Zeus tradutor Português
771 parallel translation
" Zeus adina.
" Por Zeus.
Achilles'in babası, yüce tanrı Zeus ona bir seçenek sunduğunda, pespaye ama uzun bir ömür mü, yoksa ihtişam dolu kısa bir hayat mı diye, o ihtişamı seçmişti.
Quando Zeus, pai de Aquiles... mandou-o escolher entre uma vida longa e obscura... ou uma curta, cheia de glórias... ele escolheu a glória.
Ey Tanrı Zeus, hiçbir insanoğlunun ya da tanrının bugüne dek görmediği zaferleri sunağının üzerine koyacağım.
Pai Zeus! Depositarei vitórias em seu altar... Tantas que nenhum homem, nenhum deus jamais viu.
Alexander, şimdi de kendisini resmen tanrı olarak ilan etmemizi istiyor Zeus Ammon'un oğlu olarak.
Alexandre pede que formalmente o proclamemos deus... filho de Zeus Amon.
Yüce tanri Zeus onun ölmesine asla izin vermezdi ve baris ümitlerimizin de.
O grande deus Zeus jamais o deixaria morrer e com ele a nossa esperança de paz.
Yüce Zeus, tanrilarin krali sana Truva Prensi, Polydorus'u veriyoruz.
Ó grande Zeus, rei de todos damos-te Polydorus, Príncipe de Tróia.
- Yüce Zeus, zayif noktasini bulayim.
- Zeus, ajuda a encontrar uma fraqueza.
Onun adı Io'ydu, Ve Zeus'a aşıktı.
Chamava-se Ío, e ligou-se a Júpiter.
Zeus...
Zeus...
Zeus böyle istediği için bunları korku duymadan yapacaksın.
Farás tudo isto sem temor, pois é Zeus quem o ordena.
Zeus tarafından korunuyorsam, buna ihtiyacım olmayacaktır.
Se sou protegido por Zeus, näo terei necessidade disto.
Burada Aristo'nun tacını elinden alacağın yazıyor, ama Zeus'a göre zamanı geldiğinde tacı Aristo'nun çocuklardından birine bırakacaksın.
Também está previsto que embora conquistes o trono de Aristo, o percas, quando Zeus mandar, em favor de um dos filhos de Aristo.
- Zeus böyle istedi.
- É a vontade de Zeus.
Zeus sana bir krallık verdi.
Zeus deu-te um reino.
Asıl öldürmem gereken Jason'ken Zeus niçin bana bu kızı öldürttü?
Por que me fez Zeus matá-la, quando me bastava matar Jasäo?
Zeus yaptıklarını yönlendiremez.
Zeus näo leva os homens a fazerem o que fizeste.
Zeus, sevgili kocam, tapınağımın başına gelenler senin işin mi?
Zeus, meu marido, ordenaste a profanaçäo do meu templo?
- Selam sana yüce Zeus.
- Saudaçöes, meu senhor Zeus.
Ancak Zeus, sana kaç kez yardım edebileceğimi belirledi.
Mas Zeus decretou um limite no número de vezes que posso ajudar-te.
Hephaestus orada yaşardı ve Zeus'a zırhlı silahlar yapardı.
Hefesto vivia lá e fazia armas para Zeus.
- Zeus ona başka görevler verdi.
- Zeus tem outras tarefas para ele.
Yüce Zeus, ben bir günahkarım.
Senhor Zeus, eu era um pecador.
Zeus, bana verdiği güçleri kötü kullandığım için gözlerimi aldı.
Zeus deu-me o dom da profecia, mas eu usei-o mal e cegaram-me.
Zeus, Harpies'lere beni mahvetmeleri için emir verdi.
Zeus ordenou às Harpias que me atormentassem.
"Her şeye razıyım Zeus, dünya beni yutabilir" der.
Ele diz, "Está bem, Zeus, deixa a terra engolir-me."
