Ziyaretini tradutor Português
150 parallel translation
Bu olay yeri röportajlarımıza ara vermek zorunda olduğumuz için üzgünüm ancak Bay Tatum'un, Leo'ya günün ilk ziyaretini yapmak üzere olduğunu görüyorum.
Lamento termos de interromper estas entrevistas no terreno, mas vejo estar quase na hora do Sr. Tatum fazer a sua primeira visita do dia ao Leo.
Merne'in ziyaretini kısa kesmesi çok üzücü.
Que pena que ele precise interromper a visita.
Kraliçenin ziyaretini siz ayarlasaydınız bile bundan daha iyi bir sonuç alamazdınız
Serviu mais ao seu propósito do que visitar a própria rainha.
Ziyaretini beklemiyordum.
Confesso que não esperava a sua visita.
Bu büyükbaş hayvan baronunun ziyaretini neye borçluyuz?
A que devemos a visita do barão do gado?
Ziyaretini beklemiyordum, yoksa adamları hazırladım.
Não esperava uma visita ou teria os meus homens a postos.
Méliès şeyi çekiyordu... Yugoslavya kralının Başkan Fellieres'i ziyaretini çekiyordu.
Méliés filmava... filmava a visita do rei da Jugoslávia ao Presidente Félliéres.
Dışişleri Bakanlığı, İngiliz Hazine Bakanı... Sir Harold Clark'ın ziyaretini doğruladı.
O ministério estrangeiro confirmou hoje a visita oficial... do ministro das finanças britânico, Sir Harold Clark.
Aklımıza Michael Stewart'ın Nijerya konuşması geldi ve üyelerimizin birçoğu da Willy Brandt'ın Doğu Almanya ziyaretini önerdi.
Considerámos uma versão do discurso de Michael Stewart na Nigéria, e existiram vários votos do comité para uma encenação da visita de Herr Willy Brandt à Alemanha de Leste.
Buraya General Waldeck'in ziyaretini haber vermeye geliyorum... Ve seni firara teşvik ederken buluyorum.
Venho anunciar a visita do General Waldeck e encontro-as a preparar uma fuga!
Bu ziyaretini neye borçluyum? Tanrı'ya mı?
Importaste de dizer-me o que fazes aqui?
Onun ziyaretini anlatın.
Fale-me dessa visita.
O toplarla ilgili birşey öğrenene kadar ziyaretini uzatıyorum.
Vou prolongar a sua visita até saber dessas bolas.
Başkan Dakra ziyaretini yarın akşam bir ziyafetle noktalayacak yemekte iki Amerikan vatandaşına madalya sunacak.
O presidente Dakra acabará a sua visita amanhã, com um banquete... durante o qual dará medalhas a dois cidadãos americanos.
Başkan Dakra bu ilk ziyaretini geçen yıI Kimbala'yı vuran kuraklıkla mücadele edilmek için geliştirilen sulama projesinden dolayı Amerika'yı teşekkür etmek için yapıyor.
O presidente Dakra vem pela primeira vez aos EUA agradecer... por desenvolvermos um projecto de irrigação para combater a seca... que Kimbala enfrentou no ano passado.
- İkinci ziyaretini kastediyor.
- Vamos falar da sua segunda visita.
Bu Baron'un Amerika Birleşik Devletleri'ni ziyaretini ertelemek amacıyla onu ikna etmek için bir fırsat.
A oportunidade de adquirir um conjunto deste calibre pode convencer o Barão a adiar a sua viagem aos Estados Unidos.
Başbakan Nikita Khrushchev, bugün ilk ziyaretini, Berlin duvarına yaptı.
O primeiro ministro Nikita Khrushchev fez hoje a sua primeira visita ao muro de Berlim.
Planladığınız o Saint-Thomas madeni ziyaretini de ertelemeliyiz. Bence sakıncalı olabilir.
Além disso a visita que tinhas projectado à mina de Saint-Thomas não poderá efectuar-se hoje, não seria prudente.
Bütün aile... haftalık ziyaretini dört gözle bekliyor.
"A sua visita semanal é esperada ansiosamente por toda a família."
İnan bana, ben de senin kadar Keiko'yla Molly'nin ziyaretini bekliyorum.
Estou tão ansioso pela visita da Keiko e da Molly como você.
Bu ziyaretini neye borçluyuz acaba Shang Tsung?
A que devemos a honra da tua visita, Shang Tsung?
