Zerafet tradutor Português
61 parallel translation
Ucuz, basit, gözebatan şeyler değil. Sadece gençlik, zerafet, karakter.
Nada barato, de má qualidade ou óbvio, só juventude, gentileza e carácter.
Yaşlılarında bile, klasik bir zerafet ve itibar var.
Mesmo as mais velhas, uma certa graça clássica e dignidade.
İncelik ve zerafet izlesin beni tüm yaşamım boyunca ve ben Tanrı'nın evinde oturayım günler boyunca.
Bondade e misericórdia devem me seguir todos os dias de minha vida, E eu deverei residir na casa do Criador ao longo dos dias.
"O an, dinmez kahkahalar yeri-göğü inletir..." "... mesleği, Zeus ve Hera'nın oğlu demirci Vulcan'a tuhaf bir zerafet verir. "
"Vulcano, desajeitadamente desempenha o seu papel, enquanto gargalhadas inextinguíveis ecoam nos céus."
Zerafet ve güç... tapınaklarımı süslüyor.
A graça e o poder... cingidos em minhas têmporas.
Zerafet dolu Meryem'e selam olsun. Tanrı seninledir. Tanrı kadınlara özgü bu yeteneğini ve rahminin meyvesini kutsasın.
" "Avé Maria cheia de Graça, o Senhor está contigo."
Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına. Zerafet dolu Meryem'e selam olsun.
"Em nome do Pai, do Filho e do Espírito Santo."
Bu fotoğraflarda doğal bir zerafet var, değil mi?
Tem uma elegância natural, não?
Ben basit bir dedektifim.Zerafet bilmem.
Sou apenas um investigador diligente.
'Deniz dünyası kayak takımı'göz kamaştırıcı bir koordinasyon ve zerafet içinde.'
E agora, os Esquiadores do Mundo Marinho, numa exibição espantosa de coordenação e espectáculo.
Güzellik, şıklık ve zerafet.
Beleza, elegância e graça.
Hanımefendi, bu ne zerafet.
Senhora, que prazer!
Ve sonra da keman konçertosunu dinlemeye gideriz. Bu ; hoşluk, zerafet ve armoni demek.
- Depois para a terra dos violinos, onde tudo é doçura, delicadeza e harmonia.
Zerafet yoksa, tarz da yoktur!
Sem graça, sem estilo!
Aşk, şefkat, ritm, zerafet, hayatın özü.
O amor, a ternura, o ritmo, a graça, o espírito.
Ama nasıl dans edeceğini bildiğin sürece zerafet aranmıyor anlaşılan.
Mas não é preciso grande graciosidade desde que se saiba os passos de dança.
Hayır, orada bayağı zerafet sergilediniz.
Não, exibiu muita graça ali fora.
Zerafet mi?
Graça?
Hiç böyle bir cesaret, yetenek, hakimiyet, zerafet ve aptallık gösterisi görmemiştim.
Nunca vi uma tal exibição de coragem, habilidade, sangue-frio, graça e... estupidez.
Bu zerafet bu... malesef bu parlak, hasta beyinli bir yumurcak tarafından bilinmedik, dağınık, bir bodrumda bulundu ve yayınlanmadı!
Esta maravilha encontra-se aqui na cave deste... desconhecido, desarrumado, inédito, mas infelizmente brilhante fedelho mal-educado!
Bu basit zerafet için ne düşünüyorsun?
Que pensas desta simplicidade elegante?
Baştan aşağı zerafet timsali bir Leydi
Uma dama graciosa da cabeça aos dedos dos pés
Zerafet içinde çok çok güzel zaman geçirecek.
E, com certeza, ela portar-se-á com elegância e ritmos admiráveis.
İkiz silahım, zerafet ve nezaketi kullanarak acımasız düşmanlarımızı adil bir uzlaşmaya zorladım.
Utilizando as armas gémeas da cortesia e do tacto, bati os nossos inimigos inúteis através de um compromisso justo.
Bende zerafet ve güzellik var.
E depois desta noite, riquezas também.
Buna zerafet deniyor sanırım.
Estás tão elegante.
Zerafet.
Elegância.
Baskı altındaki gerçek zerafet, işte buydu dostum.
Você mostrou presença de espírito sob pressão, cara.
Ama bu iş incelik ve zerafet gerektiriyor.
Mas a charada exige subtileza, graça e elegância.
Sende zerafet, incelik ve duyarlılık var ve bu inanılmaz çarpıcı bir şey. ... değişik bir güzellik... bu..
Tens graça e bondade e sensualidade e esta incrivelmente arrebatadora beleza inesperada que é...
Zerafet ve güzel mizaç hanımefendiliğine hizmet eder.
Seria desespero... Boa disposição e privilégios estão a seu serviço.
- Çok naziksiniz hanımefendi. Yani çocukluğuma karşı gösterdiğiniz zerafet.
Senhora, sois tão bondosa, quero dizer, Vossa Graça, por desvalorizar a minha criancice.
O zerafet seni o kadar etkilemişti ki kendini korumaya almış gibiydin.
Você era meio ingênuo. Cercado pelo berço de ouro.
Zerafet folu Mary Tanrı onunla beraber.
Ave-Maria, cheia de graça, o Senhor é Convosco.
Bu mesleğe güzellik ve zerafet getiren kadını alkışlayalım...
À mulher que trouxe beleza e graça... a esta profissão.
Burası zerafet ve iğrenç bir geçmişin mükemmel bir kombinasyonu- - Bu benim.
É a combinação perfeita entre elegância e decadência.
Asil atalarında olduğu gibi hareketlerinde bir zerafet var.
Tens a graça inata dos teus nobres antepassados.
Bu görev vizyon, azim ve zerafet gerektirir.
É uma função que requer visão, tenacidade e graça.
Zerafet ve güzellik seninle yürüyor.
Graça e beleza caminhar com você.
Kollarına dolanan Sari... güzellik ve zerafet dolu!
Envolta de seu abraço.. são ambos beleza e graça.
Zerafet ve güzellik seninle yürüyor Bu nasıl bir güzellik!
Graça e beleza andam com você.
Emin ol stil, konfor ve zerafet içinde gezeceksin.
Vais viajar em estilo, conforto e graça. Certo? Entra.
Zerafet gereğinden fazla abartılıyor, Bob.
A elegância está muito valorizada, Bob.
Yaşamında ne ile karşılaşsan suratında hep o saygınlık ve zerafet ifadesi belirgin duruyor.
Essa dignidade e generosidade que você pôs em tudo o que aconteceu na sua vida.
Annem, zerafet ve asaletle babamın yerini doldurdu. ... onun yönettiği gibi aynı eşitlik ve adaletle yönetti.
My mother filled my father's shoes com graça e dignidade e governada com a mesma mão justa com que tinha sido governada antes.
Zerafet.
a elegância.
... F. Scott Fitzgerald bu romanında... benzersiz bir zerafet ve nezaket örneği sergiliyor. "
F. Scott Fitzgerald é considerado incomparável... na elegância e beleza dos seus romances ".
"Ve umarım, hayatımda planlarım istediğim gibi olur... " muhakkak olmayacaktır... " Ben aynı zerafet ve gücü kendime işleyebilirim
E espero que, quando a minha vida não for como planeei, o que certamente não irá, eu lide com a mesma graça e força que a minha mãe me ensinou.
Rainbow Dash ve Applejack haydutlar gibi davranabilir ama Rarity kendini zerafet ve güzellik ile yönetir.
mas a Rarity age com beleza e graça.
* İnanılmaz bir zerafet *
Foi um bom plano. Acho que sim.
- Zerafet perilerini.
As Fadas Graciosas.