E as pessoas do sindicato são mais espertas do antigamente.
Zekiydi. Saçmalık, adamım.
meu!
Yani, tamam elbette çok zekiydi, ama... samimiydi, anladın mı?
Não sei, era muito inteligente, claro, mas cálida de uma vez. Cordial.
Eleman zekiydi, tecrübeliydi profesyoneldi. Kisacasi harikaydi. Yasemin mi?
O tipo era esperto, sofisticado profissional... eu digo que era excelente
Zekiydi.
Brilhante.
Her zaman zekiydi.
Sim?
Ethan çok zekiydi.
O Ethan era tão esperto.
Yani, zekiydi, zarifti.
Ela era inteligente, elegante.
Fakat basit planın oldukça zekiydi.
Mas o teu plano era de génio.
Hızlı, güçlü... Kendinden emin, zekiydi.
Ele é veloz, ele é vigoroso, ele é seguro, ele é sabido.
Takipçimiz çok zekiydi.
O nosso perseguidor era esperto.
Çok zekiydi. Ve inatçı.
Ela era muito inteligente e...
Zekiydi, güzeldi ve beni anlıyordu.
Era inteligente, bonita e conquistara-me.
Senin yaşındayken, şempanze kadar zekiydi.
Com a tua idade, era esperto como um chimpanzé.
- Çok zekiydi.
- Atitude inteligente.
Birkeland kesinlikle çok zekiydi ama biraz da deliydi.
BirKeland era genial, mas um pouco doido.
Bence Bayan Waters'ın söylediği çok zekiydi.
Eu achei brilhante aquilo que a Sra. Waters disse.
John G. zeki biriydi. Zekiydi.
O John G. foi esperto, muito esperto.
Çok zekiydi ve hiçbir şeyden korkmuyordu. Selam.
Ele era rápido a tomar decisões e não tinha medo de nada.
Çok da zekiydi.
Era tão inteligente.
Rodgers ve Hammerstein zekiydi!
Rodgers e Hammerstein eram brilhantes!
Ellie, onlar zekiydi.
Eles eram espertos.
O ise zekiydi, cazibeliydi,
ele era brilhante, charmoso...
O tatlı biriydi ve oldukça zekiydi.
Este é doce... -... esperto e...
Zekiydi.
Um idiota.
Kadın onlardan daha zekiydi.
A casa já foi assaltada duas vezes.
Çok da zekiydi. Bir mimardı.
É arquitecto.
Zekiydi.
Era brilhante.
Zekiydi, komikti ve yakışıklıydı.
E inteligente, engraçado, bonito...