Zinde tradutor Português
258 parallel translation
Yine de, yaşamak güzeldir, evlat, zinde olmak iyidir.
Bem, é boa, filho, extremamente boa.
Çadıra döndüğümde karımı zinde görmek isterim
Farão uma boa tenda para seu marido.
Sabah zinde hissetmek istiyorsan yatağa gitmelisin şimdi.
Precisa ir para a cama, para | estar descansado pela manhã.
Zinde hissediyor musun?
Sente-se forte?
Zinde görünüyorsun.
Pareces forte.
Yola çıktığımız zamandaki kadar zinde.
Está afresco como uma alface.
Burada çok zinde oluyorum, bilirsiniz.
Estou a ficar cheio de saúde, sabia?
Zinde bir görünüm zor değil aslında.
Estar fresca, é fácil.
Kaptan gayet sağlıklı ve zinde görünüyorsunuz.
Parece ser saudável e inteligente, Capitão.
John, çok zinde ve sağlıklı görünüyorsun.
John, estás tão limpo e asseado.
Bu güne kadar hiç bu kadar zinde uyanmamıştım.
- Doente? Nunca acordei tão fresco.
Boksun da sınırları olmalı, ama ikisi de zinde. Bu yüzden güçlü bir adamın bir kızı dövmesi yanlış değil.
O boxe deve ter limites, mas, desde que ambos estejam em forma, não vejo mal nenhum em que um homem saudável dê uma coça do caraças a uma menina de escola.
Çünkü günün saatleri,..... hem zinde kalmaya hem de iş hayatında başarılı olmaya yetmiyor.
Porque não há horas suficientes no dia para fazer exercícios e se dedicar efectivamente aos negócios.
Çünkü böylesine zinde olamazdı!
Porque ele ficou com muito bom aspecto.
Beni zinde tutuyor.
Mantêm-me alerta.
Askerlerinin durumlarını yakından takip ederdi onların zinde ve saldırıya hazır olmalarını isterdi.
Zeloso pelo bem-estar das tropas, queria-as prontas para o ataque.
Zinde ve dinç kalmalıyım.
Tenho de me manter em forma, vigoroso e activo.
Söylesene burada bu kadar... zinde olmayı nasıl başarıyorsunuz?
Diz-me, como consegues manter-te tão em forma aqui?
Yarın sabah 6.30'da zinde olarak göreyim sizi.
Até amanhã às 6 : 30h.
Zine halsiz, hasta. Bu karda kışta zor gider o yolu.
Zinde está cansada, doente.
Ve yeni bir sabaha zinde bir başlangıç yapalım.
E de manhã já bem dormidos vamos até lá.
- O çok zinde, çok şık!
- Oh, ele é óptimo. É divertido!
Reedburn'ü iyice dövmeye niyetlenmiş olduğunu söylüyor, ancak cesaretini topladığında pek de zinde bir halde değilmiş.
Diz que queria dar uma boa sova ao Reedburn, mas assim que arranjou coragem, não estava em estado de a dar.
Film seyrediyormuşum gibi. Beni zinde tutuyor.
Yeah, Mantém-me em forma.
Olur ya, böyle zinde falan.
O australiano típico. É muito simpático.
Oh, Tanrım, Smithers... Kendimi çok zinde hissediyorum!
Oh, meu Deus, Smithers...
İşte benim adamım, zinde ve şık.
Há meu garoto, olhando em forma e dandy.
Dikkatini açarak seni zinde tutar.
Vai manter a sua mente afiada.
Ara sıra hendekten inmek iyidir, adamı zinde tutar.
É bom estar nas trincheiras. Mantém-no em forma.
Yüzlerce, sıkı çalışan zinde, genç, kullanıma hazır adam...
Centenas de rapazes esforçados e robustos. Na flor da vida...
Kendimi o kadar zinde hissediyordum ki onun her isteğine boyun eğiyordum.
E tão eufórico estava que satisfiz todos os desejos dela.
Zinde gösteriyor.
Faz-nos parecer mais jovens.
Sen çok zindesin. Bana çok zinde göründün.
Muito fresca Pareces-me muito fresca.
Aklı zinde iken yapmak istiyorum.
Quero fazê-lo enquanto está fresca.
Dünyada kendimi böyle zinde hissettiğim sadece bir yer daha var.
Só há um outro lugar na vida em que sinto este tipo de satisfação.
Güne zinde başlamak lazım.
Tenho de começar bem o dia, meu.
Kendimi zinde hissediyorum.
Motiva-me.
Genç ve zinde biriyse- -
Um homem com garra- -
Yolculuğumuzun sonunda direnişle karşılaşırsak dinlenmiş ve zinde bir zihinle karşılarına çıkmanızı isterim.
Se encontrarmos resistência no final da nossa viagem... não seria sábio confrontá-la descansado e com a cabeça limpa?
Hiçbir şeyin, sağlıklı bir ölüm korkusu kadar beni zinde ve uyanık tuttuğunu görmedim.
Nada me deixa alerta como um medo saudável da morte.
Bu yol savaş için zinde kalmamızı sağlar.
Assim poupamos as nossas forças para a batalha.
Evet. Çok zinde ve neşelisin.
Pois, estás são que nem um pêro!
Zinde ve neşelisiniz.
- Está são que nem um pêro!
Hayır, Beni zinde tutuyor
Oh não, mantém-me fresca
Sen bittin. Zinde ve iyisin.
Estás livre e com saúde.
Yeniden sağlıklı ve zinde olmak için sabırsızlanıyorum.
Estou ansioso para voltar a sentir-me saudável e forte novamente.
Biliyor musun, her sabah uyandığımda kendimi zinde hissederim Çünkü bilirim ki, her köşe başında, meydan okuyacağım Savaşacağım ve fethedeceğim biri olacaktır.
Sabe, cada dia me levanto e me sinto cheia de certeza de que sempre há alguém em algum vilarejo alguém para desafiar, batalhar e conquistar.
Nasıl bu kadar zinde kalabildin?
Como consegue menter-se em forma?
Üçe kadar sayacağım ve siz gayet zinde bir şekilde uyanacaksınız
Vou contar até 3...
Yarın zinde bir başlangıç yapmak iyi olur.
Seria bom estarmos frescos amanhã.
Yarın zinde olacağız.
Amanhã seremos saudáveis.