Zola tradutor Português
268 parallel translation
Dickens, Zola, Michelet.
Dickens, Zola, Michelet.
Emile Zola'nın ahlaksız biri olduğunu mu düşünüyorsunuz Bayan French?
Miss French, acha que Emile Zola era imoral?
Bunu konuyu Bayan Zola'ya bırakmalısın.
Isso é um assunto a discutir com a madame Zola.
Emile Zola...
Émile Zola,
- Ya Zola? O da mı burada yasaklı?
E Zola também foi banido?
- Evet. Zola, o da bir yasaklı.
- Sim, também foi banido.
Hepsi antik Provence, Zola'nın cennet yeri!
Isso tudo é antiga Provence, é o paraíso do Zola!
Sayın Yargıç değerli jüri üyeleri : Ben çocukken, kahramanlarım Bebek Ruth veya Lou Gehrig değildi Clarence Darrow ve Émile Zola idi.
Meritíssimo, senhoras e senhores do júri, quando era garoto, os meus heróis não eram Babe Ruth ou Lou Gehring.
Siyu'yu, Dosteyevski'yi Victor Hugo'yu, Emile Zola'yı görebiliyorum.
podia ver o Dostoyevsky. Victor Hugo, Emile Zola.
"Küçük Numaracı" yı on dokuz yaşındayken yazdı. Kendisini, Manhattan'ın Emile Zola'sı sanıyor.
Foi um fedelho poseur que foi publicado aos 19 anos, e julga que é o Émile Zola da Manhattan do final de século.
11 yaşımdayken Emile Zola'nın Hayatı adındaki film oynuyordu.
Uma vez, quando eu tinha 11 anos, estava lá um filme sobre a vida de Emile Zola.
Filmde Zola, mahkemede Fransız hükümetini masum birini suçlayarak onurunu kaybetmekle itham ediyordu.
No filme, Zola argumentou em tribunal acusando o governo francês... de pôr em risco a sua honra ao acusar erroneamente um homem inocente.
Zola bir avukat değildi tabii ama konuşma tarzı...
Zola não era um advogado, como é óbvio, mas a forma como ele falou...
Bu konuda kararlı olduğun belli Emile Zola.
Émile Zola, tens mesmo a certeza.
Yani Henüz Zola öldürdü herhangi bir kelime?
Então... Já sabem quem matou o Zola?
İlki Zola Budd adındaki atlet içindi.
A primeira foi uma atleta chama Zola Budd.
Ama Zola Budd'ın meydan okurcasına çıplak ayakla koşması bana oldukça çekici geliyordu.
Mas era o facto da Zola Budd correr descalça de uma forma desafiante que a tornava tão atraente para mim.
3,000 metre yarışında Zola Budd, Amerikalı Mary Decker'e çarptı.
Na corrida dos 3000 metros, a Zola Budd foi contra a americana Mary decker.
Budd'ın konsantrasyonu Decker'in düştüğü yerde kalmıştı.
O espírito de corrida da Zola ficou para trás onde a Mary caiu.
Zola yedinci oldu.
A Zola acabou na sétima posição.
L'Assommoir, Emile Zola tarafından yazılmıştı
"L'Assommoir" de Émile Zola.
Joanie Benoit, Jackie Joyner Kersey, Babe Didrikson Zaharias, Mary Decker, Zola Budd...
Joanie Benoit, Jackie Joyner Kersey, Babe Didrikson Zaharias,
Ve, nefes kesici bir hareketle Vincent, babasının İncil'inin yanına Fransız yazar Emile Zola'nın bir kitabını koyar.
E, notavelmente, Vincent colocou ao lado da bíblia do pai um livro do novelista francês Emile Zola, o cronista supremo da classe operária oprimida e torturada.
Vincent, Zola'da bir tanıdık ruhu görür. Sanatın toplumsal amaca kucak açan yani gerçeklerin sanatsal yorumunu.
Vincent viu em Zola sua alma gêmea, abraçando o propósito social da arte bem como a interpretação artística da realidade.
Zola, başta Meyhane olmak üzere pek çok diğer başyapıtlarında çizimlerinde kullanacağım kişileri gösteriyor ve bizlerin nelere ihtiyacımız olduğunu hissettiriyor.
Zola, em "La Joie De Vivre e L'Assommoir", e em tantas outras obras-primas, pinta a vida como nós a sentimos, desse modo, satisfazendo a necessidade que temos, de que as pessoas nos contem a verdade.
Zola'yı okuyun. Size güç verir ve zihninizi temizler.
Ler Zola é muito saudável e clareia a mente.
Zola'nın deneylerinden biri olabilir.
Uma das experiências do Zola, talvez.
Benim tek istediğim, Arnim Zola.
Tudo o que quero é o Arnim Zola.
Yeni arkadaşlarınla, Arnim Zola'nın yaratıkları ilgilenecek peki ya senle?
As criaturas do Arnim Zola vão tratar dos seus novos amigos. Mas você?
Bu, Arnim Zola'nın genetik ucubelerinden biri.
Esta é uma das aberrações genéticas do Arnim Zola.
Zola, tabii ya.
Zola, é claro!
Bugün hayatlarımızı kurtardın. Zemo ve Arnim Zola hâlâ dışarıda bir yerdeler.
Zemo e Arnim Zola ainda estão por aí.
Zola burada olacak. Tamam mı?
E a Zola esta mesmo aqui.
Zola'yı çağıracağım.
Vou chamar a Zola.
Zola, unutma.
Zola, lembra.
Merhaba, ben Zola.
Olá, eu sou a Zola.
Zola, bunları getirdiğin için sağol.
Zola, obrigado por arranjares isto.
Ama lütfen Will'in görmesini sağla, Zola'ya da ailesini ver.
Mas por favor dá ao Will a sua visão e á Zola a sua família.
Bu Zola. 6 aylık...
Esta é a Zola. Tem seis meses e nasceu com espinha bífida...
Zola'ya bakmak için buradayız.
Viemos examinar a Zola.
Zola'da Chiari malformasyonu yok... -... ama beyinde su toplanması var.
A Zola não tem malformação de Chiari, mas tem hidrocefalia.
Evet. Zola, bu Meredith.
Zola, esta é a Meredith.
Meredith, bu Zola.
Meredith, esta é a Zola.
Zola, bana gülümseyebilir misin?
Zola, podes sorrir para mim?
Şimdiye kadar birçok bebeği kucağıma aldım. Birçok bebeği tedavi ettim, ama Zola'ya bakınca...
E já peguei em muitos bebés ao colo, já tratei muitos bebés, mas quando olhei para a Zola...
Zola ameliyattan dolayı bir şey yemedi. Muhtemelen karnı aç.
Mas a Zola não comeu nada por causa da operação.
Sen ve Zola kanka olacaksınız değil mi?
Tu e a Zola vão ser as melhores amigas. Não é verdade?
Bu Zola'nın babası. Evet, öyle, değil mi?
É o papá da Zola, não é?
Ben Zola'yı böyle büyüteceğimden değil tabii annem beni böyle yetiştirdi.
Não é que eu queira criar a Zola da mesma maneira que a minha mãe me criou. Eu...
Bana Zola'dan bahseder misiniz?
Que tal falar-me um pouco da Zola?
Kes!
- Mary Decker, Zola Budd... - Corta!