Zevktir tradutor Português
397 parallel translation
Senin için postacılık yapmak bir zevktir Benjamin.
É um prazer fazer de carteiro para ti, Benjamin.
Benim için zevktir.
Nada me daria mais prazer.
Kendim fotoğrafçı değilim, bay Mazzini ancak kocamla aynı heyecanı paylaşan birini karşılamak benim için zevktir.
Partilho o prazer do meu marido em receber outro entusiasta.
- Bizim için zevktir.
Nós agradecemos, senhora.
Seni görmek her zaman zevktir Diello.
É sempre uma alegria ver-te, Diello.
Seni temin ederim, benim için zevktir Tammy.
- É um prazer, é verdade, Tammy.
Size yardım etmek bir zevktir.
Teria o maior prazer.
Bu kadar kararlı bir bayanla iş yapmak bir zevktir.
É um prazer negociar com uma senhora tão decidida.
Viyana'ya hoş geldiniz demek benim için bir zevktir.
Estou muito satisfeito por lhe dar as boas vindas a Viena.
Benim için zevktir hanımefendi.
O prazer é todo meu, minha senhora.
İyi dostum Sotero'nun fikirlerini dinlemek her zaman bir zevktir.
É sempre um prazer ouvir as opiniões do meu amigo Sotero.
Benim için şeref ve zevktir.
É uma honra e um prazer.
İşimi yapmak bir zevktir, Bay Johnson.
É um prazer fazer o meu trabalho, Sr. Johnson.
Sizinle oynamak benim için zevktir beyefendi.
Terei muito prazer em cobrir as suas apostas, senhor.
Size yardım etmek bizin için zevktir.
Gostaríamos de vos ajudar.
Bu nedenle benim için büyük bir zevktir ki Dr Radcliffe'i son çalışmalarının sonuçları sunmak üzere sempozyum vermesi için çağırdım.
Daí que é com grande prazer que peço ao Dr. Radcliffe para dar a este simpósio contas dos resultados dos seus últimos trabalhos.
Benim için zevktir, hanımefendi.
Foi um prazer.
Araştırmanızdaki boşlukları doldurmak bir zevktir.
É com muito gosto que irei preencher os espaços na sua aprendigazem.
Fransız Müttefiklerimizle tanışmak zevktir.
Um prazer encontrar um de nossos aliados franceses.
Zevk zevktir, Sandy.
Divertimento é divertimento, Sandy.
Bunu anlatmak benim için zevktir.
Será um prazer dizer-lho.
Her neyse, en iyi adamlarımdan üçüne mal olan kişiyle tanışmak bir zevktir.
É um prazer conhecer o homem que me custou três dos meus melhores operacionais.
"Güzellik, her zaman bir zevktir."
"Uma coisa bela é alegria para sempre."
- Bu benim bir zevktir.
- Será um prazer.
Benim için zevktir.
Faça favor.
- Evet. Bir zevktir.
- É um prazer.
Elbette, benim için zevktir.
O Corton. Com certeza.
Aramızda bulunmanız bizim için zevktir General.
Tem sido um prazer recebê-lo, herr General.
Böyle hızlı bir adamla iş yapmak bir zevktir.
É um prazer fazer negócios com alguém que percebe tudo tão rápido.
Oo, hayır. Benim için bir zevktir.
Será um prazer.
Benim için bir zevktir Dr Russell.
- Com certeza, Dra. Russell.
İyi botlar bir zahmet değildir. Bir zevktir.
Boas botas não são uma honra, são um prazer.
Ortak ilgileriniz olan birini ağırlamak zevktir.
É sempre um prazer receber alguém com interesses mútuos.
Benim için zevktir. - Kızım.
Prazer.
Benim için zevktir!
O prazer é todo meu!
Sizi görmek daima zevktir, Leydi Toda, nerede olursa olsun.
É sempre um prazer vê-la, Senhora Toda, seja onde for.
Miami'deki dostuna söyle... bu benim için bir zevktir.
Diz aos teus amigos de Miami, ao teu amigo, que será um prazer.
Benim için zevktir.
O prazer foi meu.
Sizinle tanışmak büyük bir zevktir Bay Firmin.
Dá-me um grande prazer poder saudá-lo, Mr. Firmin.
Bu bir zevktir. El süpürgesiyle bu koltuğun üstünü almak isteyebilirsiniz.
E era melhor passares com o aspirador neste sofá.
Benim için zevktir.
Com prazer.
Weiner-On-A-Stick? Benim için zevktir.
- Quer uma salsicha no pau?
Seni son kez görmek benim için zevktir!
Seria um prazer ver-te bem longe!
- Yeni bir gün, yeni bir zevktir.
- Novo dia, novo passatempo.
- Sizinle tanışmak bir zevktir, Sör Bernard.
- E um prazer conhecê-lo, Sir Bernard.
Yolculuğunuz boyunca sizi eğlendirmek bizim için zevktir.
Iremos fornecer-vos entretenimentos infinitos durante a viagem inter-galáctica.
- Benim için zevktir, Doktor.
- De nada, doutora.
- Benim için zevktir, Sam.
É um prazer, Sam.
"... benim için zevktir. "
- Ele diz :
BURADA DANS BİR ZEVKTİR
ONDE DANÇAR É UM PRAZER
Elbette, benim için zevktir.
- Será um prazer.