Hükümetim, Centauri İmparatoru'nun ziyaretini kesinlikle tasvip etmiyor.
Esta visita do imperador Centauri é inaceitável para o meu governo.
Mezar ziyaretini seven biri değilim.
Não sou uma pessoa de cemitérios.
Bana ziyaretini haber vermeliydin.
Devia ter-me avisado da sua visita.
Başbakan Shakaar'ın yaklaşan ziyaretini protesto ediyormuş.
Protestava contra a visita iminente do primeiro-ministro Shakaar à estação.
- Bu ziyaretini neye borçluyuz dersin?
Por que não dá uma das suas tiradas? - Por favor!
Sigarayı yasaklayarak, eş ziyaretini yasaklayarak.
Proibiu os cigarros, proibiu as visitas conjugais.
Eş ziyaretini iptal et.
Cancele-lhe a visita conjugal.
Eş ziyaretini yasakladılar. Sigarayı yasakladılar.
Proibiram as visitas conjugais, proibiram fumar.
Neville, Manhattan'a yıllık hac ziyaretini yapıp sanat dünyasında neyin moda olduğuna bakıyordu.
Neville andava na sua peregrinação a Manhattan, para ver o que havia de novo no Mundo da Arte.
Bu hac ziyaretini sadece bir donem icinde yapabilirsin. Bir daha ki sefer icin 12 yil beklemelisin.
"só podemos fazer a peregrinação em determinadas alturas."
Son ziyaretini düşünmek için çok vaktim oldu, özür dilerim.
Tive muito tempo para pensar na tua última visita e peço desculpa.
Çabuk bana sarıl yoksa bu sabahki Gurukul ziyaretini Bayan Monica'ya anlatırım.
Como tens passado, abraça-me rápidamente ou... Contarei a Miss Monica sobre as tuas visitas matinais a Gurukul.
Graceland ziyaretini unutun... şu anda sadece görevimizi düşünmeliyiz.
Nem pensem em visitar Graceland, porque agora nos vamos concentrar na nossa missão.
Vogelsang senin dövmeciye olan ziyaretini anlattı.
Vogelsang me deu uma diga sobre a sua visita ao salão de tatuagem.
Hazır görüşüyorsun, eş ziyaretini de geri vermesini iste.
Já que está, Ihe peça que nos devolva as visitas conjugais.
Dominic'in ziyaretini açıklamanı istiyorum.
Explica a visita do Dominic.
- Eski karının beklenmedik ziyaretini işittim.
- A tua ex-mulher está cá...
Pekala. Ziyaretini neye borçluyum?
A que devo a honra da tua visita?
colin bu adamın ziyaretini ayarlamıştı. ama uçmadan önce iptal etmeyi unutmuş.
O Colin consegui que ele o visitasse, mas depois esqueceu-se de cancelar antes de ir embora.
Ziyaretini mahvetmek istemem.. ama.. baban öldüğünden beri işler pek yolunda gitmiyor.
Não te quero estragar a visita, mas as coisas não têm corrido lá muito bem desde que o teu pai morreu.
Sevgili anneciğim seni ne kadar özlediğimi ve ziyaretini... iptal etmek zorunda olduğunu bildirmekten ne kadar acı çektiğimi hayal bile edemezsin.
Querida mãe... não imaginas o quanto sinto a tua falta... e quanto sinto em te informar que deves cancelar a tua visita.
İlk ziyaretini yalnız yapacaksın.
A tua primeira visita sozinha.
Bu da Buster ve Lucille'nin ziyaretini umduklarından çok farklı bir yöne çekmişti.
O que fez com que a visita do Buster e da Lucille fosse diferente do esperado.
Denobula ziyaretini kısa kesmek... zorunda bırakılman üzücü, fakat görünüşe göre sana Dünya'da ihtiyaçları vardı.
Infelizmente, foi obrigado a ficar menos tempo em Denobula, mas, obviamente, precisam de si na Terra.
Andy, daha önce söylediklerim kafeye ziyaretini yanlış anladım değil mi?
Andy, o que eu disse antes... Eu percebi mal a visita ao café, certo?
Başkan'ın ziyaretini iptal ediyorum.
Vou cancelar a visita do Presidente.
Bu ziyaretini...
Então...
Bunca yıldan sonra bu ziyaretini neye borçluyuz Milo?
Que te traz aqui depois de todos estes anos, Milo?
Ziyaretini dört gözle bekliyoruz.
Esperamos ansiosamente pela sua visita, e temos muitos planos para toda a família.