Ziyal tradutor Português
56 parallel translation
Tora Ziyal kim?
- O quê? Quem é a Tora Ziyal?
Birisi, arkadaşındı Tora Naprem diğeri de Tora Ziyal, 13 yaşında bir kız.
Um deles era a sua amiga, Tora Naprem. E a outra... era a Tora Ziyal, com 13 anos de idade.
Ziyal Kardasya ismi.
Ziyal é um nome cardassiano.
Ziyal Napremin kızıydı ve sen... Babası benim.
Ziyal era filha da Naprem, e você...
Binbaşı, neden diğerleri için endişelenmiyorsunuz Ziyal'i ben düşünürüm. Ne de olsa benim kızım.
Major, preocupe-se com os outros sobreviventes e deixe-me preocupar com a Ziyal.
Ravinok bir şileple buluşacaktı o da Naprem ve Ziyal'i Lissepia'ya götürecekti orada bir şekilde barış içinde yaşayabilirlerdi.
A Ravinok ia ao encontro de um cargueiro que levaria a Naprem e a Ziyal para Lissepia, onde podiam viver as suas vidas nalgum tipo de paz.
O zaman Ziyali koruyacak kadar düşünüyorduysan şimdi nasıl öldürmeyi düşünebilirsin?
Se se importava o suficiente para ajudar a Ziyal, como pode matá-la agora?
Yeni sivil hükümetten taraf olunca bir çok düşmanım oldu Ziyali bana karşı kullanmaktan çekinmeyecek düşmanlar.
Ao alinhar-me com o novo governo civil, fiz muitos inimigos. Inimigos que não hesitariam em usar a Ziyal contra mim.
Ziyali gömdüğüm zaman, onun mezarında da ağlayacağım tıpkı annesine ağladığım gibi ama bu yapmam gerekeni yapmamı engellemeyecek.
E quando enterrar a Ziyal vou chorar sobre o seu túmulo, tal como chorei sobre o da sua mãe. Mas isso não me vai impedir de fazer o que tenho de fazer.
Tora Ziyali nerede bulabileceğimi söyle?
Diga-me onde posso encontrar a Tora Ziyal.
Tora Ziyal nerede?
Onde está a Tora Ziyal?
Ziyal.
Ziyal.
İsteseydin bana Ziyalden hiç bahsetmezdin.
Se quisesse, não me teria falado da Ziyal. Agora, pouse a espingarda.
Ziyal, kaç!
Ziyal, corre.
Ziyal eğer seninle olamayacaksam ölmeyi tercih ederim.
Ziyal... Se eu não posso estar contigo então prefiro morrer.
Ziyal nerede?
A Ziyal?
Ziyal'i yanında Kardasya'ya mı götüreceksin?
Vai levar a Ziyal de volta para a Cardássia consigo.
Ayrıca Ziyal, Kira'nın arkadaşı ve yerinde olsam onunla uğraşmak istemezdim.
Além disso, a Ziyal é amiga da Kira, e eu não me meteria com ela.
Ziyal ile nasıl hastalıklı bir oyun oynuyorsunuz bilmem ama buna son versen hatta hemen son versen iyi olur.
Não sei que jogo doentio está a fazer com a Ziyal, mas é bom que pare imediatamente.
Peki, Ziyal ile çıkmayı iptal mi edeceksin?
Então, vai cancelar o encontro com a Ziyal?
Babasının, Kafamı, Ziyal'e doğum günü hediyesi olarak sunulduğunu hayal etmiştim.
Tinha tido visões da Ziyal a entregar a minha cabeça ao pai dela, como prenda de anos.
Ziyal beni öldürmeyi düşünseydi Kira uzak durmam için beni uyarmaya çalışmazdı.
Se a Ziyal planeasse matar-me, a Kira não tentaria afastar-me dela.
Ziyal'la konuştum.
Falei com a Ziyal.
Buna inanmayabilirsin Binbaşı ama Ziyal konusunda hiçbir şeyden pişman değilim.
Pode não acreditar, Major, mas, no que toca à Ziyal, não me arrependo de nada.
Ziyal, babanın benden istediği onu affetmem.
Ziyal, o que teu pai quer de mim é perdão.
Ziyal, yedek plazma monifoldu içindeki faz dengeleyicisini görüyor musun?
Ziyal, vês o compensador fásico no coletor de plasma suplente?
- Bir de Ziyal var.
Há ainda a Ziyal.
- Odo, bu Tora Ziyal.
- Odo, esta é a Tora Ziyal.
Ziyal sana güveniyor.
A Ziyal está a contar contigo.
Ziyal?
Ziyal?
Ziyal seçimini yaptı.
A Ziyal fez a escolha dela.
Demiştin ki Gama çeyreğinde kaybolmuş ve kurtulan Kardasyalılardan vaz geçtim. Peki, Ziyal haklıydı.
Disse ter desistido dos sobreviventes que estavam perdidos no Quadrante Gama.
Pes edecek birisi değilsin.
Bem, a Ziyal tinha razão. Não é daqueles que desistem.
Ziyal... Ne olursa olsun ne kadar kasvetli görünürse görünsün Geri geleceğim söz veriyorum.
Ziyal, aconteça o que acontecer, por muito más que as coisas estejam, prometo-lhe que vou voltar.
Seni tekrar görmek güzel, Ziyal.
Que bom voltar a ver-te, Ziyal.
Dinle, bütün bunlar Ziyal'i Bajor tapınağında hizmete almakla ilgiliyse...
Ouça, se isto é por levar a Ziyal às missas no altar bajoriano...
İstasyona Ziyal'i senin için getirmedim.
Não trouxe a Ziyal para a estação por si.
Baba, gitmek istediğimden emin değilim. Ziyal.
- Pai, não tenho a certeza de querer ir.
Tartışacak bir şey yok.
- Ziyal. Não há discussão.
Ziyal, bana güvenmek zorundasın.
Ziyal, tens de confiar em mim.
Beni dinle, Ziyal.
Ouve-me, Ziyal.
Ziyal için daha iyi olacaktır.
que a Ziyal ficasse confinada aos aposentos.
Federasyon gelmeden, burayı terk etmemiz gerek Ziyal.
Temos de sair daqui, Ziyal, antes que a Federação chegue.
Ziyal, her şey yoluna girecek.
Ziyal, está tudo bem.
Seni affediyorum Ziyal.
Ziyal, eu perdoo-te.
Ziyal, lütfen duy beni.
Ziyal, por favor, ouve-me.
Seni seviyorum Ziyal.
Amo-te, Ziyal.
Tek eziyet gören de, Ziyal.
A única pessoa que sofre é a Ziyal.
Ziyal...
Ziyal.
Bekle Ziyal.
Espera, Ziyal.
Ziyal...
Ziyal...