Dilediğin kadar öfkelen Zeus. Dediklerimde ısrarlıyım.
Podes rugir o que quiseres, Zeus.
Eğer onları Zeus gönderdiyse biz buna karışamayız.
Se Zeus as enviou para o afligirem, näo podemos interferir.
Ben de senden, yemin ederim!
E eu gosto de si, por Zeus!
Zeus, Athena, Afrodit, Artemis.
Zeus, Atena, Afrodite, Artemisa.
Apollo ölümlü, Artemis'in ikiz kardeşi, tanrı Zeus ve Leto'nun da oğlu.
Apolo, irmão gémeo de Artemisa, filho do deus Zeus e de Leto, uma mortal.
5.000 yıl önce bile, tanrılar ölümlüleri aşk için, sevdiği için aldı, tıpkı Zeus'un Leto'yu alması gibi, benim annemi.
Mesmo há 5.000 anos, os deuses tomaram os mortais por amor, como Zeus tomou Leto, a minha mãe.
Zeus, Hermes,
Zeus, Hermes,
Zeus alay edermiş sözünü tutamayan aşıklarla.
Júpiter ri-se dos perjúrios dos amantes, dizem.
Ea, Frisso'yu nezaketle karşıladı... ve Zeus'a şükranlarını sunmak için, altın koçu kurban etti.
Este rei acolheu Frixo... e sacrificou ao deus Zeus o carneiro com pele de ouro... em agradecimento.
Beni Zeus gibi göz hapsine almıştı.
Cismando em direcção a mim como Zeus.
"O an, dinmez kahkahalar yeri-göğü inletir..." "... mesleği, Zeus ve Hera'nın oğlu demirci Vulcan'a tuhaf bir zerafet verir. "
"Vulcano, desajeitadamente desempenha o seu papel, enquanto gargalhadas inextinguíveis ecoam nos céus."
8 ZEUS, JÜPİTER AŞKINA!
ZEUS, POR JÓ!
Benim Jüpiter'den çok Zeus'a benzediğimi söylemişti.
Dizia que eu era mais parecido com Zeus do que Júpiter.
Jüpiter, Zeus'un silik bir Romalı kopyasıydı, o kadar.
Que Júpiter não passava de uma fraca cópia romana de Zeus.
Zeus kız kardeşiyle evlenmişti, değil mi?
- Zeus casou com a irmã, não foi? - Sim.
Zeus'tan hamile kalmıştı.
E ela engravidou dele.
Çocuğun kendisinden daha üstün olacağından ve gökler alemini yöneteceğinden korkan Zeus Metis'in vücudundan çocuğu almış, onu bütün olarak yutmuş ve Zeus'un kafasından Athena fırlamış.
E temendo que o filho se tornasse mais forte que ele e governasse os céus, Tomou-lhe a criança e a engoliu inteira e Athena saltou sobre sua cabeça.
Tanrı mı? Hangisi?
Pensa que é Zeus!
Kendisini Zeus sanıyor!
Isso não soa nada bem para nós, os mortais.
Şimdilik bana Zeus diye hitap edebilirsin çünkü güç konusunda ancak o bana yaklaşabilir.
Por agora podes chamar-me Zeus, pois em poder, é o único próximo de mim.
Eski Romalılar seni Zeus'un görünümünde yarattılar, ama sen bir hiçsin.
Foste criado pelos antigos romanos à sua imagem, mas não és nada, ouviste?
Bu tapınağı Zeus'un çocuğunu doğuracağım yer olarak seçtim!
Este é o templo que escolhi para ter o filho de Zeus!
Zeus'un çocuğu. Evreni yönetmek için.
O filho de Zeus... para governar o universo.
Söyle ona, Zeus'la sevişmek nasıl bir şeydir?
Diz-lhe como é ser amada por Zeus.
Zeus'tan daha yüce olabilir mi?
Poderá ser maior que Zeus?
Zeus!
Zeus!