Ziyaretime tradutor Português
330 parallel translation
Ziyaretime geldiğin için sağ ol bu arada. Kusura bakma.
Obrigado por vires visitar-me.
Yalnızlığımda ziyaretime gelmen ne incelik.
És muito simpática vindo visitar-me.
Ben de senede bir, onları ziyaretime çağırıyorum.
Então, uma vez por ano, no meu aniversário, convido-os a visitar-me. - Muitos...
- Onunla sık sık ziyaretime geldi.
- Ele já esteve com ele no meu escritório.
Uluslararası seçkin kişiler ziyaretime gelirlerdi.
A elite internacional vinha visitar-me.
İlk başta her gün ziyaretime gelip başımı döndürüyor ve sonra hiç birşey.
Primeiro, ele vem me visitar todos os dias, me confunde... e depois desaparece.
Bu histeri bitince ailenle beraber ziyaretime geleceksiniz.
Quando esta histeria acabar, tu e a tua família virão visitar-me.
Sonunda ziyaretime gelmeyi kabul ettiğiniz için çok mutluyum.
Estou contente que me tenha vindo visitar.
Noriko belki bugün ziyaretime gelebilir.
Noriko deve estar lá em casa, hoje.
Fırsat bulursan lütfen ziyaretime gel.
Por favor vai visitar-me, se puderes.
Cortina ziyaretime anlam kattınız.
Estar em Cortina já valeu a pena, só por isto.
- Cathy hâlâ ziyaretime gelmedi mi?
- Cathy já veio visitar-me?
Belki bir gün ziyaretime gelir bir dağ lalesi koparırsın ve beni düşünürsün.
Se um dia passar por ali, pegue uma amora e pense em mim.
Eliza ziyaretime geldi, onu gördüğüme çok memnun oldum.
A Eliza veio cá esta manhä e fiquei encantada em recebë-la.
Bu gece bir sinyorita ziyaretime gelecek.
Vou trazer uma "señorita" aqui hoje à noite.
Ziyaretime kimse gelecek mi?
Ninguém virá me ver?
Ziyaretime geldi Majestelerinin duasıyla, anladığım kadarıyla.
Ele foi me procurar. E com a bênção de Vossa Majestade.
Amerikalı'nın adamları ziyaretime geldi de.
Os homens do Americano fizeram-me uma visita.
Dayın John... ziyaretime geldi.
O teu tio John veio cá visitar-me.
Sonra, Charles-Touriski Bourbon vardı. Sonra, Kuzeni ispanyanın müstakbel kralı olacak bir prens olan Juan Carlos da her gün ziyaretime geldi.
Tive a visita de um príncipe espanhol.
"Hapisteyken ziyaretime gelenler listesi" nden... nasibini alan Nina da aslında... Barones Van Pallandt idi.
Nina, que Marcel arrancou de nossa lista de nomes de visitantes de prisioneiros, é a Baronesa Van Platen.
"... tâki karanlığın ortasından, ani bir ışık ziyaretime gelene kadar. "
".. até que, do meio desta escuridão, uma luz repentina irrompeu em mim. "
California'da ziyaretime gelin.
Podem vir visitar-me na Califórnia.
Eski bir dostum şehir dışından ziyaretime gelmişti!
E um velho amigo de fora da cidade chegou!
Fırsat buldukça ziyaretime gelir.
Ela visita-me muitas vezes.
- Ziyaretime geldi
- Veio visitar-me
Michale Knight dün gece ziyaretime geldi.
Ontem à noite, esteve aqui um tal Michael Knight.
İki yıl önce, bir sabah o güne kadar, benim için tamamen bir yabancı olan Blessington adındaki bir adam ziyaretime geldi.
Uma manhã, há dois anos, recebi a visita de um fulano chamado Blessington, que até então, me era totalmente desconhecido.
Gittikten sonra, ziyaretime gelirsin, değil mi?
Procure-me quando lá chegar, certo?
Ziyaretime gelin ya da 665058'i arayarak bana ulaşın.
Façam-me uma visita, ou liguem-me para o 665058.
Ziyaretime gelin ya da 66...
Façam-me uma visita, ou liguem-me para o 66...
Büyük bir olasılıkla tutuklanacağım ve ziyaretime gelirsiniz!
Estou a fazer com que me prendam, assím, virá visitar-me na cadeia.
Eğer nehir kıyısına gidersem ziyaretime gelecek misin?
Se eu ficar em Riverside, voce vem me visitar?
Önce ziyaretime gelmeyi bıraktın. Şimdi de mektuplarıma cevap yazmıyorsun.
Primeiro deixas-te de me visitar...''e agora já nem respondes às minhas cartas.'
Çok iyi bir hemşire ziyaretime geldi.
Tive uma visita de uma boa enfermeira.
Sonra düşündüm de eğer cezamı çekeceksem, ziyaretime küçük bir paragöz gelsin.
Depois, pensei : "Se vou cumprir pena, mereço uma comissão."
George, oğlum. Ziyaretime gelmen ne kadar güzel.
George, que amável visitares-me.
Bu sabah, Leydi Yardly ziyaretime geldi.
Esta manhã tive o prazer da visita da Lady Yardly.
Hapisteyken ziyaretime geldi, ama bilemiyorum...
Pois. Ela veio me visitar quando eu estava preso.
Annem ziyaretime gelecek.
Ouve lá, a minha mãe vem visitar-me.
O adam buraya ziyaretime gelirse, onu sevdiğimi söyleyeceğim.
Apostei que, se um homem me viesse visitar quando estivesse no jardim, que nos apaixonaríamos um pelo outro.
Bir gün ziyaretime gelin.
Venha visitar-me um dia destes.
Ziyaretime gelecektin, ben de seni hiç aklımdan çıkaramayacaktım.
Irias visitar-me e fazer-me lembrar de ti, todo o tempo.
Ziyaretime geldiğin için sağol, Moe.
- Obrigado pela visita, Moe.
- Kaybettikten sonra, öfkeli bir... şekilde ziyaretime geldi.
Após ter perdido, o Herb procurou-me num estado agitado...
Gelemediğimde siz ziyaretime geleceksiniz.
E quando não possa, virás a vsitar-me.
Babam ve Maria Martta ziyaretime gelecek.
O pai e a Maria vão visitar-me em Marco. ,
Güle güle, Miss Bennet. Birkaç gün içinde ziyaretime geleceklerine söz verdiler.
Mas prometeram visitar-me um ou dois dias depois.
Neden haftasonları ziyaretime gelmiyorsun?
Porque não foste ter comigo?
Chicago'dan ziyaretime gelen kuzenim. Olamaz.
- É minha prima, veio de Chicago.
Hapisteyken her gün ziyaretime geldi.
Quando estava preso ela vinha ver-me todos os dias.